Oz Karahan – Son zamanların en önemli konularından biri, Kıbrıs’ın özgür bölgelerinde faaliyet gösteren Kıbrıs İşçi Konfederasyonu’nun (SEK) arkasında Rumca konuşan Kıbrıslı siyasi liderliğinin desteği ile başlangıç için 8 bin Türkçe konuşan Kıbrıslıya istihdam sağlamak için kolları sıvaması oldu.
Konu ile ilgili Kıbrıs Türk İşçi Sendikaları Federasyonu (TÜRKSEN) ile irtibata geçerek bu muazzam projeyi başlatmış oldular.
SEK’in genel sekreteri Andreas Matsas açıklamasında amaçlarının Türkçe konuşan Kıbrıslıların ekonomik problemlerini gidermek ve “Kıbrıs’ta Kıbrıslı iş sahasını korumak” olduğunu söylemekte.
Yani terk ettiğimiz Kıbrıs Cumhuriyeti’nin anayasasından falan kaynaklanan değil, tamamıyla Rumca konuşan Kıbrıslıların inisiyatifi ile gerçekleşmiş bir durum bu, çoğu zaman olduğu gibi…
Tabii toplumumuzun içindeki yüzsüz ve utanmaz bir kesim “e, tabii ki bize bakacaklar, hakkımız” gibi bir tavra girmiş bile…
Bu tavra kendilerinin girmesi bir yana, konunun muhatabı olmayan kişilerin de girmesine izin vermeye başlamışlar hatta!
Henüz 2019 yılında kaleme aldığım “Federasyoncular neden birlik olamaz” yazımla, toplumumuzu bilgilendirdiğim işbirliğinin bir parçası, yani Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin (CTP) bugünkü müstakbel Türk milliyetçisi milletvekili adayı Maraş-Der isimli derneğin başkanı Yasin Yeni de konu ile ilgili şöyle bir açıklama yapmış:
“Güney Kıbrıs’ta iş imkanı yaratılması güzel. Bu durum ülkemizde insanlarımız arasında var olan ayrışmayı gözler önüne getiriyor. 8 bin Kıbrıslı Türk iş imkanına kavuşurken 1975 sonrası vatandaş olmuş Kıbrıslı Türkler neden bu imkandan yararlanamıyor? Ayrıştıran değil birleştiren siyaset için her kapıyı zorlayacağız.”
Ve bu açıklama sonrasında aldığı tepkilere karşı bu şahsı CTP yetkilileri savunmaya geçmiş.
Halkımızın çoğunun ikiyüzlü CTP yetkilileri gibi bir tavra girmediğini biliyorum.
Ancak sadece özel bir inisiyatifle Rumca konuşan Kıbrıslıların bir sendikasının yapmak zorunda olmadığı halde “Kıbrıslılık” değerinin altını çizerek, sizin için yaptığı bir girişime karşı kendisini bağlamadığı halde topa giren illegal yerleşik Türk’ü susturacak kadar haysiyetiniz de mi yok be insancıklar?
Bu topraklara bir savaş suçu olarak yerleştirilen ve Rumca konuşan Kıbrıslıların hayatlarını, mülklerini, anılarını gaspetmiş bu insanların zor gününüzde size yardımcı olan Rumca konuşan Kıbrıslılara karşı bu sözcükleri kullanabilmelerine izin vermek şeref yoksunluğundan başka bir şey değildir.
Uzun yıllardır Kıbrıs’ın özgür topraklarında yaşayan ve muhtemelen burada yaşayıp da buranın “sağ-sol” farketmeksizin siyasi ve toplumsal dokusu ile en çok iletişim kurabilmiş sayılı insanlardan biri olarak, size Rumca konuşan Kıbrıslı liderliğinin de desteklediği bu girişimin asıl nedenlerinden birini daha söylemek isterim.
Memleketlerini illegal yerleşiklerin istila etmesine korkudan ve koltuk sevdasından ses çıkarmayan Türkçe konuşan Kıbrıslıların aksine, bugün Rumca konuşan Kıbrıslı halkın tartışmasız en büyük problemi topraklarındaki yabancılar ve mülteci sorunu.
Şu anda Avrupa Birliği ülkeleri arasında ülke nüfusuna oranı olarak en fazla yabancı ve mülteciye sahip ülke Kıbrıs Cumhuriyeti.
Kıbrıs’taki yabancıların ve mültecilerin doğum oranlarının Kıbrıslılarınkinden kat be kat fazla olduğunu gösteren istatistikler de kamuoyu ile yakın zamanda paylaşıldı.
Bu durum şehirde ya da kırsalda yaşamlarını sürdürmeleri farketmeksizin tüm Rumca konuşan Kıbrıslıları tedirgin etmekte.
Ve “sağ görüşlü” SEK’in Türkçe konuşan Kıbrıslılara yardımcı olup “Kıbrıs’ta Kıbrıslı iş sahasını korumak” amacının altında da bu tedirginlik yatmakta.
Evet, yeri gelmişken altını çizmekte fayda gördüğüm şey çok zor zamanlardan geçen ve memleketlerinden göç etmeye zorlanan Türkçe konuşan Kıbrıslıların yardımına kendini onların efendisi olarak gören federalist, sözde solcu ve CTP’nin abisi AKEL’in sendikası PEO değil, sağcı SEK yetişiyor.
Hem de “Kıbrıslılık” fikrinin altını çizerek…
(19 Aralık 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)