Oz Karahan – Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Şener Elcil bu hafta bir açıklama yaptı.
“Federal Kıbrıs’a daha kolay ulaşmak için Kıbrıs Cumhuriyeti temelinde tüm toplumsal haklar talep edilmeli”ymiş.
Kendilerine bu talepleri hakkında hissiselim cevabı vereyim.
“Öyle bir dünya yok!”
Kıbrıslılar Birliği gibi apaçık bir şekilde iki devletçi ve federalist bölücü-ayrılıkçı hayalleri reddedip “bozulan anayasal düzenin yeniden sağlanması” adına samimi bir şekilde mücadele verilmedikçe böyle bir talebin karşılık bulması mümkün değildir.
Bir taraftan federal Kıbrıs’ı savunmak ve öteki taraftan “kendi rızamızla” terk ettiğimiz bir cumhuriyetteki haklarımızı istemek, bizi oportünizm ve maksimalizm yapmakla suçlayan Rumca konuşan Kıbrıslıları haklı çıkarmaktır.
Yani hem terk ettiğimiz cumhuriyetin anayasal düzenini değiştirmek için masa kurup hem de yüzsüzce mevcut anayasal düzendeki haklarımızı talep ediyoruz!
Bu talebin topluma yansımasının sembolik halini ise, hem kuzeydeki ganimetini hem de güneydeki malını isteyen insanlarımız ile örnekleyebiliriz.
“Ne yazık ki” bu şark kurnazlığı ile ne Rumca konuşan Kıbrıslıları, ne de uluslararası toplumu kandırabiliriz.
Çünkü, kuzeydeki federalistlerin güneydeki DİSİ ve AKEL gibi işbirlikçilerinin, yani mevcut statükodan nemalanan sağcı ve solcu federalistlerin çıkarlarına ve tezlerine tamamiyle terstir böyle bir talep.
Güneyde federalizmi savunan tarihi enosis ile bezenmiş bu partilerin tabanlarına “federasyon fikrini” satarken kullandıkları “birlikte yaşayamayız, eğer çözüm olacaksa bile onlar orada biz burada olmalıyız” argümanıdır.
Bugün ise bahsi geçen odakların bu argümanının temelini geçmişte olduğu gibi enosis hayali değil, ondan daha önemli olan ekonomik ve sosyal ajandaları oluşturmaktadır.
Yani federalist Rumca konuşan Kıbrıslıların “yarım olsun, bizim olsun” anlayışı.
O yüzden KTÖS ya da bu fikre inanmış herhangi bir federalist Türkçe konuşan Kıbrıslı örgütün, AKEL’deki “kardeşlerini” bile böyle bir talep için ikna etmelerinin imkanı yok-tur!
Bu kadar basit.
Ve bu kadar net.
Tüm toplumsal araştırmalara göre dörtte üçü “üniter Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamını” isteyen Rumca konuşan Kıbrıslılardan söz etmiyorum bile.
Bu yüzden bu konuda her zamanki gibi “hem bunu isterim hem onu” tipi bir mızıkçılık yapmak gibi şansımız yok.
Peki böyle bir mızıkçılık ile “federalist” Rumca konuşan Kıbrıslılara ve dünyaya giderseniz ilk olarak hangi cevabı alırsınız?
“Yarım asırdan fazladır iki kurucu devletli federasyon diye ağlayan sendin. İşte iki kurucu devletli federasyon masada. Savunduğun çözümde senin kurucu devletin kuzeydeki işgal rejimi olurken, Rumca konuşan Kıbrıslıların kurucu devleti senin zamanında terk ettiğin Kıbrıs Cumhuriyeti olacaktır. O yüzden masada bu çözüm varken, ve bu çözüme bu kadar yakınken(!), diğer kurucu devletteki haklarını talep etmen sadece çözüm sürecini daha da karmaşık bir hale getirir. Böyle bir talep federal Kıbrıs arzusu ile çelişmektedir”.
KTÖS’ün talebine bir köşe yazısına sığdırılacak kadar cevabım budur.
Bu konuda yazdığım sayısız köşe yazısına bir tane daha ekleyip başınızı ağrıttığım için özür dilerim.
Bitirirken tekrarlamam gerekirse;
Kıbrıs’ta var olabilmemizin ve nefes alabilmemizin tek garantisi olan Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki anayasal haklarımızı geri istiyorsak bunun için yapabileceğimiz tek bir şey vardır.
Türkiye ve statükodan nemalanan Rumca konuşan Kıbrıslıları ters köşeye yatırıp “Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönmeyi talep etmek ve memleketimizin geleceğini 1960 anayasası çerçevesindeki demokratik haklarımız ile yönlendirmek.
Bu yüzden Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki haklarımızın geri verilmesini isteyen herkesin boş talepler ile vakit harcayacağına, o anayasayı ve üniter Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Türkçe konuşan Kıbrıslılara tanınan olağanüstü hakları komuoyuna anlatmaya başlamasını tavsiye ederim.
(31 Mayıs 2020 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)