Oz Karahan – Kıbrıs’ın işgal bölgesinde “barış” naraları atan ancak “barış” yapacakları Rumca konuşan Kıbrıslılar ve Kıbrıs’ın özgür bölgelerinden bihaber insanlarımıza selamlar…
Geçmişi Enosis’e adanan hayatlar ve marşlar ile bezeli AKEL’e oy vermek için birbirini ezen insanlarımıza ve Avrupa Parlamentosu’nda bir “yüro atmak” için AKEL’in kapısından ayrılmayan “sol” grupcuk ve particiklere de merhabalar…
Son birkaç haftadır Kıbrıs’ın özgür bölgelerindeki gündemin en önemli konularından biri olan AKEL’in önümüzdeki Cumhurbaşkanı seçimleri ile ilgili çalışmaları hakkında konuşmayan “hibeli” gazetelere günaydınlar…
Türkçe konuşan Kıbrıslıları üye olarak bile kabul etmeyen AKEL’li olduğu iddiası ile dolaşan insanlarımızı da unutmuyorum…
Hepinize çok yakın ve bir o kadar da uzak olan Kıbrıs’ın özgür topraklarından, yakında duyacağınız bir haberi paylaşmak istiyorum.
Önümüzdeki Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbakanlığı seçimlerinde AKEL’inizin biricik adayı sağcı DİKO’nun genel başkanı “Nikolas Papadopulos”.
Evet, Tasos Papadopulos’un oğlu olan Nikolas.
Avrupa Parlamentosu seçimlerinde birlikte Yasemin Hareketi’nden aday olduğumuz Şener Levent’in arkasından, sadece 22 Ocak Afrika saldırılarından sonra DİKO’nun belirttiği destek nedeniyle kendisini “sağcıların desteklediği” yalanları ve propagandaları yapan AKEL, bugün Cumhurbaşkanı seçimlerinde DİKO’yu destekleyebileceğini söylüyor.
Pişkince, küstahça…
AKEL’in içindeki bir avuç ilerici, cılız sesleri ile köşe yazılarından partiyi eleştiriyor.
Toplumun geri kalanı ise yine, yeni ve yeniden AKEL’in bir sahtekarlığını daha konuşuyor.
Bu durum AKEL’in Genel Sekreteri Andros Kyprianou’ya her sorulduğunda da ezberlediği o ucuz cevabı yapıştırıveriyor.
“DİSİ’nin ELAM ile yapabileceği muhtemel ittifak konu olmuyorken neden AKEL’in DİKO ile yapacağı ittifak konuşuluyor”muş.
Acaba bunun nedeni DİSİ’nin içinde yer alan siyasilerin EOKA ve Enosis hakkındaki saklamadıkları duruşları ile ELAM ile yapacakları muhtemel bir ittifakın normalliği olurken ve sizin DİKO ile yaptığınız ve yapacağının ittifakların kripto bir Enosis sevici olduğunuzun göstergesi olduğundan olabilir mi?
Samimiyetsizliğiniz, üç kağıtçılığınız ve yalancılığınız olabilir mi?
1963, 2004, önceleri, sonraları ve arası…
Benim üzerinde durmak istediğim konu aslında farklı.
Rumca konuşan Kıbrıslıların çok iyi bildiği ve bir siyasi partiden çok “tarikat” olan AKEL gibi bir yapının Türkçe konuşan Kıbrıslılar tarafından bilinmemesi.
Aslında bu durum sadece bu konuya mahsus bir şey değil…
Türkçe konuşan Kıbrıslıların, Rumca konuşan Kıbrıslı toplumunu oluşturan dinamikler ve bakış açıları hakkında hiçbir fikrinin olmaması…
Tabii AB ve diğer yapılardan adaya sözde “toplumların yakınlaşma” için akan paralar “iki toplumlu, iki bölgeli” fikirleri besleyince yapılan projeler de dans ve yeme içme ötesine geçemedi hiçbir zaman…
Adada Kıbrıslılık yerine “iki toplumluluğu” besleyen emperyalizm, ara bölge ve dikenli tellerden daha büyük bariyerler koydu insanların arasına…
Ve para geldikçe, statüko devam ettikçe mutlu oldu insanlar.
Yazımı AKEL’in marşlarından biri ile bitirmek isterim.
“Biz Kıbrıs’ın çocukları olarak
AKEL’in daima sadık bayraktarları
kendimizi Yunanistan’ımızın özgürlüğü için
verilen savaşın içine atarak öncülük ettik.
Devam et, güzel adamızda
dalgalanana kadar o mavi-beyaz bayrak
ve mutlu bir şafağın önünde,
özgürlük kalesini inşa edecek.”
(29 Haziran 2020 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)