Perdikis ile çöp toplarken: Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği “düzen bozulsun” istemiyor!

Aziz Şah – Haftasonu Kıbrıs Yeşiller Partisi ve Maronitler işgal bölgesinde caretta carettaların yumurtladığı bir kumsalı temizledi Ayrini bölgesinde.

Yeşiller’in kurucu başkanı Perdikis her sene Ahmet Muzaffer Gürkan ve Ayhan Hikmet için 23 Nisan’da düzenlediğimiz anmaya katılır.

İşgal bölgesine çöp toplamaya geleceklerini söylediğinde şaşırdım. Şaka zannettim, çöp kamyonunu görene kadar…

Bir kamyon çöp topladık caretta carettaların yumurtladığı Akdeniz Özel Çevre Koruma Bölgesi’nden…

Perdikis, “Senelerdir bu işi yaparım” dedi. “Bu iş” dediği işgal bölgesinde kumsallarda çöp toplamak!

-İlk defa bu kadar çöp gördüm!

En son Karpaz’da çöp yığını ile karşılaştığında sormuş bölgedeki Kıbrıslılara: Bu çöpleri kim bırakır?

-Türkiyeliler piknik yapıp çöpünü bırakır, cevabını almış.

***

Kıbrıs Yeşiller Partisi’nde -dün- işgal altındaki bölgelerdeki toprak gaspı üzerine basın toplantısı vardı.

-“İşgal altındaki bölgelerdeki gasp, Kıbrıslıların etnik/dini temelde coğrafi ayrımına dayalı ırkçı ve apartheid bir çözümün dayatmasının siyasi zeminidir. Bu konu yalnızca mülk sahiplerini ilgilendiren bir mesele değil; Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğine yönelik bir saldırı, nüfus kolonizasyonu ve geri dönüşü olmayan ekolojik/kültürel yıkım temelinde işlenmiş bir savaş suçudur” diyor Yeşiller.

İşgal bölgesine gelerek caretta carettaların yumurtlama alanlarını temizleyen bir partiden bahsediyoruz.

Baf’tan Karpaz’a Kıbrıs’ı bir bütün olarak seven bir parti…

Tarihi boyunca rejimin hiçbir zaman parçası olmamış, hiçbir yolsuzluğa adı karışmamış, binasında sadece Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağı olan bir partiden bahsediyoruz. Birçok Türkçe konuşan Kıbrıslı üyesi var ve bu üyeler partinin yetkili kurullarındadır.

Yeşiller’in toprak gaspı ile uğraşmasının temel nedeni insan haklarını ayrımsız savunması, vatansever ve ekolojist olmasıdır. Ama bir neden daha var: Kıbrıs’ta varolan düzende hiçbir çıkarları yok…

-Toprak gaspına karşı AKEL ve DİSİ’nin neden hiç sesi çıkmaz?

AKEL geçen sene Avrupa Parlamentosu seçimlerinde kampanyasını CTP’li toprak gaspçıları ile yürüttü.

DİSİ başkanı Annita Dimitriu, Akan Kürşat tutuklanınca “Mülkiyet meselesinin çözümü Kıbrıs sorununun çözümünden geçer” diye buyurdu.

Buna karşı bir yazı yazdım “Annita Dimitriu bir Türk müteahhidi midir?” diye…

Ha Cafer Gürcafer ha Annita Dimitriu!

AKEL ve DİSİ dışındaki “küçük partiler”in de sesi çıkmaz. Çünkü Hristodulidis her birine birer makam verdi. Denktaş gibi yönetir Hristodulidis. Denktaş danışman yaparak solcuları kendi adamı yaptı. Hristodulidis de kendisine muhalefet edebilecek birçok gazeteciye makam dağıttı.

Yeşiller’in diğerlerinden farkı bu. Ne işgalden çıkarları var ne de Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bugünkü durumundan.

Bu yüzden yıllarca milletvekilliği yapan partinin kurucu başkanı Perdikis Ayrini sahilinde çöp topluyor caretta carettalar yumurtlayabilsin diye…

***

Yeşiller -dün- toprak gaspı ile ilgili basın açıklamasında Kıbrıs Cumhuriyeti liderliğinin çelişkilerini ortaya serdi.

Çok basit bir örnek verdiler:

-“Örneğin, gasptan dolayı iki Macar ve bir Alman emlakçı tutuklu yargılanırken, gasp edilen araziler üzerine inşaat yapan Kıbrıslı Türk inşaat şirketlerinin yöneticileri Almanya ve Hollanda’daki emlak fuarlarına katıldılar!”…

Gasp edilmiş arazinin üzerine yapılan evi satan emlakçı hapiste, evi yapan inşaat şirketinin CEO’su ve sahipleri ise Hollanda ve Almanya’da emlak fuarında.

-Bu nasıl bir yargıdır?

-Düzen bozulmasın devam etsin yargısıdır!

***

Yeşiller, Akan Kürşat davasını Hristodulidis kapattığından beridir toprak gaspının peşine düştü. Çünkü ortada bir sahtekârlık var…

Geçen sene de yaptı Yeşiller böyle bir basın toplantısı. 24 şirket hakkında Google’dan topladığı bilgileri basınla paylaştı. Bu sene de 33 şirketi listelemişler…

İşgal bölgesinde gaspçıların etekleri tutuştu!

Ama geçen seneden bu seneye açıklanan 24 şirket hakkında tek bir soruşturma açılmadı.

Buna buldukları hukuki kılıf şudur: Davalar şirket bazlı ilerlemiyor. Malı gasp edilen Kıbrıslı Rumların şikayetleri üzerinden ilerliyor…

Eğer siyasi liderlik isteseydi davalar şirket bazlı ilerlerdi, arsa bazlı değil!

-Binlerce dönüm arazi yağmalamış bir şirketi soruşturmak mı mantıklıdır, yoksa sadece tek bir arsayı mı?

Kıbrıs Cumhuriyeti mahkemesi malı gasp edilen Kıbrıslı Rumlardan şikayet gelirse dava açıyor, gelmezse açmıyor.

Yeşiller şöyle diyor:

-“Şikayette bulunma, araştırma yapma ve delil toplama süreci, 50 yıl önce zorla yerinden edilmiş Kıbrıslı Rumların omuzlarına yüklenemez!”

Bu yüzden geçen seneden bu seneye dava sayısında artış yok, azalma var…

Geçen seneden bu seneye iki Macar emlakçı hapis cezası aldı. Simon Aykut’un ve emlakçı Ewa Künzel’in davası devam ediyor. Sadece Aykut’un emlakçılığını yapan bir Ukraynalı yakalandı…

Çünkü Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği “düzen bozulsun” istemiyor!

About the author