KKTC misyonunu tamamladı

Aziz Şah – Tufan Erhürman, Kıbrıs’ın kuzeyine ‘‘işgal altındaki bölge’’ diyen Rum kadın hareketi POGO’nun Genel Sekreteri Skevi Koukouma’ya hışımla, ‘‘CTP olarak işgal altındaki bölge terminolojisini reddediyoruz’’ dedi.

Kıbrıs’ın kuzeyinde işgal yok dedi Rum savaş mağduruna Kıbrıslıtürk ‘solcu’ lider…

KKTC Turizm Bakanı Fikri Ataoğlu ise,

-‘‘TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay talimat verdi, Ercan Havaalanı Türkiye’nin iç-hatları oldu’’ dedi…

Burada Erhürman’ın cevaplaması gereken şudur:

-CTP’nin terminolojisinde Fuat Oktay’ın talimatıyla Kıbrıs’ın kuzeyinin İÇ-HAT olması ne demektir?

Savaş mağduru kadınları azarlamaya benzemiyor değil mi Kıbrıs’ta işgal gerçeğini haykırmak?

***

KKTC misyonunu çoktan tamamladı. 22 Ocak 2018’de meclis damına faşistlerin diktiği bayrakla KKTC devri kapandı…

Tufan Erhürman meclisin perde aralığından paçalarından korku akarak izlediği için linçi, meclisin damına çıkanları görmedi…

KKTC ilan edildiğinde bunun bir ‘DARBE’ olduğunu söyleyen CTP ve TKP’lilerin çocukları öyle sıkı sarıldılar ki KKTC’ye… Babalarının ‘DARBE REJİMİ’ dediği şeyi ‘DEMOKRASİMİZ’ diye kutsallaştırdılar!

KKTC’ci sol, 12 Eylül Cuntasının KKTC anayasasını kutsal bir metin sayarak tapınır. Çünkü Marksist değildir. Her bir ‘hukuki metin’ tarihin belli bir döneminde sınıflar arası mücadelenin sonucunda oluşmuş bir statükodur. Sınıflar arası denge ve ekonomik konjonktür değiştiğinde ‘anayasa’ da değişir. Her iktisadi dönüşüm bir anayasa değişikliği demektir.

Kıbrıs’taki hukuki metinlerin kronolojisine bile baktığımızda her biri bir kapitalist çevrime denk düşer: 1975 Federe Anayasası ‘refah-genişleme’ dönemi, 1985 KKTC Anayasası ‘daralma-kriz’ dönemi… Şu anda ise depresyon-çöküş dönemindeyiz, ona göre bir ‘anayasa’ya ihtiyacı var işgal rejiminin!

İhtiyaç ne ise ona göre bir idare kuruldu: Kıbrıs Cumhuriyeti’ni terk edip Rumlara hediye ettik. TC’den atanan TMT komutanı ‘Bayraktar’ın içinde olduğu ‘Genel Komite’ idare etti bizi 1967’ye kadar. Denktaş adaya dönünce 28 Aralık 1967’de Kıbrıs Türk Geçici Yönetimi oldu adı. Beyrut’ta müzakereler başlayınca ‘Geçici’ sözü kaldırıldı kalıcı yapıldı Kıbrıs Türk Yönetimi 21 Nisan 1971’de. Harekât’tan sonra 1 Ekim 1974’te Otonom oldu, 1975’te Federe olur. 1983’te de KKTC…

Siyasal-ekonomik amaç ve ayrılıkçılığı pekiştiren siyaset doğrultusunda hiçbiri ‘ilelebet yaşamayacak’ yapılar kuruldu. Ortak bir Kıbrıs Cumhuriyeti’ni imkânsız kılacak, ayrılıkçılığı pekiştirecek adımlardır her biri. Hiçbiri kutsal değildir!

İhtiyaç hasıl olduğunda kurdukları bunca ‘devlet’i yıkanlar, KKTC’yi mi yıkmayacaklar?

KTFD’den KKTC’ye geçerken temel amaç Federe Devlet anayasasında RUM MALLARINA TAPU VERİLMESİNİ VE MALLARIN SATILABİLMESİNİ ENGELLEYEN 129’uncu maddeden kurtulmaktı. Mülkiyet rejimi değişti böylece. Böyleye iktisadi dönüşüm sağlandı!

KKTC’nin üç misyonu vardı: Rum mallarının tapulanarak yağmasının önünün açılması ile Rum mültecilerin evlerine dönüş hakkının ortada kaldırılması, Rum malları üzerinde yürütülen yerleşimci sömürgeciliğiyle taşıma nüfus içerisinde Kıbrıslıların eritilmesi ve asimile edilen Kıbrıslıların yurt algısının yok edilmesi.

KKTC misyonunu tamamladı. 1985 anayasası karşılamıyor artık sömürgeci rejimin ihtiyaçlarını. 2022 Mali Protokolü bunun ilanıdır!

12 Eylül Cuntasının anayasasına dayanarak siyaset yapan ‘‘sol’’ KKTC’nin misyonunu tamamladığını bir türlü kabullenmek istemiyor.

KKTC o hale soktu ki solu, senelerdir UBP’ye yapabildikleri tek bir eleştiri var:

-‘‘KKTC’yi ilelebet yaşatacağız diyenler KKTC’nin anayasasını, demokratik teammüllerini ve kurumlarını paspas etti ve yok etti…’’

Bugün KKTC’yi paspas edenler, ‘Genel Komite’yi, Kıbrıs Türk Geçici Yönetimi’ni, Kıbrıs Türk Yönetimi’ni, Otonom Yönetim’i ve Federe Devlet’i yıkanlardır. Bu kadar ‘devlet’i yıktılar, KKTC’yi de yıkarlar yenisini kurarlar ne olacak?

Arada bir CTP’li vekiller kürsüden gofa getirmeye çalışır UBP’lileri ucuz popülizmleriyle: ‘‘Benim dayılarım da TMT’ciydi, bugünler için mi mücadele ettik?’…

UBP’nin ruhunu okşayıp KKTC’yi sahiplendirebileceğinizi mi zannediyorsunuz?

Ledra Palace kapısında ‘TRNC FOREVER’ yazıyor diye ‘solcular’ KKTC sonsuza dek yaşayacak zannediyor…

Kıbrıslılar açısından iki seçenek var: Ya Kıbrıs Cumhuriyeti ya da Türkiye Cumhuriyeti!

(3 Haziran 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author