Aziz Şah -KKTC’nin 39’uncu kuruluş yıldönümü için Hürriyet gazetesinde bir yazı yazdı İlber Ortaylı.
Ortaylı’nın yazılarında hep bir itiraf saklıdır. Hep de aynı şeyleri itiraf eder. Ancak bu defa başka bir şey daha söyledi…
Kıbrıslı Türk Toplumuna ‘azınlık’ dedi.
Yerleşimci nüfusun azınlığı…
Türkiye basınında öyle masalsı anlatılır ki KKTC’nin kuruluşu…
NATO’nun Özel Harp Dairesi’nin verdiği ‘milli mücadele’nin zaferi: KKTC!
KKTC bir devlet ya da bağımsızlık ilanı değildir. Başka bir devletin toprakları üzerinde devlet kuramazsınız. Yoktur böyle bir dünya…
Hayali bir ‘milli mücadele’ ile ‘devlet’ kuruyorsunuz ama ‘milletvekilleri’ni tehdit ederek ve şantajla bağımsızlık ilanına ikna ediyorsunuz.
Tehdit ve şantaj işgalci yöntemidir…
Denktaş mecliste oturan milletvekillerine haber vermeden meclisi feshedip yeni bir Kurucu Meclis ilan etti.
Aynı Recep Tayyip Erdoğan’ın 19 Temmuz 2021’de KKTC Meclisi’nde oturan milletvekillerine ‘müjde’ olarak yeni meclis binası (Külliye) yapılacağını duyurması gibi…
Aynı Fuat Okay’ın tehdit ettiği gibi, ‘‘Külliye projesine karşı çıkanlar karşısında TC Devletini bulur’’ dediği gibi ‘‘KKTC’nin ilanına karşı çıkanın siyasi hayatı biter’’ demişti Denktaş!
Öyle bir ‘devlet’ ki toprağı başka bir devlete (Kıbrıs Cumhuriyeti’ne) ait, nüfusu başka bir devlete (Türkiye Cumhuriyeti’ne) ait.
Darbe ile feshedilen meclisin yerine atanan Kurucu Meclis’in yaptığı anayasanın oylandığı 5 Mayıs 1985’ten 23 Haziran’a kadar geçen sürede 3 seçim yapıldı… Anayasa oylaması, cumhurbaşkanlığı ve genel seçimin yapıldığı bu 1 buçuk aylık sürede nüfus 3314 kişi arttı.
Yani başka bir devlete ait gasp edilmiş toprakta ‘devlet’ kurup, anayasasını oylayıp, meclisini ve cumhurbaşkanını seçmek için başka bir devletten nüfus taşındı.
Sonucu mu?
Onun cevabını da bize 13 Kasım’da yazdığı yazıda sömürgeci efendimiz İlber Ortaylı veriyor.
Yazı aynen şöyle bitiyor:
‘‘Bundan sonra izlenecek siyaset ise oradaki TÜRK AZINLIĞIN bizim sorumluluğumuz altında olduğunun herkes tarafından anlaşılması ve Doğu Akdeniz’deki huzurun milletler arası bir alana açılması dolayısıyla (işin içine Rusya da dahil oldu) Türkiye’nin orada bulunmasının ne kadar gerekli olduğudur’’…
İlber Ortaylı’nın TÜRK AZINLIK dediği sizsiniz sevgili Kıbrıslı Türk Toplumu. Size azınlık diyor…
Rumların azınlığı değil ama yerleşimci nüfusun azınlığı!
Yanlış bir şey söylemiyor, olanı söylüyor.
İlber Ortaylı Crans Montana sürecinden sonra 9 Temmuz 2017’de de ‘‘Kıbrıs’tan vazgeçmek olmaz’’ başlıklı bir yazı yazmıştı.
O yazı da aynen şöyle bitiyordu:
‘‘ADADAKİ NÜFUS DENGESİ SAĞLANMALI
– KIBRIS’ta Türk unsur var. O Türk unsurun, ORAYA SONRADAN YERLEŞTİRİLEN NÜFUS dolayısıyla Türkiye’ye antipati duyduğu söyleniyor. Bu söylentiler abartılabiliyor. Abartılmasa bile alınacak tedbir açıktır. Burada huzuru önce kendi içimizde sağlamalıyız. ADAYA YERLEŞTİRİLEN NÜFUSUN dengesini başkalarından evvel biz sağlamalıyız. Bunların dışında Kıbrıs’a gelen 15 bin kadar muhacir Bulgaristan Türk’ü var. Kuzey Kıbrıs’ın kalkınması ve refahı için çok büyük faydaları vardır. Kültür ve yaşam tarzı bakımından da yerli Türk nüfusla çok iyi uyum sağlamaktadırlar. Dolayısıyla Kıbrıs’taki politikalarımızın ayarlanmasının gerektiği açıktır’’…
2017’de ‘‘Adaya yerleştirilen nüfusun dengesini başkalarından evvel biz sağlamalıyız’’ diyordu.
13 Kasım 2022’de ise ‘‘TÜRK AZINLIĞIN bizim sorumluluğumuz altında olduğu herkes tarafından anlaşılmalı’’ diyor İlber Ortaylı…
1943’te ‘‘Kıbrıs Türk Azınlığının haklarını aramak ve korumak, ilmi, içtimai, iktisadi ve sınai seviyeleri yükseltmek ve umumiyetle Kıbrıs Türklerinin menfaatlerini temine çalışmak’’ için yola çıkan KIBRIS ADASI TÜRK AZINLIĞI KURUMU’na (KATAK) geri dönemeyiz.
Döneceğimiz tek bir yer var: Üniter Kıbrıs Cumhuriyeti!
İlber Ortaylı’nın Kıbrıslı Türk Toplumuna ‘azınlık’ demesi ise KANSIZ SOYKIRIMın bir sömürgeci efendinin ağzından itirafıdır…
Tercih sizin: Ya KATAK’a döneceğiz, ya da Kıbrıs Cumhuriyeti’ne!
(7 Aralık 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)