Kıbrıslılar Birliği: Kıbrıs’ta anayasal düzen hemen yeniden tesis edilmelidir!

KIBRIS’TA ANAYASAL DÜZEN HEMEN YENİDEN TESİS EDİLMELİDİR!

Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis’in Kıbrıs Türk toplumunu Cumhuriyet’teki haklarına sahip çıkmaya davet etmesi üzerine Kıbrıslılar Birliği bir açıklama yayınladı.

Açıklama aynen şöyle:

Kıbrıs, kendi anayasasına aykırı olarak yönetilen bir ülkedir. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin konsesyonal düzeni, bağımsızlığından üç yıl sonra 1963-64 anayasa krizi nedeniyle yıkılmıştır.

Kıbrıslılar Birliği olarak, “Kıbrıs çıkmazını” çözmenin ve işgali sona erdirmenin tek yolu olarak anayasal düzenin restorasyonunu görüyoruz. Adanın yasal demokratik yapısı, Kıbrıslıların yabancı güçlerin varlığı olmadan kendi geleceklerini belirlemelerinin tek yoludur.

Önceki günlerde Rumca konuşan Kıbrıslı lider Nikos Anastasiadis şunları söyledi:

“…Kıbrıslı Rum toplumu, 1960 Anayasası hükümlerine göre Kıbrıslı Türklerin gerek yürütme ve yasama gücüne, gerekse diğer hizmetlere geri gelmeleri ile anayasal nizamın tesis edilmesinde ısrar eder ve bunu kabul etmeye tam olarak hazırdır…”

Kıbrıslılar Birliği, Kıbrıs’ta anayasal düzenin yeniden tesis edilmesi için örgütlü bir şekilde çalışma yürüten tek harekettir. Ve hareket olarak, Rumca konuşan Kıbrıslı liderliğinin kullandığı retoriğe ilişkin duruşumuz nettir. Bir devletin anayasal düzeninin yeniden tesisi, hiçbir siyasi grup için bir pazarlık kozu olamaz. Anayasal düzen devletlerin temelidir ve onları korumak hükümetlerin birinci sorumluluğudur. Türkiye’nin Kıbrıs’taki varlığının ve adanın işgal altındaki kuzey bölgelerindeki kukla rejiminin dünya kamuoyu nezdinde meşruiyetini yitirmesinin tek yolunun anayasal düzeni yeniden tesis etmekten geçtiğini tekrarlamak isteriz.


TEK ÇÖZÜM: KONSESYONALİZM, YANİ, KIBRIS CUMHURİYETİ

03.08.2020 – Kıbrıslılar Birliği olarak, üniter cumhuriyetimizi güçlendirmek için çoğulcu demokrasinin tüm Kıbrıslılar için nihai bir hedef olması gerektiğine inanıyoruz. Fakat topraklarımızdaki federalistlerin ve diğer ayrılıkçıların aksine, Türk işgaline son vermenin aciliyetinin farkında olarak Türkiye’nin adamızdaki varlığını gayri-meşrulaştırmanın tek yolunun “Kıbrıs’ta anayasal düzeni yeniden sağlamak” ile mümkün olduğuna inanıyoruz. Bu sebeple de Kıbrıslılar kendileri için başka bir yönetim sistemi seçeceklerse bile bunu Kıbrıs Cumhuriyeti anayasası altında demokratik yollar ile Türkiye Cumhuriyeti’nin illegal ordusu ve yerleşiklerinden kurtulduktan sonra yapmaları gerektiğini savunuyoruz.

Kıbrıs Cumhuriyeti anayasal olarak, Rumca konuşan ve Türkçe konuşan Kıbrıslıların birlikte yer aldığı “konsesyonal” bir devlettir. Ancak, bu terim cumhuriyetçi gibi davranan insanlar ve gruplar tarafından bile unutulmuş durumda olduğundan, maalesef bugün duyduğumuz tek şey federalistlerin ve enosisçilerin boş konuşmaları ve ideolojilerinden ibaret olmuştur. Bu nedenle, “üniter” bir Kıbrıs ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tüm ayrılıkçı ve bölücü çözümlere karşı devamını istiyorsak, konsesyonalizmi öğrenmemiz ve savunmamız gerekmektedir.

Konsesyonalizm, bir devlet yönetiminde farklı siyasi-sosyal grupların temsil edilmesini sağlayan, özellikle bu gruplar arasındaki ayrılıkların yaratabileceği çatışmaları önlemek üzerine kurulmuş bir yönetim biçimidir.

Güç paylaşımı anlamında da kullanılmaktadır. Konsesyonalizm bir toplum içindeki farklılıklar dolayısıyla ortaya çıkan sosyal parçalanmayı uzlaştırmak amacıyla ortaya çıkmış bir yönetim şeklidir.

“Gruplar” dediğimiz zaman, bunun ırksal bağlamında ayrılıkçı bir anlam temsil etmesi gerekmez. Örneğin, 1967 yılına kadar resmi bir konsesyonal devlet olan Hollanda, “bölgesel olmayan” öğeden oluşmaktaydı: Kalvinistler, Katolikler, sosyalistler ve liberaller (diğerleri).

Konsesyonalizmin amacı, devletlerin, özellikle üniter olanların istikrarının sağlanması için güç paylaşımının yapılması, demokrasinin geliştirilmesi ve şiddetten kaçınılmasıdır.

Konsesyonal demokrasi, dört tipik özellik ile tanımlanabilir. Birinci ve en önemli özellik, çoğul toplumun belli başlı parçalarının içerisinde bulunacağı bir “büyük koalisyon” hükümetinin kurulmasıdır.

Diğer üç temel öğe ise; koalisyonu teşkil eden grupların karşılıklı veto hakkı, bütün haklardan orantılı yararlanabilme hakkı ve toplumdaki her bir parçaya en üst seviyede özerklik tanınmasıdır.

Kıbrıslılar Birliği olarak, konsesyonalizmi, “üniter” Kıbrıs Cumhuriyeti’ni ve anayasasını Kıbrıs sorununa çözüm olarak görüyoruz.

Statükonun veya işgalin yasadışılığı hakkında konuşmak istiyorsak, “yasal” olanı savunmak zorundayız. Kıbrıslılar olarak, dünyaya “yasal” olanın artık geçerli olmadığını söylemek, sadece sözde “yeni çözümlere” kadar “statüko”yu yasallaştırmamız demektir.

Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasına göre Kıbrıs aşağıdakilere sahip bir ülkedir:

• Rumca konuşan Kıbrıslı Cumhurbaşkanı ve veto hakkına sahip Türkçe konuşan Kıbrıslı Cumhurbaşkanı Yardımcısı
• Yunanca ve Türkçe olan resmi diller
• Yüzde 70’i Rumca konuşan Kıbrıslılardan ve yüzde 30’u Türkçe konuşan Kıbrıslılardan oluşan parlamento, kabine, hükümet ve kolluk kuvvetleri
• Yüzde 60’ı Rumca konuşan Kıbrıslılardan ve yüzde 40’ı Türkçe konuşan Kıbrıslılardan oluşan ordu

Konsesyonalizm, Kıbrıs’ın yasal demokratik sistemidir ve üniter Kıbrıs’ı korumanın tek yoludur. Bu nedenle bunu savunmak ve tanıtmak, memleketimizin kurtuluşu için mücadele eden tüm Kıbrıslılar için bir “milli dava”dır!

Kıbrıslıların önünde sadece iki seçenek olduğu açıktır. Birincisi Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamı, ikincisi ise Türkiye’nin Kıbrıs’ın geri kalanını işgal etmeye karar vereceği güne kadar yabancı güçlerin ortaya attığı bölücü ve ayrılıkçı planlarının peşinden koşturmak. Bunlar dışındaki fantezilere inanmak ise ikinci seçeneğe giden yolu kolaylaştırmaktan başka bir şeye yaramayacaktır.

Kıbrıslılar Birliği olarak, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yanı sıra 1960 yılında Türkçe konuşan Kıbrıslı İsmet Güney’in bize armağan ettiği Kıbrıslıların milli bayrağını korumak için verdiğimiz mücadelemize devam edeceğiz.

Kıbrıs Kıbrıslılarındır!
Kıbrıslılar Birliği

About the author