Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime

Şener Levent – Şaşırtıyorsunuz beni yine işte…

İki devletçisiniz…

Yemin ettiniz kürsüde, bu devletinizi sonsuza dek yaşatıp koruyacaksınız diye…

Yurdumuzun bir yarısını bizden ayıran barikatlara sınır diyorsunuz…

Geçip gidenlere yurtdışına gider gibi muamele yapıyorsunuz…

Gelenlere yurtdışından gelir gibi muamele…

Leymosun’a giden yurtdışına gider gibi gider…

Baf’tan gelen Girit’ten gelmiş gibi gelir…

“Ülkem” dersiniz…

Yalnız bir yarıya…

“Ülkem” dediğiniz yerin içinde saymazsınız Baf’ı, Leymosun’u, Larnaka’yı…

Trodos dağları yurtdışının dağları…

E, durum bunca yıldır böyleyken şimdi ne oluyor size?

Ne oluyor da bütünlük istiyorsunuz?

Bir memlekette kapılar kapanamaz diyorsunuz…

Bir memleket bir salgında yurtdışına kapılarını kapayabilir, ama yurtiçinde bunu yapamaz değil mi?

Haklısınız…

Haklısınız ama bir ülkeden iki ülke yarattınız da farkında değilsiniz…

Bütünlük şimdi mi aklınıza geldi?

Bu devleti sonsuza dek yaşatıp koruyacağınıza dair kürsüde yemin ederken aklınız nerdeydi?

Lideriniz askeri gemiye gider, dürbünle tatbikat izler…
Otur arap derlerse oturur…

Kalk arap derlerse kalkar…

20 Temmuz’da komutanla cipe biner, halkın bayramını kutlar…

Dünyanın 22 şehrinde temsilcilik açar…

Süngüyle zaptedilen toprakları sahte koçanlarla yabancılara tapular…

O zaman hiç aklınıza gelmez bütünlük değil mi?

***

Evet sevgili kardeşim…

Bir memlekete iki memleket muamelesi yapılmaz…

Siz istersiniz ama bunu…

Siz yaptınız…

Şimdi de bütünlükten bahsediyorsunuz…

-Burası, orası yurtdışı değil, kapılar açılsın, diyorsunuz…

Açılsın tabii…

Mutlaka açılmalı…

Bir an önce açılmalı…

Ama nasıl?

***

Farkında değilsiniz herhalde…

Kartlar ters döndü burada…

Nasıl mı?

Dinleyin anlatayım…

Siz hep iki ülke muamelesi yapardınız zaten bu adaya…

Şimdi Rum tarafı da yapıyor…

İstemese de kuzeyi yurtdışı sayıyor…

Açıkça da söylüyor…

Yurtdışına hava uçuşları başlayınca, kapılar da o zaman açılabilir…

Yani ne?

Kapıların açılması da yurtdışına açılıma bağlandı!

Ancak itiraf edin ki, siz de hala öyle yapıyorsunuz…

Güneyden kuzeye gelecek olan varsa, 14 gün karantinaya alırsınız…

Tıpkı yurtdışından gelenleri aldığınız gibi…

Onlar da kuzeyden güneye gidecek olanlara aynı muameleyi yaparlar…

Koronadan önceki durumla sonraki durumun en belirgin farklarından biri de işte bu…

Eskiden yalnız siz sayardınız güneyi yurtdışı…

Şimdi onlar da yurtdışı sayıyor…

Siz gönüllü yapardınız bunu…

Onlar mecbur kaldıkları için yapıyorlar…

***

Ama siz sevinmelisiniz baylar…

Hayalleriniz gerçek oldu işte mübarek korona sayesinde…

Sizin gibi, onlar da yurtdışı muamelesi yapıyorlar şimdi size…

Dua edin koronaya…

Kapılardaki pasaport işlemleriniz boşa gitmedi!

Üzülüyorsunuz ancak…

Sevineceğinize üzülüyorsunuz!..

Kapıların kapanması hiç yaramadı çünkü size…

Kuzeydeki mandranın nefes borusu tıkandı yine…

Larnaka’dan turist de gelirdi, kumarcı da…

O da bitti…

Hangi taraf daha çok zararda?

Güney mi?

Kuzey mi?

Hamasetçi takımımız şimdi hepimizden daha çok istiyor kapıların açılmasını…

Güneydeki şovenist takım ise tam tersine…

-Hiç açmayın, diyor…

***

Korona birleştirdi mi, yoksa daha çok mu ayırdı bizi?

Birleştirdiğine dair bir emare göremedim henüz..

Küçük bir adada ortak yönetilemeyen bir felaket…

İki parça…

Biri test yapar, bine yakın vaka bulur…

Ötekinin vaka sayısı ise 108’de donar kalır…

Birinde 24, diğerinde ise sadece 4 ölü…

Oysa iki tarafın nüfusu neredeyse eşitlendi…

Bu sonuçlar bile birleşmenin değil, ayrılığın bir işareti…

Şu lanet virüs, dünyada ırkçılık ve milliyetçiliği daha da tırmandırmış diyorlar…

Kıbrıs’ta tersi olabilir mi?

Bakın kuzeyin de, güneyin de yurtdışı olduğu tescillendi…

(16 Mayıs 2020 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author