Yakın pasaportları! Pasaportları yakın!

Aziz Şah – Afrika manşetin “tepe”sinde Pazar günü şöyle yazdı:

“Kıbrıs Cumhuriyeti Meclisi’nde 80 sandalye var. Rum milletvekilleri yalnız 56’sında oturur… Diğer 24 sandalye bize, Kıbrıslı Türklere ait… O halde kuzeydeki hayalet devletle oyalanacağımıza, neden gidip o sandalyelere oturmuyoruz?”

Bunu okuyan faşistler kudurdu…

Ama ceplerinde Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu!

Toruncukları İngiltere’de Kıbrıs pasaportuyla okur…

Hatta gaile çekerler; İngiltere AB’den çıkınca bizim torun Kıbrıs pasaportu ile vize mi alacak acaba diye…

80 sandalyenin 24’ü boştur, Kıbrıslı Türklere ayrılmıştır…

Yeni Türkçe’de “rezervli” derler ya, o biçim!

-Alo, ben meyhanenin üst katında şömineli oda için rezervasyon yaptıracaktım…

İşte o 24 sandalye 1960’tan beridir meyhanenin şömineli odasında rezervlidir!

Yenilmese de içilmese de tabaklar, çatallar, bıçaklar, kadehler dizilidir…

Garson kapıda hazırdır…

Rumlar “işgal” ettikleri cumhuriyette, Türklerin koltuklarını işgal etmeyi akıl edemediler…

Ne vardı yani fazladan 24 Rum daha vekil maaşı çekse?

Bunu akıl etmek bu kadar mı zordu?

“24 Türk sandalyesi”ni Rumlara hediye etmeyi akıl edecek partinin de oyları patlardı!

İTEM yasası gibi bir yasa yapıp Türk sandalyelerini parsellerlerdi…

CTP İTEM’i akıl etti; AKEL, DİSİ, DİKO sandalyeler için bir İTEM yasası yapmayı akıl edemedi…

Sonuçta 24 kişi daha vekil olacak, 24 vekil 24 sülale demek, 24 mahalle demek, 24 çıkar grubu demek, çarpı 24 rant demek…

Akılsız başlar, kafatasçılar, kurukafalılar “Rumlar cumhuriyeti işgal etti” der ama neden “Kıbrıslı Türklerin koltuklarını işgal etmedi?” sorusunu hiç düşünmez…

Hade cevap verin!

Uluslararası hukuka göre “oynuyorlar” çünkü. Türkiye ve KKTC ne kadar dışındaysa çemberin, onlar o kadar içindedir…

Yukarıdan gelen talimatla Türk bakanlar, vekiller ve memurlar Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki koltuklarını terk edip gettolara çekildiler…

-Ya taksim ya ölüm, dediler…

Ne taksim ne ölüm diyenler hain ilan edildi…

Peki, bu Rumlar gerizekalı mı ki 24 sandalyeyi boş bıraktı Hayalet Maraş gibi?

Siz olsanız bırakır mıydınız?

Onlar bıraktı işte, gerizekalılar!

Koltukları terk edip gettoya ve KKTC’ye çekilince Rumlara iyilik, kendi kendine ise kötülük yaptığının farkında olmayan ganimet zenginlerinin kahve içtikleri fincanlar bile hâlâ Maria’nın çeyizindendir…

Pazar günü “tepe”yi okuyan faşistler kudurdu!

İnternette yazdıkları yorumlara baktım; mesela Güvenlik ve Garanti Anlaşması’nın dahi ne olduğunu bilmeyen kurukafalılardır bunlar. Bunlara laf anlatamazsınız, boşuna uğraşmayın!

Toruncukları İngiltere’de Kıbrıs pasaportuyla okur, her mevsim Avrupa’da bir kültür turuna katılırlar ailecek, alışverişi da sağlıklıdır diye güneyden yaparlar, bazıları Limasol’da göz hastanesine bakınır, bazıları güneyden emeklidir emekli maaşı alır ve dahi devlet hastanesine güneyde bakınır. “Bireysel hakları”nı sonuna kadar kullanır…

Toplumsal haklar dediğinde de, “Ruma azınlık mı olalım?” derler.

Bizi esas azınlık yapan bireysel haklara tamah edenlerdir!

Cumhuriyet’teki hayalet koltukların çürümesini isterler…

Yakın o zaman o pasaportları!

Yakın ulan!

Yakın!

(6 Ocak 2020 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author