Yak Tufan Arıklı’nın sigarasını!

Aziz Şah – 22 Ocak’a dair unutamayacağım sloganlardan biri “Doğuş Derya’yı bize verin” idi…

Aklıma geldikçe yüreğim garışır…

Ne demekti Doğuş Derya’yı bize verin?

Ne yapacaklardı Doğuş’a?

O sloganı atan güruhun yanaklarından öptü UBP’liler…

Kucakladı YDP’liler…

Tufan Erhürman diyor ki, “Ben UBP’lilerle, DP’lilerle, HP’lilerle de YDP’lilerle de çalışabiliyorum”…

Faiz Sucuoğlu’na linçcilerin arasında ne işiniz vardı, niye kucaklaştınız linçcilerle diye sorulduğu zaman, “‘Doktorum’ diye çağırdılar beni, çocuklarını doğurttum, gitmese miydim?” dedi…

Zaten linçcilerle kucaklaşan bütün UBP’li ve YDP’liler kadın doğumcuydu…

Amcaoğlu da Taçoy da Tatar da Arıklı da Zaroğlu da hepsi kadın doğumcuydu. Hepsi da güruhun çocuklarını doğurttu…

Bu yüzden hepsini de “Doktorum” diye çağırdılar…

Siz faşizmin zombisini doğurttunuz!

22 Ocak’ta Bertan Zaroğlu Doğuş Derya’ya mecliste saldırdı. Öncesinde Derya’ya “Doğuşummm, bebeğimmmmm, anlıyorum ızdırabını, fakat biraz farklılık yap… Senin stresinin sıkıntısını çekmekten bıktık. İçine al ki diline vurmasın!!!” diye yazdığı için mahkemede suçlu bulundu…

Zaroğlu’nu 22 Ocak’ta saldırıdan sonra mecliste gören Tufan Erhürman kollarını açarak “Ne yaptın sen kardeşim?” dedi…

Kendi partilisine saldıran faşiste tepki göstermek bir yana, bir de sevgi gösteriyor!

Arıklı’nın Kıbrıslılara beslediği duygular değişmedi. Hem de hiç!

“‘Evet ulan, işgalse işgal, sen de benim esirimsin’ diye haykırıp boyunlarına esaret tasması geçirmek için neler vermezdim… Her gün inadına ayaklarımı yıkatır, canım sıkıldığında tokadı patlatırdım. Sigaramı söndürmek için kül tablası falan kullanmazdım. ‘Uzat lan dilini’ derdim. Sabahları kalktığımda antreman için kum torbası aramazdım… Yorulana kadar zevk için döverdim. Gece yatmadan önce ‘Tövbe ediyor musun?’ diye sorar, olumsuz cevap aldığım günün ertesinde boğazındaki tasmayı biraz daha daraltır, işkenceyi biraz daha ağırlaştırırdım. İşkenceden bıktığımda hadım ederdim herifleri. Sonra da işgal ordusu dedikleri askerlere götürüp bildiklerini yapmalarını söylerdim.”

Ahmet Yönlüer YDP’den milletvekili adaylığından vazgeçtiğinde televizyona çıkıp, “Kıbrıslılar bize çektirdi, şimdi de biz onlara çektireceğiz” anlayışının YDP’ye hakim olduğunu, Arıklı ile Zaroğlu’nun resmen intikam duygusu ile hareket ettiğini söylemişti…

-“Önemli olan kamuoyu önünde değil perde gerisinde yapılan konuşmalardır. Bu anlamda da tehlike çok yukarılardadır” demişti Yönlüer… Bunları söyledikten sonra ne vaad ettilerse bir süre sonra geri döndü faşist ocağına…

Tufan Erhürman’a da cumhurbaşkanlığı seçiminde destek mi vaad ettiler?

Birçok sefer açıkladılar: YDP ikinci turda Akıncı’ya karşı Erhürman’ı destekleyecek…

Hiçbir CTP’linin “Sizden gelecek oyu daaa” diye başlayarak küfrettiğini görmedim. Hatta açıklama bile görmedim…   

Tam aksine “Nereden gelirse gelsin, oy gelsin!” dediklerini duyduk…

YDP’nin ilan-ı aşkına cevaben Tufan Erhürman diyor ki:

“Ben UBP’lilerle, DP’lilerle, HP’lilerle de YDP’lilerle de çalışabiliyorum…”

İster sigaracı, ister cinsel tacizci, ister hadımcı olsunlar kucakla faşistleri Tufan, sen hümanistsin!

Yak Tufan Arıklı’nın sigarasını…

Arıklı’nın sigarasının dumanısın sen Tufan!

Yorulmasın, bizi hadım edeceğinde, kerpeteni sen tut…

Ne de olsa sen herkesle çalışabilirsin değil mi bayım?

(28 Ocak 2020 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author