Aziz Şah – İlk günden beri “İSİAS katliamında çocuklarımızı öldüren Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir” dedim. Bunu doğrulayan birçok açıklama yaptı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP rapor yayınladı.
Bay Kemal diyor ki, yıkılan binaların sorumlusu kamu/devlet adına imza atanlardır.
Kemal Kılıçdaroğlu sadece binanın depreme dayanıklılığı için 23 imza atıldığını söyledi:
-“Mimarı, harita ve inşaat mühendisi… 23 imza atılıyor. Belediye izni veriyor. Bu bina depreme dayanıklıdır, hepimiz imzamızı attık diyor”…
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak’ın koordinasyonunda hazırlanan “Depremin ekonomik etkileri” raporunda şöyle deniyor:
-“Bir binanın inşaatının başlamasından yapı kullanım izin belgesinin alınmasına kadar etüt, proje, onay, denetim belgesi, vize, ruhsat gibi 20’den fazla belge isteniyor. Tüm bu süreçlerde 42 resmi izin ve imza alınması gerekiyor. Bu nedenle depremde yaşanan can ve mal kayıplarımızda bu imza sahiplerinin şahsi sorumluluklarının yanında, başta Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı olmak üzere, bu imzaların denetim ve gözetiminden sorumlu kurumların da ciddi sorumlulukları bulunmaktadır”…
1 değil… 3 değil… 5 değil…
42 imza!
42 kişinin birden işini doğru yapmaması ne demektir?
İşte bu yüzden ilk günden beridir, “İSİAS katliamında çocuklarımızı katleden Türkiye Cumhuriyeti’dir” diye yazdım. Çünkü 42 kişi devlet adına ve devletin verdiği yetkiyle işlemiştir bu suçu.
Ancak İSİAS Otel katliamında 43’üncü bir imza daha var: TC Kültür ve Turizm Bakanlığı!
2001’den beridir İSİAS Otel’i denetleyerek “yıldızlar” takan TC Turizm Bakanlığı da suçludur. Yalnızca İSİAS Otel’in sahibi Bozkurt sülalesi ile akraba olan Mehmet Nuri Ersoy değil, 2001’den beridir görev yapan bütün bakanlar…
Yani inşaatın başlamasından bitişine sorumlu 42 kişi ile otel çalışmaya başladıktan sonra denetleyen 43’üncü imza sahibi Turizm Bakanlığı İSİAS katliamında çocuklarımızın katilidir! Bu 43 imza öyle “Tayyip Erdoğan devleti ve kurumları çökertti” örtüsünün altına da sığmaz…
Akıl alır gibi değil… 1990’dan bugüne otelin inşasından 6 Şubat 2023’e kadar, 43 imza içerisinde işini yapan tek bir Türkiye Cumhuriyeti yetkilisi nasıl olmaz?
Bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kolektif olarak gerçekleştirdiği bir katliamdır. AKP kurulmadan ve Tayyip Erdoğan iktidara gelmeden 1990-91’de inşasına başlanan ve 2001’de faaliyete geçen otelin nasıl olur da denetiminde tek bir kişi bile işini düzgün yapmaz?
Türkiye Cumhuriyeti’nin görevlendirdiği 43 kişi işini yapmadığı için Mağusa’da, Aysergi’de, Dörtyol’da, Mormenekşe’de, Vadili’de mezarlıklar doldu doldu taştı.
Yetmedi, Ankara’nın askerleri tabutlara bayrak serdi, cami avlularında Ankara’nın imamları tabutlara basarak “Ne mutlu ki şehit oldular!” diye nutuklar salladı…
Yetmedi, Namık Kemal Meydanı’nda Türkiye Cumhuriyeti Devleti öldürdüğü çocuklarımız, öğretmenleri, anne ve babaları ile yok ettiği aileler ve diri diri gömdüğü Mağusa için Mevlid-i Şerif okuttu.
-Yeter din istismarı yaptığınız!
-Yeter öldürdüğünüz çocuklar üzerinden din istismarı yaptığınız!
-Katliamdan sorumlu 43 imza din istismarı ile aklanmaz!
Adıyaman’da İSİAS Otel’de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sorumluluğunda katledilen çocuklarımızı bile din istismarına alet ettiniz…
Kemal Kılıçdaroğlu çok doğru bir laf etti:
-“Acı olan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti başsağlığı dilemedi Kıbrıs’a, akıl alacak şey değil. Nasıl başsağlığı dilemezsiniz?”…
Kıbrıslılara höt-zöt çekmeyi seven Fuat Oktay, Mağusa’da acılı aileleri ziyaret eden Bay Kemal’e şöyle dedi: “Yaşanan acıları istismar edip siyasete alet eden, akıl, vicdan ve ahlakla bağdaşmayacak şekilde ihtiyacımız olan dayanışma ruhunu bozan beyanlarda bulunmaktadır”…
Çocuklarımızı Adıyaman’da öldürdünüz, öldürdüğünüz çocuklarımızı enkazdan bile çıkarmadınız, size canlı olarak “emanet edilen” çocukları tabutla Kıbrıs’a gönderdiniz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak başsağlığı bile dilemediniz ama imamlarınızı Kıbrıs’a gönderip acılarımızı siyasetinize malzeme ettiniz…
Acımızı Ankara istismar edip İslamcı siyasete alet etti!
(25 Mart 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)
