Kıbrıs’ın işgal bölgesinde bir atasözü: ‘‘MUHATAP YOK, BİZİ KANSER ETTİLER’’

Aziz Şah – Türkiye Kıbrıs’ın kuzeyini aklını kaçırmamışsa ilhak etmez.

Etsin ama… Madem ki bu işgal böyle devam edecek, ilhak etsin TC Devleti garantörü olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemen toprağını. Belki Makarios hortlar mezarında…

Kendi kendine feshetsin Garanti Anlaşması’nı Türkiye. Çünkü başka türlü kurtulamayacağız garantörlük belasından. En azından Garanti Anlaşması’ndan kurtulalım…

Öyle sahte koçan vermeye benzemez ilhak…

KKTC bayrağı inecek, tek bayrak Türkiye bayrağı olacak…

Göstermelik meclis, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı kapatılacak. Siyasi partiler ve sendikalar da kapatılacak. Ne UBP kalacak ne CTP ne Dev-İş ne da Türk-Sen…

Türkiye’deki siyasi partilerin zaten burada temsilcilikleri var, onlar il başkanlığına dönüşecek. AKP, CHP, MHP falan filan Kuzey Kıbrıs İl Başkanlığı olacaklar…

İlhakı selamlayan Türk solunun partileri, başta Türkiye Komünist Partisi olmak üzere gelip burada il teşkilatı kuracak…

Kıbrıs’taki sendikalar kapanacak, yerlerini DİSK, KESK ve TÜRK-İŞ gibi konfederasyonlar alacak…

Ledra Palace’taki ‘‘TRNC Forever’’ tabelası inecek. O sırada BM askerleri olanları Ledra Palace’ın tepesinde gayda çalarak izleyecek…

TC Büyükelçiliği tabelası da inecek, Valilik tabelası asılacak…

İşgalcinin işbirlikçiliğini yapan milletvekilleri, cumhurbaşkanı, müdürler, müsteşarlar, özel kalemler kapının önüne konacak.

Vietnam’da işgal sırasında işbirlikçilik yapanlar ABD Büyükelçiliği’nin tepesine konan helikoptere binmeye çalışırken tekmeyi yedilerdi Yankeeden…

Afganistan’da işgal sırasında ABD ordusuna işbirlikçilik yapanlar da uçakların tekerleklerine sarılarak kaçmaya çalışırlardı…

Yarım asırdır Kıbrıs’ta TC işgaline hizmet ederek asalak olarak yaşayanların bineceği bir helikopter ya da uçak olmayacak. Sonuçta uçaklar da Türkiye’ye gider, nere kaçacan…

Lurucina’dan kaçakçı güzergâhından Rumlara gidip sığınma talep edebilirler ancak…

Sonuçta ilhaktan sonra ne meclis kalacak ne belediyeler ne cumhurbaşkanlığı. Bir tek idari bina olarak Türkiye Cumhuriyeti Vilayet Konağı olacak…

1931’de Kıbrıslıların isyanı sırasında Ermeni yurttaşımızın ateşe verdiği İngiliz Sömürge Vilayet Konağı gibi… 

Valilik tabelası asılınca ahali bilecek kimin kapısına gideceğini…

‘‘Doğru adres TC Elçiliğidir’’ diye yaza yaza kalem tükendi. Bakanlık denen binalarda Bakan denen kişilerin üstünde Ankara’dan atanmış memurlar var. İdare onlardadır…

Söz verici koltuğuna oturttukları Kıbrıslı uşakları ‘bakan’ diye ahalinin önüne sürerler, onlar da bol keseden söz verir…

İlhak olursak, ahali kapısına gideceği Valiliği ancak o zaman anlar!

Günlerdir eylem var Kıbrıs’ın işgal bölgesinde, sendikalar her gün bir bakanlığın önünde…

1974’ten sonra kurduğu işgal rejimi ile Türkiye öyle bir tuzak kurdu ki, burada hak mücadelesi veremezsiniz. Hiçbir şart ve koşulda Kıbrıs’ın işgal bölgesinde hak mücadelesi veremezsiniz.

Türkiye’deki yarı askeri Erdoğan istibdadında bile madencinin, kadının, öğrencinin, metal işçisinin, köylünün, avukatın, taşeron işçinin, kuryenin, mültecinin kapısına gideceği bir hükümet binası vardır. Kıbrıs’ta yoktur…

Kıbrıs’ta Kıbrıslının kapısına gideceği adres güneyde kaldı: Kıbrıs Cumhuriyeti Temsilciler Meclisi…

Kıbrıs’ın işgal bölgesinde ne sağlık ne sendika için ne eğitim hakkı için kapısına gideceğiniz bir makam yoktur…

Türkiye öyle bir işgal rejimi kurdu ki, herşeyden sorumlu TC Elçiliği iken ahalinin kapısına gitmediği tek yer TC Elçiliği.

Türkiye, yarım asırdır işgali altında tuttuğu Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarını ilhak eder ve TC Elçilik binasını VALİLİK binasına dönüştürürse ancak o zaman ahalinin gideceği bir kapısı olur…

Taşeron işçi olarak hademeler eylem yapıyor. Kadın işçiler bana ‘‘Muhatap yok, bizi kanser ettiler’’ dedi. ‘‘Şirket bakanlığa yollar, bakanlık şirkete yollar’’…

Ama burasını TC Sömürge Valiliği yönetir…

(20 Ekim 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author