Kıbrıs’ın işgal bölgesindeki Apartheid Rejimi

Aziz Şah – ‘Bugün Pazar avcılar azar’ kıvamında bir gün…

Sosyal medyada paylaşmışlar: Bir avcı silahını kaybetmiş, diğer avcı da walkie talkie’sini (cep telsizi) kaybetmiş.

Silahını kaybeden kendini kaybetmediyse iyi de, şu walkie talkie’yi nereden hatırlıyoruz?

Güler yüzlü Andreas Soutzi’nin işgal rejimi tarafından rehin alınmasından…

Şaşkın avcının walkie talkie’sini avda kaybetmesi ile Andreas’ın walkie talkie’sini otel odasında unutması aynı şeydir. Aradaki fark şudur: Şaşkın avcı walkie talkie’sini kaybetti diye bu bahane edilerek 1 buçuk ay rehin tutulup, bütün bilgisayarları, elektronik cihazları ve bellekleri incelenip ‘casusluk’la suçlanmak için bahane üretilmeye çalışılmayacak…

Walkie talkie’sini kaybetti diye 21.000 tane dosya incelenip içinde 5 adet ‘fotoğraf’ın sakıncalı olduğu tespit edilerek Türkiye basınında ‘‘Kıbrıslı Türk casus yakalandı’’ diye fake haberler yapılmayacak!

Türkçe konuşan Kıbrıslı’ya uygulanan hukuk ile Rumca konuşan Kıbrıslı’ya uygulanan hukukun farkı…

Hukuk eğer ‘etnik köken’e ve/veya ‘ırk’a dayalı olarak işliyorsa buna Apartheid Rejim denir.

Kıbrıs’ta bu sistemin temelleri İngiliz tarafından Lefkoşa Türk Belediyesi’nin kurulmasıyla atılır. Apartheid sistemin tohumları Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’na da serpiştirilir. Kıbrıs kimliğinin/ulusunun inşa edilememesi için ırkçı bir anayasa hazırlanır. En başta Kıbrıslıların evlenebilmesi için eşlerden biri din değiştirmeli şartı konur.

Dünyada adında ‘etnik-dinsel’ ve/veya ‘ırksal’ bir tanım olan başka bir belediye var mı, bilmiyorum. Bizi her türlü ayrılıkçı koda alıştırdıkları için kimse sorgulamıyor hiçbir şeyi. ‘New York Beyazlar Belediyesi’, ‘Berlin Ariler Belediyesi’, ‘Beyrut Şii Belediyesi’, ‘Şam Alevi Belediyesi’, ‘Sivas Sünni Belediyesi’, ‘İstanbul Türk-İslam Sentezi Belediyesi’ olabilir mi?

Lefkoşa Türk Belediyesi’ne bir de bu açıdan bakın!

Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin adı da böyledir. Dünyada adında etnik köken olan faşist parti bile yokken Kıbrıs’ta sözde sol bir parti olarak C. Türk Partisi var.

Apartheid sistemi LTB’nin kuruluşuna gitse de esas itibarıyla Apartheid Rejimin iskeleti, 1974 istilası ile Rumca konuşan Kıbrıslıların ‘etnik temizlik’ ile Kıbrıs’ın kuzeyinden kovulması ile ortaya çıkar.

İstiladan iki sene sonra Avrupa İnsan Hakları Komisyonu’nun hazırladığı raporda Kıbrıslı Rum toplumunun yerlerinden kovulmasında Türk ordusunun sorumluluğu şu fiillerle tanımlanır:

‘‘Kıbrıs’ın kuzeyinde Kıbrıslı Rumların evlerden, kendi evlerinden de dahil olmak üzere, boşaltılmaları; Türk ordusunun kontrol ettiği bölgelerde Kıbrıslı Rumların başka yerlere, çeşitli tutuklama ve gözaltı yerleri dahil, taşınmaları; Kıbrıslı Rumların ayrım çizgisinin ötesine kovulmaları; kuzeyde yaratılan yaşam koşulları sebebiyle güneye uzaklaştırılmaları’’…

Apartheid Rejimin iskeleti bu etnik arındırma ile başladı.

İnsanlık ‘Apartheid’ kavramını Güney Afrika’dan bilir. Bugün dünyada Apartheid sisteminin en ‘mükemmel’ örneği işgal edilmiş Filistin’dir, yani ‘İsrail’…

Kıbrıs’taki ve Filistin’deki işgal topraklarında uygulanan iskân yasaları ikiz kardeştir.

Kıbrıs’ın işgal bölgesinde iskân yasasının adı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasası’dır.

Filistin’in işgal edilmiş bölgesinde ise iskân yasasının adı Mevcut Olmayanların Mülkleri Yasası’dır.

Siyonistlerin hazırladığı yasada, ‘Mevcut Olmayanlar’ tabiri 1948 işgali ile evinden, toprağından, yurdundan zorla sürülerek mültecileştirilen Filistin halkını tanımlamak için kullanılıyor. Bu şekilde tanımlanan mültecilerin evlerine dönmeleri, mülklerinin iadesi ve tazminat talebi reddediliyor. 1950’de Mevcut Olmayanların Mülkleri Yasası yürürlüğe konarak mülklerin yağma edilmesinin yasal mevzuatı oluşturuldu.

Aynı ‘Mevcut Olmayanlar’ mantığıyla İTEM Yasasının öncülü ‘yabancılara ait taşınmaz malların tahsis ve değerlendirmesini düzenleyen’ 32/1975 ile 33/1975 no’lu yasalarla, ‘yabancı’ diye tanımladıkları Rum ve Ermenilere ait taşınmaz malların kontrol yönetim ve tahsisi Bakanlar Kurulu’nun yetkisine verildi. Daha sonra bu yetki İmar, İskân ve Rehabilitasyon Bakanlığı’na devredildi.

İşgal edilmiş Filistin’de Filistinliler yasa ile ‘Mevcut Olmayan’ ilan edildi…

İşgal edilmiş Kıbrıs’ta Rum ve Ermeniler ‘yabancı’ ilan edildi…

(Devam edecek)

(28 Kasım 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author