İSİAS katliamı olmamış gibi, çek fotoğrafçı!

Aziz Şah – Bizim gazetenin sokağında bir “night club” ve barlar var. 6 Şubat katliamından sonra kendiliğinden kesildi müzikler ay sonuna kadar…

Müşterilerinin çoğu Türkiyeli öğrencilerdir, geceleri gazeteden çıktığımda önlerinden geçerek yürürüm.

Hasan Hüseyin Korkmazgil’in şiirini tersine okurum:

“Sokakta tank paleti” yok…  
“Sokakta düdük sesi” yok…  
“Sokakta tomson” yok…  

“Sokağa çıkmak yasak” değil!

Sonra Arif hocanın lafı gelir aklıma:

-“Bir memleket, bir kasaba, anda arada da olsa sokaklarına işeyebilenlerindir”…

Demografiyi izlerim vitrinden, müziğin bütün mahalleyi rahatsız eden yüksek sesinde dumanın içinde kaybolurlar.

Türkiye’den buraya boca edilen nüfusun bir kısmı barlarda tepinir, bir kısmı dergâhlarda…

6 Şubat’tan sonra kapanan müzik sesi Mart ayı ile bir anda eskisinden daha yüksek bir hâl aldı. Bu cinnet hâlinin “normale dönmek”le hiçbir alakası yok, ortada bir toplum olmaması ve olmayan toplumun olmayan normları ile alakası var.

Bir coğrafyaya beton dökünce şehir olmaz, şehre nüfus boca edince toplum olmaz…

Kıbrıs bin sene Türkiye’nin işgali altında kalsa bir toplum yaratamazlar burada. Çünkü nüfusu Türkleştirmeyi ve çoğaltmayı “toplum” ve “toplumsal değerler” yaratmak zannediyor Türk nüfus mühendisliği. O “toplum” da yaptıkları inşaatlar gibidir: Demiri, çimentosu, mühendisi ve vizesi olmayan bir gecekondudur.

Boca edilen nüfus toplum olamaz, gürûh olur!

***

6 Şubat katliamından önce olsa dikkatimi çekmeyecek bir haber diken gibi gözümü kanatıyor. Adıyaman’da evlatlarını kaybeden annelerin attığı tıvitlerin tam ortasına düşen bir fotoğraf sırıtıyor: “Ataoğlu ile Ersoy bir araya geldi”…

Denktaş’ın kurduğu Demokrat Parti’nin Başkanı Fikri Ataoğlu ile TC Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy 6 Şubat katliamı olmamış gibi sırıtıyorlar. Berlin’de Ataoğlu ile Ersoy buluşmuşlar. Hiçbir şey olmamış gibi sırıtıyorlar…

Bu adamların hiç asık suratlı fotoğrafı yok zaten, yığınları mutsuz ederek mutlu oluyorlar.

Türkiye’de onlarca otel turistlere mezar olmuş. Beş yıldızlı tabut gibi otellerden sorumlu olan TC Turizm Bakanı Mehmet Ersoy ise hiçbir şey olmamış gibi Berlin turizm fuarında! Fikri Ataoğlu ise Ersoy ile fotoğraf çekindiği için gururlu…

Mehmet Ersoy dendiğinde iki fotoğraf gelir(di) aklıma:

-Kıbrıs Türk Hava Yolları’nın Türkiye tarafından el konan uçakları… KTHY’nin imha edilmesi sürecinde toplumumuza ait uçaklar Atlasjet’e devredildi. Ersoy da Atlasjet’in sahibiydi o zamanlar…

Yani Fikri Ataoğlu toplumumuza ait uçaklara çöken bir adamla fotoğraf çekinmenin gururunu yaşıyor.

-Geçtiğimiz yaz kurdelesi güle oynaya kesilen “Barbarlık Müzesi”nin açılışında sırıtan kelleler de gelir aklıma TC Turizm Bakanı Ersoy denince…

Şimdi bir fotoğraf daha eklendi bunlara: İSİAS katliamından bir ay sonra Fikri Ataoğlu ile birlikte poz veren Bay Ersoy.

İSİAS Otel yapılırken inşaatı denetlemeyen ve usulsüzlüklere göz yuman TC Devleti ile kurumları, imar affı çıkaran hükümetler kadar böyle bir tabutun otel olarak çalışmasına izin veren TC Turizm Bakanı Ersoy da bu katliamdan sorumludur.

Kaçak katı olduğu iddia edilen İSİAS Otel’in çalışmasına izin veren Ersoy otelin sahiplerinin akrabasıdır. Mehmet Ersoy’un kardeşi İSİAS Otel’in sahibi olan ailenin büyük abisi Mahmut Bozkurt’un kızıyla evlidir…

Girne’deki Elexus’un patronu olan Mahmut Bozkurt TC Turizm Bakanı Ersoy’un ikiz kardeşi Ali Murat Ersoy’un kayınpederidir. TC Turizm Bakanı’nın 200.000 kişilik aşiretin mensubu Bozkurt sülalesiyle akraba olması onu İSİAS katliamından sorumlu yapar mı?

Yapar, çünkü çocuklarımız TC Turizm Bakanı Ersoy’un sorumluluğunda bir otelde öldüler. Kurtarıcıların enkazdan ilk çıkardığı şey “GÜVENLİ TURİZM SERTİFİKASI”ydı!

Bakan Ersoy İSİAS Otel’i denetleyip mühürleseydi, çocuklarımız hayattaydı bugün…

DP Başkanı Fikri Ataoğlu Türkiye’deki depremden dolayı Mehmet Ersoy’a taziyelerini sundu. Ersoy işini düzgün yapmış olsaydı çocuklarımız bugün hayattaydı…

Siz kime taziye sunduğunuzun farkında mısınız?

(12 Mart 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author