İran-İsrail savaşı: Ya insanlık kazanacak ya İsrail!

Aziz Şah – Batı Asya’daki son büyük savaş başladı.

İnsanlığın varoluşu ile İsrail’in varoluşu en sonunda karşı karşıya…

Ya insanlık kazanacak ya İsrail!

Irak, Suriye, Libya, Yemen ve Lübnan’da yapılan “saha temizliği” İran’a giden koridorun açılması içindi. Bunu artık bilmeyen yoktur sanırım…

Irak savaşında “Ne Sam ne Saddam” diyen liberal barbarlık, Suriye savaşında “Esad’a karşı özgürlük savaşçıları”nı destekledi.

Kaddafi’nin bedeninin cihatçılar tarafından parçalanmasından “demokrasi” çıkmasını beklediler.

Lübnan’ın mozaik yapısının omurgası olan HİZBULLAH’ın ezilmesine sevindiler.

2000’de işgalci güçleri Lübnan’dan kovduktan sonra şöyle demişti “direnişin baba”sı Nasrallah:

-“İsrail, sahip olduğu nükleer silahlara ve Ortadoğu’nun en güçlü hava kuvvetlerine rağmen örümcek ağından daha zayıftır”…

Bugün daha iyi anlıyorum Nasrallah’ın bu sözünü…

İran’dan İsrail’e yüzlerce füze atılıyor her gün. Birkaç tanesi hedefini buluyor. Onlar bile yetiyor binlerce işgalci yerleşimcinin işgal edilmiş Filistin topraklarını terk etmesine!

Toprakla hiçbir bağı olmayanlar, Nasrallah’ın dediği gibi, örümcek ağından daha zayıftır.

***

Irak’ta “Ne Sam ne Saddam” diye başlayan liberal savaş propagandası bugün “Ne Molla rejimi ne Netenyahu” noktasına geldi. Hatta soykırımcı Netenyahu’nun Molla rejimini devirip “demokrasi” getirmesini bekleyenler var 15 sene önce “Suriye devrimi”nde olduğu gibi!

Irak, Suriye, Libya savaşları nasıl ki “diktatörleri” devirmek için değilseydi, İran savaşı da Mollaları devirmek için değil.

Şeriatla yönetilen İsrail’e kalmadı İran’daki şeriat rejimini devirmek…

Soykırım rejimi İsrail’e kalmadı, İran medeniyetini özgürleştirmek…

Ne yazık ki liberal barbarlık kendini tekrar ediyor Irak savaşından beri!

***

İran bugün insanlığı temsil eder, İsrail ise barbarlığı!

İnsanlığın varoluşu ile İsrail’in varoluşu en sonunda karşı karşıya geldi. Eninde sonunda bir gün olacaktı bu…

Ya insanlık kazanacak ya İsrail, ortası yok!

Ya insanlığı temsil eden İran medeniyeti kazanacak ya da barbarlığı temsil eden İsrail!

Ya İsrail kanseri yok edilecek, ya da kanser bütün dünyayı saracak!

Başkasının toprağını işgal ederek, üzerinde yaşayan kültürü ve insanı yok ederek, coğrafyayı ve tarihi değiştirerek, Yahudi olmayan herkese karşı ırk ayrımına dayalı şeriatla yönetilen bir apartheid rejimdir İsrail.

İran’ın verdiği savaş insanlık tarihinin gördüğü en barbar ırkçı apartheid rejimi olan yerleşimci kolonisi İsrail’e karşıdır.

-Yerleşimci sömürgeciliği/kolonizasyonu, der dururuk…

İran’ın verdiği savaş insanlık tarihinde yerleşimci sömürgeciliğinin yönünü çizecek.

İran’ın hedefe ulaşan birkaç füzesi bile binlerce yerleşimciyi kaçırarak bile yeni bir devir açıyor.

İran binlerce yıllık bir medeniyettir. Karşısında ise Haganah, Igun, Stern gibi siyonist çetelerin gerçekleştirdiği katliamlar ve sürgünlerle 1948’de kurulan bir yerleşimci kolonisi var. Arkasında da emperyalist dünyanın tam desteği…

İşte bu yüzden Alman Başbakanı Friedrich Merz “İsrail hepimiz adına pis işi yapıyor” diyor.

***

İran-İsrail savaşının çok anlamı vardır. Herkesin ilk aklına gelen doğalgaz-petrol, Çin-ABD rekabeti, Rusya’nın çevrelenmesinin tamamlanması, İsrail’in güvenliğinin sağlanması…

Ama aynı zamanda, kadim bir medeniyet ile 1948’de kurulan yerleşimci kolonisinin savaşıdır bu!

İsrail’in yerleşimci sömürgeciliğinin önündeki en büyük engel İran’ın Filistin Direnişi’ne verdiği destekti bugüne kadar. Bu savaşın esas nedeni budur…

Yani, Filistin meselesi bir dünya savaşının eşiğine getirdi insanlığı!

Filistin insanlık oldu, İsrail barbarlık…

***

Dünya durumu böyleyken, insanlık ile barbarlık savaşının ortasında Kıbrıs’ın işgal bölgesindeki gündemin gene gasp edilen Rum mallarının etrafında dolanmasına ise hiç şaşırmıyorum.

İran-İsrail savaşıyor.

-“KKTC meclisi”nde kapalı oturumda gasp edilen Rum malları konuşuluyor…

-Web TVlerdeki konuşmalar hep toprak gaspı üstüne.

-İran-İsrail savaşırken manşetlerde Tufan Erhürman ile Kudret Özersay’ın “mülkiyet meselesi” açıklamaları…

Şaşırmıyorum!

Sonuçta İsrail’in İran’a açtığı savaş da, Kıbrıs’taki Türk işgali de YERLEŞİMCİ SÖMÜRGECİLİĞİ ile ilgilidir…

İsrail, işgal ettiği Filistin topraklarında ve bölge ülkelerinde yürüttüğü yerleşimci sömürgeciliğini sürdürebilmek için İran’a savaş açtı.

Kıbrıs’ın işgal bölgesindeki “mülkiyet meselesi” ise Türkiye’nin Kıbrıs’ta sürdürdüğü yerleşimci sömürgeciliğine giydirilen hukuki bir kılıftır.

Filistin’de ve Kıbrıs’ta mülkiyet sorunu yoktur, işgal sorunu vardır.

TC Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın dediği gibi:

-“Birisinin toprağını işgal ediyorsunuz. İşgal etmekle kalmayıp evine el koyuyorsunuz, yıkıyorsunuz, dışarı atıyorsunuz, sonra bir başkasını getirip oraya koyuyorsunuz, sonra buna da bir terim buluyorsunuz ‘yerleşimci’ diyorsunuz. Bunun adı hırsızlıktır”…

About the author