Saddam’dan Erdoğan’a kısa Ortadoğu tarihi… HARİTA DEMEK SAVAŞ DEMEKTİR!

Aziz Şah– Erdoğan’ın Suriye-Türkiye sınırı boyunca ilan ettiği “güvenli bölge” haritası o kadar çok hikâye anlatıyor ki…

Anlatılan tam da senin hikâyendir!

Batı’dan, Avrupa’dan ve özellikle sömürgeci Britanya’dan çıkan en iyi Ortadoğu muhabirlerinden bir olan Robert Fisk der ki:

“Suriye’yi her zamanki gibi ırkçı görüşlerimiz ile okuyarak ülke haritasını bu düşüncelere göre şekillendirmekteyiz. Esad ailesinin köklerinin dayandığı Alevi dağları ve Kardaha şehrini kırmızıya boyayın. İslamcılar Şam’ı ‘özgürleştirecekleri’ zaman Esad’ın da dahil olduğu %12’lik Alevi azınlık için burası mı yaşam alanı olacak? Ortadoğu’da bu gibi kesin ayrımları çok seviyoruz. Hatırlarsanız Irak’ta da Şiiler hep haritanın aşağı tarafında, Sünniler ortasında, Kürtler de yukarıda idi. Lübnan için de aynı şeyi yapmadık mı? Şiiler en altta –her zamanki gibi-, Şiiler doğuda, Sünniler Sayda ve Trablus’ta, Hristiyanlar doğuda ve Beyrut’un kuzeyinde. Halbuki bir kez bile olsun Batılı bir gazete İngiltere’nin Bradford şehrini Müslüman ve Müslüman olmayan diye renklere ve bölgelere ayırmadı. Aynı şekilde Washington’u zenci ve beyaz mahalleler diye ayırmadı. Eğer öyle olsa idi o zaman batı medeniyetimizin de kabilelere ve ırklara ayrılması gerekirdi. Halbuki sadece Arap dünyası bu ayrıştırmayı hak ediyor!”

Robert Fisk burada az bile söylüyor Batı’nın Şark’a kör bakması konusunda ama bu kadarla kalalım çünkü konumuz Erdoğan’ın toplu konut projesi yapmayı planladığı Kuzey Suriye Tokistan Emirliği…

Veyahut “iki oda, bir salon, bahçeli, pembe panjurlu, denize nazır manzaralı sömürge”…

Robert Fisk Batı emperyalizminin Ortadoğu haritasını inançlara ve milliyetlere göre renklere ayırdığını söylüyor. Peki Erdoğan ne yaptı? 

Kuzey Suriye’yi renklere ayırmadı…

Kuzey Suriye’nin kadim halklarını, inançlarını, kültürlerini kovdu. Onların renklerini sildi…

Bütün renklerin üzerine de sarının tek tonunu çekti!

Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, birinciliği sarıya verdi!

Erdoğan Kuzey Suriye’yi diline doladı…

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu KKTC’ye Hatay modelini diline doladı…

Kuzey Suriye’ye paralel Maraş’ın yağmaya açılması dillerine dolandı…

Bu üç mesele birbirine öyle bir bağlandı ki…

Kamışlı’da, Tel Abyad’da, Cerablus’ta, Münbiç’te yılanın kuyruğu titrediğinde çıngırağı Maraş’ta çınlıyor…

Zangoç elinde çanıyla haritanın bir ucundan diğerine koşup duruyor…

Türkiye, Irak, İran ve Suriye’de dört parçaya bölünmüş Kürdistan coğrafyası Baas Partisi için için Arap vatanıdır, Kemalistler için Misak-ı Millidir, Türkçüler için Turandır, İslamcılar için cihattır. Kürtler için de yurtsuzluktur…

Bugün Erdoğan’ın hak iddia ettiği kuzey Suriye, Esad’ın Baas Partisi için Suriye’nin egemen toprağıdır. Erdoğan bu toprakları alacaksa bile Trump vermeyecek ona, Esad’dan alacak…

Kanla ve demirle…

IŞİD’i yendikten sonra Esad’ın kuzey Suriye’yi Erdoğan’a kendiliğinden bırakması beklenemez…

Bugüne kadar Türk askerinin mevzilerini kuşatmak ve konvoyunu vurmak dışında Suriye ordusu ile Türk ordusu karşı karşıya gelmedi…

Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda Suriye egemen toprağına göz koyduğunu açık açık dünyaya davulla zurnayla duyurması yeni bir dönemin perdesini açıyor…

Küstah ABD emperyalizminin utanmayı atmış Neo-Con’ları bile Büyük Ortadoğu Projesi haritasını BM kürsüsüne çıkıp ilan etmediler. Sızdırdılar!

Bu harita işleri eskiden gizli yapılırdı…

Adı da “gizli diplomasi” olurdu!

Cetvelle sınır çizilirdi. Bölündüğünüzden evinizin üstünden cetvel geçtiğinde haberdar olurdunuz…

1884’te Afrika kıtasının paylaşıldığı Berlin Konferansı’nda da cetvelle çizdiler önce haritayı…

1916’da Ortadoğu’nun paylaşıldığı Sykes-Picot Anlaşması’nda da cetvelle çizdiler haritayı…

Fakat cetvelle çizilen haritalardan sonra dahi savaş zorunludur…

Haritayı yayınlamakla bitmiyor!

Haritaya ulaşmak için savaşmak gerek…

Büyük Ortadoğu Projesi’nin haritası çıktı önce. Tartışıldı harita: Fantezi mi, gerçek mi? Fas’tan Afganistan’a pergelledi emperyalizm haritayı. 2011 yılına kadar Afganistan ve Irak dışında esas düşman İran’a yaklaşamadılar. Afganistan ve Irak’ta da istediklerini yapamadılar. Suriye’de yenildiler, Libya’da ne yapacaklarını bilmiyorlar, Tunus ve Mısır’da da halk ABD ve Avrupa’ya sadık iki diktatörü devirdi 2011’de… BOP iflas etti! Mesele sadece petrole el koymak değildi, düzen de kuracaklardı. Başarısız oldular… Koskoca ABD başarısız oldu… Kendimi bildim bileli duvarda Büyük Ortadoğu Projesi haritası asılı. Neredeyse benimle yaşıttır!

Bu savaşta esas hedef olan İran’dır… Göstere göstere ABD hava savunma sistemlerinin koruduğu Suudi Arabistan’ın merkezi petrol üretim tesisini vurdu İran daha geçen hafta. Ne yaptılar?.. Kuyruklarını kıstırdılar…

Harita yayınlamakla bitmez işler!

Esas iş haritayı hayata geçirebilmekte…

1884’te Berlin’de çizilen Afrika haritası…

Ardından savaşlar, katliamlar, soykırımlar yaşandı Afrika’da. Haritayı çizmekle bitmiyor…

1884’te çizilen Afrika haritası ile gidildi Birinci Dünya Savaşı’na…

1916’da Sykes-Picot anlaşması ile Rusya, İngiltere ve Fransa kendi aralarında Ortadoğu’yu paylaştılar…

Kağıt üzerinde paylaşmakla bitmiyor. Savaşmak gerek…

1884 ve 1916’da gizli diplomasi ile haritalar çizildi. Sonra da kan gövdeyi götürdü. Bu haritaların hiçbirini de Erdoğan gibi bütün dünyanın gözü önünde sallamadılar bayrak gibi…

İşi Lenin bozdu. Rusya’da Bolşevik Devrimi olunca, Lenin çıktı dünyanın tepesine “Yazıyor, yazıyor, İngiliz ve Fransız emperyalistlerinin gizli hesaplarını yazıyor” diyerek haritanın çizildiği masayı devirdi. Lenin Sykes-Picot haritasını deşifre etti…

Lenin demişken… Britanya Dışişleri Bakanı Arthur Balfour 100 sene önce 1917 yılında Rotschild’e bir mektup yazarak Filistin’i hediye etti gizli bir şekilde. “Al bu senin haritan” dedi Balfour Rotshild’e. Ama gizli bir şekilde…

Britanya emperyalizmi “harita çizmek”ten “harita hediye” etmeye geçti…

1917’de Britanya Filistin’i Siyonistlere hediye etti. 100 senedir kesintisiz kan akıyor…

Lenin demişken…

1916’da Ortadoğu’nun paylaşıldığı Sykes-Picot anlaşması gibi 1917’de Britanya’nın Balfour Deklarasyonu ile Filistin’i Siyonistlere hediye ettiğini de Lenin duyurdu dünyaya.

Gizli diplomasiyi saçtı ortalığa…

Erdoğan ise çıktı dünyanın tepesine bas bas bağırıyor…

Suriye’nin kuzeyini sarıya boyamış. Verin bana bu sarı bölgeyi diyor…

Balfour’un, Sykes-Picot’nun, Otto von Bismarck’ın gizli haritalarla yaptığı işi ulu orta yapıyor Erdoğan…

Çivisi çıkmış dünyanın!

Erdoğan’ın haritasında çok hikâye gizli…

Erdoğan “güvenli bölge” adını taktığı kuzey Suriye’deki Kürt toprağına Türkiye’deki Arap-Sünni mültecileri yerleştirmeyi planlıyor. Yaklaşık 5 milyon Alevi ve Hristiyan olmayan Arap’ı Hristiyanların, Ezidilerin, Ermenilerin, Kürtlerin ata topraklarına yerleştirmeyi planlıyor…

Rakka’dan, Şam’dan, Halep’ten, Idlib’den savaş yüzünden göç etmiş bir Arap’ı savaştan sonra Kuzey Suriye’nin yerli halkına karşı “yerleşik” olarak kullanmak istiyor.

Saddam’ın 1970’lerde uyguladığı politikayı 2019’da masaya koydu Erdoğan…

1970’li yıllarda Saddam Ezidileri doğal ülkeleri olan Şengal Dağı bölgesinden zorla kopararak daha büyük şehirlere dağıttı. Şengal Dağı bölgesine Sünni Araplaştırma operasyonu gerçekleştirdi. Ezidi coğrafyasını parçaladı. Bu yüzden IŞİD 2014’te elini kolunu sallayarak girdi bölgeye…

Gazeteci Eyüp Burç anlatıyor:

“En büyük toplu katliamlar, Arap kirvelerin bulunduğu, Şengal dağına uzak olan Til Ezer, Koço gibi köylerde yapılıyor. Ezidileri IŞİD’ci Arap kirveleri, komşuları katletti, mallarının çoğu kirvelerince talan edildi. IŞİD 3 Ağustos’ta Şengal’e saldırdı ama Koço ve diğer köylere 15 Ağustos’ta girildi. Çünkü Baas artığı IŞİD’ciler, kirveler üzerinden Ezidilere haber yolluyor ve “size dokunmayacağız” diyor. Hatta Irak’ta önce El Kaide ve sonra IŞİD’i örgütleyen, Saddam’ın eski sağ kolu İzzet İbrahim el Duri üzerinden selam bile gönderiliyor bu köylere. O yüzden de bu köylerdeki Ezidiler dağa kaçmaktan vazgeçiyor. Peşmergeler de oraları bırakıp kaçarken Ezidilere “gidin” demiyor. Velhasıl buradaki Ezidiler, başlarına bir şey gelmeyeceği konusunda inandırılıyor. 15 Ağustos’ta IŞİD gelince de hepsini toplayor, erkekleri, çocukları, yaşlıları kurşuna diziyor, genç kadınları da köleleştiriyor…”

Uzaktan gelen tekfirci-mezhepçi çeteler değil, komşuları katletti Ezidileri…

IŞİD’in hanesine yazılan Ezidi soykırımını Saddam’ın Ezidilerin topraklarına yerleştirdiği Sünni Araplar gerçekleştirdi. Saddam’ın 1970’lerde Ezidilere karşı uyguladığı zorunlu yerleşim politikasını bugün “güvenli bölge” adı altında, Suriyeli mültecileri kuzey Suriye’ye yerleştirme kisvesi altında uygulamak istiyor Erdoğan!

Saddam’ın 1970’lerde ektiği nefret tohumları 40 küsur sene sonra soykırım tufanına dönüştü. Bakalım Erdoğan’ın tohumları toprakta ne kadar tutunacak…

Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler’in kürsüsünde salladığı haritanın anlattığı hikâyeler bitmez…

Söylemeden geçemeyeceğim diğer bir nokta, Erdoğan’ın ağzında sakız ettiği “güvenli bölge” lafı, Saddam’ın Kerkük’te Kürtlere karşı ilan ettiği “yasak bölgeler”i hatırlatıyor. Saddam Kerkük’ü Araplaştırırken aynı bugün kuzey Suriye’de planlandığı gibi Kürtleri kovup yerlerine güvenilir Arap aşiretlerini yerleştirdi. Bununla da kalmadı Saddam!

İlan ettiği “yasak bölgeler”den Kürtleri kovmakla, sürmekle, sürgün-tehcir etmekle, kalmadı; Kürtlerin bu bölgelere girişini yasakladı.

“Kürt giremez” diye tabela astı!

“Yasak bölge”ye giren Kürdün cezası tartışmasız idamdı…

Saddam sürgün ettiği Kürtler bir daha geri dönemesinler diye de su kuyularına beton döktü. Erdoğan’ın kuzey Suriye’deki “Tokistan Emirliği” hayaline baktıkça Saddam’ın su kuyularına döktüğü betonu düşünmeden edemiyorum…

Son olarak Erdoğan’ın elinde salladığı sarı renge boyalı “iki oda, bir salon, bahçeli, pembe panjurlu, denize nazır manzaralı sömürge” haritası, Lozan Antlaşması’ndan sonra 1924 yılında Mustafa Kemal’in yayınladığı Hatay, Halep, Kerkük, Musul ve Erbil’i kapsayan haritayı da hatırlatıyor…

Kendisini Atatürk ile kıyaslamayı seven Erdoğan için 2023’e giderken şaşıracak bir durum değil bu “benzerlik”.

Mustafa Kemal o haritadan Hatay’ı savaşsız ilhak etti.

Erdoğan’ın ise bu haritaya savaşsız ulaşması imkansız…       

1884 Afrika, 1916 Ortadoğu, 1917 Filistin, 1989 Büyük Ortadoğu Haritası ile başlayan savaşlar bitmedi…

Şimdi de masada Erdoğan’ın 2019 haritası var…

(29 Eylül 2019 tarihinde Afrika’da yayınlandı)

About the author