‘‘Hassiktir’’ deyip geçmeyin!

Aziz Şah – Tarihe mal olmuş, tarihin parçası olmuş ve tarihe yön vermiş sözler saatli bomba gibidir. Ayarlarıyla oynanamaz, bağlamından koparılamaz…

Arif hocanın ‘Hassiktir’i böyledir mesela. Herkesin ağzında bir ‘Arif hocanın dediğinden’… Klişeye dönüşmüş, ama sorsanız çoğunluk hatırlamayacaktır Arif hocanın ‘hassiktir’inin manasını. ‘Ben senden daha Kıbrıslıyım’ diyerek Kıbrıslılık kimliğini gasp etmeye kalkışan yerleşimci faşiste çekilmişti ‘hassiktir’.

Özker Özgür’ün ‘Davul bizim boynumuzda tokmak başkalarının elinde’ sözü de seneler içinde klişeleşti. Kaldı ki davul çoktan patladı, tokmakla da her gün kafamıza vuruyorlar…

Sözü tarihten koparmak tehlikelidir. Sözün manasını bilmeden tekrar ederseniz, sözü söyleyen değil, sözün muhatabı olursunuz.

Arif Hasan Tahsin’in yerleşimci nüfus sömürgeciliğine çektiği ‘hassiktir’in manasını unutup yerleşimci nüfusu savunursanız, ‘hassiktir’in size çekildiğini bile bilmiyorsunuz demektir…

Ayhan Hikmet’in, Ahmet Muzaffer Gürkan’ın, Kutlu Adalı’nın haykırdığı ‘Kıbrıs Kıbrıslılarındır’ şiarının tarihinden bihaberseniz, ‘Kıbrıs Kıbrıslılarındır’ diyenleri düşman olarak görüyor ve ‘Kıbrıs Kıbrıslıların değildir’ diyorsanız; Ayhan’ı yatağında, Ahmet’i arabasında, Kutlu’yu mahallesinde öldüren tetikçi sizsiniz!

Tarihin kendisi olmuş sözler vardır, kafanıza göre eğip bükemezsiniz.

-‘Saraylara savaş, kulübelere barış’ sözünü bağlamından koparabilir misiniz?

-‘Barış, Toprak ve Ekmek’ desem size, üç basit kelime diyeceksiniz ama bu üç kelime dünyanın en büyük devrimini yaptı.

Yerleşimci sömürgeciliğe çekilen ‘hassiktir’in, çalınan marşların neden bize ait olmadığını anlatan ‘‘Davul bizim boynumuzda tokmak Ankara’da’’, ya da tetiği çeken katil ile namlunun önündeki yurtsever arasındaki ‘Kıbrıs Kıbrıslılarındır’ sözünün bağlamından koparılması tarihin bütün derslerinin yoğa yazılmasıdır.

Bir sözün tarihten koparılmasının ne kadar tehlikeli olduğunu marjinal bir örnekle anlatayım…

-‘Hepimiz birimiz birimiz hepimiz için’ sözü kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi?

Bu bir NAZİ parolasıdır. Orijinal söylenişi “Jeder für jeden”dir. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’nda Alman imparatorluğunun ‘tekbir’iydi. Nazi ordusunun marşı idi. Kızıl Ordu Alman faşizmini ezince Nazizmin birikimi üzerine kurulan NATO, “Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için” sözünü ‘silah kardeşliği’nin resmi parolası olarak kullandı.

Alman savaş parolası “Jeder für jeden” Batı demokrasisinin omurgası olan NATO’nun ‘tekbir’idir. Yani düşmana saldırmak için süngüsünü takan ordunun düşmana doğru koşarken haykırdığı ‘söz’dür…

‘Söz’ü tarihten koparamazsınız…

Misal, pandeminin başında Fransa’ya giden maskelere gümrükte el koymuştu ABD. NATO üyeleri birbirine girmişti maskeler yüzünden. Bunu gören NATO Genel Sekreteri Stoltenberg onlara NATO’nun “Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için” parolasını hatırlatmıştı.

Misal, Barış Pınarı Harekâtı durdurulduğu zaman ABD ile TC ateşkes anlaşması imzalamıştı. Anlaşmada şöyle deniyordu: “Türkiye ve ABD ‘hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için’ anlayışıyla, NATO topraklarını ve halklarını tüm tehditlere karşı koruma taahhütlerini muhafaza eder”…

Basit bir söz gibi durur ‘hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için’ ama tarihin içinde hiç de basit bir manası yok. Hitler ordularının ‘tekbir’iydi, NATO’nun ‘ilke’si oldu.

Diyeceksiniz ki, bu kadar gereksiz bilgiyi nereden biliyorsun…

2016 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda Alman Milli Takımı NAZİ parolası “Jeder für jeden”i resmi slogan olarak kullanmıştı. Teknik direktör Löw ise üzerinde asker ile işçi olan savaşta Nazilerin kullandığı bir propaganda afişini tişört olarak giyip sahaya çıkmıştı. İşte o günlerde Almanya’da yaşanan tartışmalar sırasında, basit gibi görünen bir ‘söz’ün tarihten koparıldığında nelere neden olabileceğini düşünme fırsatım oldu.

‘‘Hassiktir’’ ya da ‘‘Davul bizim boynumuzda tokmak Ankara’da’’ deyip geçmeyin, her sözün bir özü vardır. Özü unutursanız tokmak başınıza iner…

(3 Ağustos 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author