Nüfus ve demografi meselesi bir halk sağlığı sorunudur

908,653 mobil telefon abonesini gösteren Bilgi Teknolojileri ve Haberleşme Kurumu (BTHK) resmi verisi…

Aziz Şah – Okumaktan sıkıldınız yerleşimci sömürgeciliğini, nüfus kolonizasyonunu, demografiyi. Biliyorum çünkü ben de yazmaktan sıkıldım…

Ama Kıbrıslı Türk toplumu 1 milyonu aşkın bir nüfusun içerisinde Kıbrıs’ın işgal bölgesinde yok olurken yazacak daha önemli bir konu yoktur.

Sadece 900 bin küsur cep telefonu abonesi var ama 2 bin küsur seçmen var nasıl oluyorsa!

Akıl dışılıktır bu: 2 bin küsur seçmenin olduğu yerde 900 bin küsur cep telefonu abonesi var. Yerleşimci sömürgeciliğinin nüfus manipülasyonunu izliyorsunuz…

Akıldışılıktır bu: 1970’te 100 bin küsur nüfuslu bir toplumken inşa ettiğimiz hastane bakıyor bu 1 milyon nüfusa…

Siz nüfusla ilgilenmiyor olabilirsiniz ama nüfus sizinle ilgileniyor.

Hastanede randevu, çocuğunuzu yazdıracak okul, astronomik fiyatı/kirası olmayan konut bulamıyorsunuz. Lefkoşa’da 2 okula Kıbrıslı aileler çocuklarını yazdırmak için kavga ediyor…

İnsanca yaşayabileceğiniz “mekân” yok edilince göç etmek zorunda kalıyorsunuz. Devlet güvenceniz olmadığı için göç etmek zorunda kalıyorsunuz. Temel insan haklarına erişiminiz olmadığı için göç etmek zorunda kalıyorsunuz. Tehcir ediyorlar sizi yurdunuzdan…

1975’te yerleşimci kolonizasyonu başladığından beridir nüfusun yüksek olması isteniyor, ancak yerleşimci nüfusun gizlenmesi amacıyla rakamlar manipüle ediliyor.

Bu sebepten KTFD Dışişleri Bakanı Vedat Çelik 1975’te BM Genel Sekreteri Kurt Waldheim’a,

-“Adanın demografik karakterini önceden planlanmış bir taksim projesi uyarınca değiştirmek amacıyla Türkiye’den Kıbrıs’a Türkiye vatandaşlarının kitlesel olarak göç ettirildiği iddiası gerçek olguları tahrif etmektedir” diye yalan söylüyordu.

Tahrif olan Kıbrıslı Türk toplumunun harita üstündeki varlığıdır.

Mahalle yanarken saçını tarıyor “Kıbrıslı Türk solu” denilen sürüngen. Bırakın nüfusun miktarını, seçmen sayısıyla bile ilgilenmiyorlar… Ama seçime giriyorlar!

4.444 seçmenin 11 ayda nereden çıktığını bile sormuyorlar, bırakın toplam nüfusu sorgulamayı…

Şu kadarını bile sorgulamıyorlar: 2004’ün Ocak sonu ile Aralık sonu arasında 4.444 çocuk mu doğdu?

Çünkü herkes biliyor zarların hileli olduğunu, herkes biliyor TC’nin Kıbrıs’ın kuzeyine nüfus boca ettiğini.

Bizim toplumun en nefret ettiğim sözüdür “Tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bakacaksın” lafı. Bu bir teslimiyet parolasıdır. Bu yüzden seçmen sayısını tartışmayı bile bıraktılar…

Yerleşimci sömürgeciliğinin yarattığı insanlık dışı durumdan zevk almaya bakıyor Kıbrıslı Türk solu ve sağı.  

Sonuç: KKTC Meclisi nüfusunu bilmediği bir yerde sağlık ve eğitim bütçesi yapıyor!

Nüfusunu bilmediğiniz bir yerde hastalıkları haritalayamazsınız, kamu sağlığının ihtiyaçlarını karşılayamazsınız.

1974’ten önce 100 bin kişi için yapılmış hastanede 1 milyon nüfus hizmet görürse, o zaman hastanemizin çalışan bölümleri bile çalışamaz hale gelir. Sağlık hizmetlerine erişebilenler erişemez hale gelir. Bu sebepten, nüfus ve demografi meselesi bir halk sağlığı sorunudur.

Bebek ölüm oranları, kan hastalıkları ve tarımsal arazilerin yağmalanması bir demografi meselesidir.

Anladık, seçmen sayılarını ve nüfusu kurcalayıp TC’li yerleşimcileri ürkütmek istemiyorsunuz. Ancak sağlığın şakası yoktur…

Nüfusu manipüle eden İstatistik Kurumu’nun verilerine göre 2019’dan 2021’e Bebek Ölüm Hızları ciddi bir artış gösterdi. Binde 2.1’den 7.2’e yükseldi.

Toplumumuz Talasemi ve orak hücre anemili çocuk doğumlarını 2001 yılından itibaren “sıfırlamış”tı ancak demografik dönüşümle 2009 sonrası kan hastalıkları yeniden hortladı…

100 bin kişilik toplum için inşa edilmiş ama bugün en az 1 milyon kişiye hizmet veren hastanemizin kan hastalıklarıyla mücadele eden biriminin teknolojisi 1980’lerden kalmadır.

Siz nüfus meselesi ile ilgilenmiyor olabilirsiniz ama o sizinle ilgilenecek. Nüfus meselesi karşınıza seçim sandığında değil, hastanede çıkacak!

Nüfus ve demografi meselesi bir halk sağlığı sorunudur.

Nüfus ve demografi mühendisliği savaşın farklı araçlarla sürdürülmesidir.

Nüfus ve demografi mühendisliği kolonilerde sömürgecinin yürüttüğü kansız soykırımdır.

Hastane yoksa pasta yeyin!

(19 Aralık 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author