Kıbrıslılar Birliği’nin Rum liderliğine yönelttiği sorular güney basınında büyük yankı uyandırdı…
Kıbrıslılar Birliği, KKTC Din İşleri Dairesi ile Kıbrıs Kilisesi’nin ilişkisini sorguladı. On yıldan fazladır devam eden bu din ticaretinin bir son bulması gerektiğini belirtti…
“Kilise ile Din İşleri arasındaki ilişkinin amacı Kıbrıs sorununa ‘din’ boyutu katarak Kıbrıslıları suni bir alanda daha bölmektir”…
“Karma evliliklerden doğan Kıbrıslılara anayasal hakları olan vatandaşlıkları verilmezken, Tayyip Erdoğan’ın adamlarına anayasaya aykırı olarak statü ve ayrıcalık veremezsiniz”…
Kıbrıslılar Birliği’nin Kıbrıs Kilisesi ve Kıbrıslı Rum yönetimine yönelttiği iddialar ve sorular Güney Kıbrıs basınında geniş yer buldu.
KKTC Din İşleri Dairesi’nde görev yapan Türkiye kökenli, 2015 yılındaki seçimlerde AKP’nin TBMM milletvekili adaylığı için mücadele veren ve FETÖ davalarında gözaltına alınıp sonra serbest bırakılan Talip Atalay’ın Başpiskopos tarafından “Kıbrıs Müftüsü” olarak ilan edilmesi ve Güney Kıbrıs’a giriş çıkışlarına izin verilmesi hakkında açıklamada bulunuldu.
Fileleftheros gazetesinin haberine göre, bahsi geçen kişiye verilen statü ve tanınan ayrıcalıkların anayasaya aykırı olduğunun altını çizen Kıbrıslılar Birliği, dünyanın en laik toplumlarından biri olan Kıbrıslı Türklerin “Müftülük” gibi bir makama ihtiyacı olmadığının, KKTC’nin bile laik bir yapı olup sadece “Din İşleri Dairesi”ne sahip olduğunun altını çizdi.
Kıbrıs Kilisesi’nin kendine uluslararası platformda ve Kıbrıs görüşmelerinde yer ve prestij sağlamak için istediği kişilere “müftü” statüsü verip görüşmeler yapamayacağının belirtildiği açıklamada, Yunan milliyetçiliği fanatizminin kalesi olan Kilise’nin bu tür hamlelerinin amacının sadece Kıbrıs sorununa hiçbir zaman dahil olmayan bir boyut olan “din” konusunu bir şekilde tartışmaya sokmak ve Kıbrıslıları suni bir alanda daha bölmek olduğu belirtildi.
Karma evliliklerden doğan Kıbrıslı Türklere bile anayasal hakları olan vatandaşlıklarının verilmesinin önüne engeller koyan Kıbrıslı Rum yönetiminin, Kilise’nin giriştiği bu hamlelere destek olmasının da manidar olduğunun altını çizen Kıbrıslılar Birliği, on yıldan fazladır devam eden bu din ticaretinin bir son bulması gerektiğini belirtti.