Ağır Ceza’da yazı değil, kadın katilleri yargılanır!

Aziz Şah – Toplumumuzun en önde gelen kadın gazetecilerinden Ayşemden Akın’a, El-Sen başkanı Kubilay Özkıraç’a ve Şener Levent’e Türkiye’de davalar açıldı. İstifini bozmadı toplumumuz…

‘Sus ki sustukça sıra sana gelsin’ diye yazmaktan da sıkıldık!

22 Ocak linçinden sonra uzun süre sessizliğini koruyan Barolar Birliği ve insan hakları yapılarını çok eleştirdik. 22 Ocak linçi para-militer bir terör olması bir yana, Başsavcılık-Büyükelçilik-Polis ekseninde skandallar dizisidir. Bu sebepten 22 Ocak en çok hukukçuların konusudur!

Ama hukukçular, içlerinden kurban olarak Tacan Reynar’ı verdiklerinde bile sesleri çıkmadı. Umarım bir gün yazar Tacan 22 Ocak’ta yaşadıklarının sansürsüz kitabını…

Hukukçular 22 Ocak 2018 linçinden 3 sene sonra ağzını açtı ancak…

Bizzat Tayyip Erdoğan Kıbrıs Türk Anayasa Mahkemesi’ni hedef aldıktan sonra Barolar Birliği 19 Nisan 2021’de konuştu…

Gırla insan hakları ihlalinin olduğu birinci, ikinci ve üçüncü derece askeri bölgelerden oluşan Kıbrıs’ın kuzeyinde, Barolar ve insan hakları yapıları ‘söz söylemeleri’ lütufmuş gibi davranıyorlar!

İnsan hakları mücadelesi –her nerede yaşarsanız yaşayın- hem rejime karşı hem de bilinçsiz insanlara bilinç taşımak için verilir. Bu eleştirilerimizden dolayı, bizdeki insan hakları yapıları, ‘İşte konuştuk, oldu mu?’ diye çıkışıp bir de kızar…
Mesele ‘konuşmuş olmak’ değil; çünkü insan hakları mücadelesi ‘demeç verme’ meselesi değil, uzun soluklu bir mücadeledir. Bizde ise AB-ABD’den fon almak için insan hakları derneciği kurulur, 700 bin Euro’luk İnsan Hakları Platformu’nuz olur. Bu ise mücadele değil, kolay para kazanma yoludur!

Bu verilmeyen mücadelelerin sonucunda Şener Levent’e Ankara’da açılan davadan Ali Kişmir’e Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davaya geldik.

18 Ekim seçimine yapılan müdahale ile ilgili Ali Kişmir’in yazdığı yazıya açılan davanın en önemli özelliği Ağır Ceza’da olması. 22 Ocak linççileri Ağır Ceza’da yargılanmadı. Alt Mahkeme’de yargılandı…

Bizi öldürmek için apartmanın ikinci katına tırmanıp içeriye dalan para-militer yerleşik faşistler Alt Mahkeme’de yargılandı.

Talimatları dinlemeyerek ‘geleceği’ni hayatımıza siper eden Ali Savaş Altan gibi onurlu bir komutanımız ve onun emrindeki polisler olmasaydı, pencereden gazetenin içine dalan faşist saldırganlar ile yüz yüze gelecektik. Ne olacaktı?

Öldürmek için geldiler, siz de cana kast eden linççileri Alt Mahkeme’de yargıladınız…

Bununla da kalmadı, Alt Mahkeme’de onları yargılayan Kıdemli Yargıç Tacan Reynar açıktan ve en tepeden tehdit edildi. ‘‘Söyleyin o yargıca…’’ diye!

Mahkeme her duruşmada faşistlerin ablukasına alındı…

22 Ocak saldırganları mahkemede yargılanırken, TC sömürgeciliğinin faşist para-militer yapıları mahkemeyi hem fiziksel hem de Kıdemli Yargıca yağan tehditlerle ablukaya aldı.

Ali bir yazıdan Ağır Ceza’da yargılanacak. Ben en son Ağır Ceza’ya bir kadın cinayeti davasını takip ettiğim dönem gidiyordum. 22 Ocak linççileri yargılanmadı, kadın katilleri yargılandı o salonda, şimdi de bir yazı yargılanacak…

18 Ekim 2020’de Kıbrıs Türk toplumunun iradesine yapılan darbenin devamı gibi bir dava…

Bugün günlerden 28 Şubat, Ağır Ceza’da ilk duruşma yapılacak. Türkiye’de 28 Şubat darbesi için ‘‘Bin yıl sürecek!’’ demişlerdi…

28 Şubat bin yıl sürmedi, ama 18 Ekim Darbesi bin yıl sürecek galiba!

(28 Şubat 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author