CHP’ye ve AP raporlarına umut bağlayan Kıbrıslının intiharı

Aziz Şah – 3 Haziran 2022’de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanı Erdoğan Toprak’ın, TC sömürgeciliğinin Kıbrıs’taki işgal bölgesine emrettiği 2022 Mali Protokolü’nü eleştirmesi ‘kendi adıyla’ mücadele edemeyen Kıbrıslıları sevindirdi.

‘‘KKTC-Türkiye arasında imzalanan protokol, iktidarın tek adam rejimini Kuzey Kıbrıs’a ihraç ve Ada’da ‘AK Parti-Erdoğan Devleti’ kurmayı hedefleyen bir kapitülasyon belgesidir. Bu protokol, Kıbrıs Türklerinin iradesini ve egemenliğini yok sayan, onur kırıcı ve tehlikeli bir belgedir’’ deyince ‘kendi adıyla’ mücadele edemeyen Kıbrıslıları sevindirdi.

***

İroniye bakın:

‘‘Döviz kullanımı azaltılıp TL kullanımı yaygınlaştırılacak. Böylece Türkiye’den KKTC’ye üç haneli enflasyon ihraç edilecek’’ diyor CHP’li Toprak.

TL kullanımının yaygınlaşmasını ve enflasyon ihracını ‘‘Kıbrıs Fatihi’’ dediğiniz Ecevit yaptı zaten. Şu anda da enflasyonumuz resmi rakamla yüzde 98-99! Gayri resmi enflasyon rakamı yüzde 200’den aşağı değil!

Bilmediğiniz bir şey söyleyeyim CHP’liler: TC bizi TL bölgesi yaptı ancak Türk mallarını bile buraya Döviz üzerinden satar. Bu sebeptendir, TC’nin enflasyonu Kıbrıs’taki işgal bölgesine çarpan etkisiyle gelir…

***

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanı Erdoğan Toprak, Mali Protokol için diyor ki:

‘‘KKTC vatandaşlığının kolaylaştırılması, demografik yapının değiştirileceği, Kıbrıs Türklerinin azınlığa düşeceği bir nüfus aktarma projesini düşündürüyor. İktidar, yandaşlarını, Suriyelileri, Afganları, KKTC vatandaşlığı vererek adaya yerleştirilmeyi mi planlanıyor?’’…

Kıbrıs’ta demografik yapıyı altüst eden yerleşimci nüfus sömürgeciliğinin mimarları Bülent Ecevit ile Ecevit’in Maliye Bakanı Ziya Müezzinoğlu’ydu.

‘‘Demografik yapının değiştirileceği, Kıbrıs Türklerinin azınlığa düşeceği bir nüfus aktarma projesi’’ diyor 2022 Mali Protokolü’ne Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanı…

Gelecek zaman kipi kullanıyor!

1974’te savaştan hemen sonra taşımaya başladığı nüfusla Kıbrıslı Türkleri azınlığa düşürdü zaten Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Nüfus aktararak demografik yapıyı değiştirdi.

Yani, Kıbrıs’taki demografi mühendisliği gelecek zaman kipine değil, geçmiş zaman kipine ait bir konudur.

Kıbrıslı Türkler azınlığa düşmeyecek; Ecevit zamanında azınlığa düşürüldü zaten!

Kıbrıslıların gene böyle Türkiye’nin ekonomik krizinin ve TL’nin enflasyonunun çarpan etkisi ile göç ettiği zamanlardı…

20 Ocak 1989 Cuma günü Bülent Ecevit Sarayönü Meydanı’nda toplanan ahaliye konuşma yapar:

-‘‘Türkiye’de işsizlik vardır, KKTC’de işgücü açığı vardır’’…

Türkiye’den Kıbrıs’a nüfus hep ‘işgücü açığı’ adı altında taşındı. Kıbrıslılar işsizlik yüzünden göç ettirilirken, demografik yapıyı ‘işgücü açığını kapatıyoruz’ diye Türkiye’den taşıdıkları nüfusla değiştirdiler.

CHP’nin desteklediği AKP’nin Suriye savaşı politikası sonucunda bugün milyonlarca mülteci oluşunca, bu ‘yara’yı kaşıyarak siyaset yapmayı marifet sanıyor CHP.

‘‘AKP Suriyelileri, Afganları, KKTC vatandaşlığı vererek adaya yerleştirilmeyi mi planlanıyor?’’ diyor CHP’li Toprak… Bu, TC’nin 1974’ten bu yana Kıbrıs’ı Türkleştirme amacıyla yürüttüğü demografi mühendisliğini sulandırmaktan başka bir şey değildir.

NATO’nun savaş politikalarının sonucunda yaratılan Suriyeli-Afganistanlı ‘fobi’sine oynayarak Türkiye’nin Kıbrıs’ta işlediği savaş suçlarının üzerini örtemezsiniz.

***

‘Kendi adıyla’, ‘kendisi olarak’, ‘kendi ayakları üzerinde’ ve ‘kendi diliyle’ mücadele edemeyen Kıbrıslılar sevinir Brüksel’den, Strasbourg’tan, New York’tan ya da CHP’den Türkiye’nin Kıbrıs politikasına bir eleştiri geldiğinde…

Kendisi adına mücadele etmeyenler ilahi bir güç bekler çünkü her zaman!

Avrupa Parlamentosu’nun 7 Haziran 2022’de onayladığı Türkiye ilerleme raporunda Türkiye’ye, Kıbrıs’ta iki devletli çözümden vazgeçme çağrısında bulunması da ‘kendi adıyla’ mücadele edemeyen Kıbrıslıları sevindirdi.

Kıbrıs’ta 48 senedir süren işgal için Türkiye’ye tek bir yaptırım uygulamayan Avrupa,  istediği kadar rapor yazsın…

‘İki devletli çözüm’ talebinden vazgeçse ne, vazgeçmese ne…

Türkiye ‘iki bölgeli iki toplumlu federasyon’ derken de, ‘iki devletli çözüm’ derken de talepleri aynıydı. İfade etme şekilleri farklıydı sadece…

Türkiye Kıbrıs’ta 1974’te kurduğu hukukdışı düzenin korunmasını ister, müzakereler de bu korsan yapının örtüsüdür sadece.

Müzakere masasında harcanan zaman zarfında daha çok Rum arazisi yerleşime açılır; Rumların geri dönebilecekleri bir ‘ülke’ kalmayınca da Kıbrıs’ta ‘ortak devlet’in maddi koşulları ortadan kalkar!

BM müzakereleri yerleşimci sömürgeciliğin zaman çalma oyunudur sadece…

KKTC’nin tanınmasını da hiçbir zaman talep etmedi ve etmeyecek. Çünkü Türkiye Kıbrıs’ta varolan statükonun korunmasını, kuzeyin hukukdışı korsan bir yapı olarak kalmasını ister. Kirli işler imparatorluğunun kalınbağırsağı… 

***

Bir haftanın içinde iki vaka…

Kıbrıs’a yerleşimci nüfus taşıyarak kolonileştiren ve Kıbrıs’ın işgal bölgesini TL bölgesi yaparak Kıbrıslı Türklerin yok oluşunun mimarı olan CHP…

1974’ten beridir Kıbrıs’ta süren TC işgaline karşı tek bir yaptırım uygulamayan Avrupa emperyalizminin AP raporu…

Rusya’nın Ukrayna’ya girmesinden dolayı birkaç ayda maruz kaldığı yaptırımların tek bir tanesi gelmedi Türkiye’nin başına.

Çünkü Rusya Ukrayna’da NATO ile savaşır, Türkiye ise Kıbrıs’ta NATO’nun bekçisidir.

Kıbrıslılar başkalarının kendisi adına mücadele etmesini beklerken, daha çoooook CHP’linin açıklamasına ve AP raporuna umut bağlar!

(11 Haziran 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author