Oz Karahan – “İki kurucu devletli, iki toplumlu federasyon”.
Bu sözlerin sahibi Mustafa Akıncı. Biliyorum, başlığı okuduğunuzda içinizden bir “yine mi” diye geçirdiniz. Maalesef yine! Bu basit gerçekliği herkes anlayana kadar, kabullenmek istemedikleri sonumuzu getirecek gerçekler o kafalarına girene kadar anlatmaya devam edeceğim. Bilal’e anlatır gibi!
Mustafa Akıncı’nın bu sözcükleri kullandığı paylaşımından sonra, federasyona gönül vermiş insanlarımız “ne demek iki devlet” diye kendisine tepki göstermişler. Akıncı’nın söyledikleri doğrudur ve gerçektir. Bu paylaşımda açıkça belirtildiği gibi, ilk olarak Denktaş ve Türkiye’nin ortaya attığı ve savunduğu bu “çözüm”, devletimizin ve topraklarımızın gerçek manada “çözülmesi” anlamına gelmektedir. BM parametrelerine göre iki bölgeliliğin anlamı, kuzeyde “Kıbrıs Türk Devleti” ve güneyde “Kıbrıs Rum Devleti” ile oluşacak bir yapıdır. Belgelerde ve Annan planında da kullanılmış olan “state” yani devlet sözcüğü ve bu devletlerin donatılacağı yetkiler açık ve nettir.
Bunlar olurken ortaya bazı cingözlerin çıkıp “aslında devlet derken eyalet denmek isteniyor” diye edebiyat yapmaması da olmazdı tabii ki. Buna inanan var mıdır bilmiyorum ama ufak bir açıklık da bu konuya getireyim. “Eyalet” terimi sadece Türkiye’de kullanılan ve Osmanlı’dan miras bir terimdir. Federal ya da konfederal yapılarda bulunan “devletler” için bugün kullanılmaya devam ediyor. Ancak anlamını bilmediğiniz bu kelimeyi kullanmanız, bu yapıların birer devlet olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Basit bir örnek. “United States of America” yani doğru bir şekilde Türkçe’ye geçen Amerika Birleşik Devletleri’ni oluşturan yapıların hepsi devlettir. Türkler, Osmanlıca’dan kalma kelimelerini kullanarak bunlara örneğin “Teksas Eyaleti”, Kaliforniya Eyaleti” derken, bu yapıların resmi adları “State of Texas” ve “State of California” yani “Teksas Devleti” ve “Kaliforniya Devleti”dir. Bunların hepsi de ismiyle müsemma, içişlerinde birbirinden neredeyse tamamiyle bağımsız devletlerdir.
Bu paylaşıma verilen tepkiler, insanlarımızın neredeyse yarım asırdır çözümsüzlükten ve maksatlı algı operasyonlarından dolayı bu “bölücü ve ayırlıkçı” modeli bir barış, bağımsızlık veya özgürlük modeli zannettiğini bize bir kere daha göstermiştir. Biz bu konunun farkındayız. Kıbrıs sorununun insanlarımızı içine soktuğu travma ve kafa karışıklığını gidermek adına “Kıbrıslılar Birliği” olarak da gerçekleri anlatmaya devam edeceğiz. Çok tekrar ettik ama insanlarımızın bu tür olaylara verdikleri tepkileri gördüğümüz zaman ne kadar doğru yaptığımızı fark ediyoruz. Ve ben buradan yine tekrar edeceğim. İlk olarak Denktaş ve Türkiye’nin ortaya attığı ve savunduğu “iki bölgeli (devletli), iki toplumlu federasyon” ile Türkiye’nin Kıbrıs üzerindeki hakimiyeti ve kolonize hareketi resmileşmiş, Türkçe Konuşan Kıbrıslılara uyguladığı “kansız soykırım” meşrulaşmış ve bütün bunların devamı sonsuza kadar garanti altına alınmış olacaktır.
Kıbrıs, topraklarının ve insanlarının bölünmesi için çok küçük bir adadır. Böyle bir çözümü savunmak ve bu bölücü-ayırlıkçı emeli bir “barış” yolu olarak ambalajlamak ancak işgalcilerin ve yabancı güçlerin memleketimiz üzerindeki amaçlarına hizmet etmektedir.
Bağımsızlık için tek çözüm, var olana, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüş ve 1960 anayasasının “tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” prensipleri doğrultusunda güçlendirilmesidir. Bu adada yakın bir gelecekte de var olabilmemizin başka bir yolu yoktur.
(8 Aralık 2019 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)