Türk’ün demografi ile imtihanı (4) DEVŞİRME VE TÜRKLEŞTİRME

Aziz Şah – AKP’li Yasin Aktay’ın Türkiye’deki mülteciler için şöyle dediği aktarıldı tıvitırda:

-“20 yıl sonra bu nüfusun neler götürüp getireceğini Ümit Özdağ’ın kafası algılayamaz. Bu insanlar gerekirse Türkleştirilir, Türkiye’nin bir parçası haline gelirler”…

Cumhuriyet gazetesinde seçim yenilgisinin ateşiyle yazılan haberde, “Yabancı seçmen ülkenin kaderini çizdi. Oy uğruna verilen vatandaşlıklar sonucu değiştirdi. DEVŞİRME OYLAR BELİRLEDİ” dendi…

Türklerin başka halklara/uluslara ve etnik-dinsel toplumlara ettiği zulmün “kendi başına geldiğini” düşünmesi bile başlı başına “elitler” için büyük bir travmadır. Osmanlı’nın kuruluşundan beridir sürgünler, katliamlar, zorunlu göçler yeniden ve yeniden iskân ve ıslahat planlarıyla halkları oradan oraya süren ve dağıtan bir Türk devlet geleneği var.

Suriye savaşına kadar Anadolu coğrafyasında diğer halklara karşı yüzlerce yıldır nüfus mühendisliği yapan Türk elitler, şimdilerde kendilerine karşı bir “nüfus komplosu” yapıldığını düşünüyor. Bu düşünce bile “elitler”i çıldırtıyor…

Rojava-Batı Kürdistan olarak adlandırılan Suriye’nin kuzeyini TC Devleti işgal etmeden önce oluşturulan “Rojava anayasası” şöyle başlıyordu:

“Kürtler, Araplar, Süryaniler, Keldaniler, Aramiler, Türkmenler, Ermeniler ve Çeçenlerin bir konfederasyonu olan Afrin, Cezire ve Kobani Demokratik Özerk Yönetimi’nin halkları olarak demokratik özerklik prensiplerine göre hazırlanmış bu anayasal bildirgeyi özgürce ve resmen ilan ediyoruz”…

Anayasanın bazı maddelerinde şöyle deniyordu:

“Kürt, Arap, Süryani, Çeçen, Ermeni, Müslüman, Hristiyan ve Ezidi toplulukların kardeşçe, barış içinde birlikte yaşadığı Cezire Kantonu etnik ve dinsel açıdan çeşitlilik arz eder”…

“Kürtçe, Arapça ve Süryanice Cezire Kantonu’nun resmi dilleridir. Bütün topluluklar kendi anadilini öğrenme ve öğretme hakkına sahiptir”…

Türk ordusu cihatçılarla birlikte bu bölgeye girip “demografi mühendisliği” yaptı. Bu çok uluslu-dilli-dinli-kültürlü kader birliğini darmadağın etti…

Türkiye devasa bir nüfus mühendisliği müzesidir, ta Osmanlı’dan bugüne… Dünyada devlet aklı tarafından demografinin kesintisiz olarak yıkıma uğratıldığı belki de tek coğrafyadır. Bir ulusu sürekli olarak tu baştan yaratamazsınız!

Bu sebeptendir ki, Suriye savaşının 12’inci yılında Türk elitleri “Suriyeli mülteciler”in Türklüğü yok etmek için kullanıldığını düşünüyor. Çünkü Türk elitleri yüzyıllarca bunu yaptı. Bir arada yaşadığı halklara karşı imha amaçlı bir nüfus mühendisliği yürüttü…

İşte, AKP’li Yasin Aktay’ın gerekirse mülteciler TÜRKLEŞTİRİLİR, Türkiye’nin bir parçası haline gelir, demesi bile tek başına Türk elitlerinin kâbusudur. Kızmayın Yasin efendiye! Bir AKP’li olarak yüzyıllardır Osmanlı-Türk Devlet geleneğinin aynasıdır o…

Buradaki mesele şudur: Devşirmeler çoğunlukla Hristiyan çocuklardan, Balkanlardan alınırdı. Orta Anadolu’dan Karamanlı Hristiyan Türklerden, Kafkas Müslümanlarından da alınırdı. Bir tek Musevilerden alınmazdı, çünkü Yahudiler şehirliydi. Şehirliler kişiliğine kavuşmuştur, kolay devşirilemez. (Bakınız: İlber Ortaylı, Osmanlı’yı yeniden keşfetmek)

Cumhuriyet gazetesi “Seçimin sonucunu devşirme oylar belirledi” dedi ama “Suriyeli mülteci”den devşirme olmaz. Savaş görmüş, kişiliği-kimliği örsün üstünde çekiçle dövülerek oluşmuş bir “Suriyeli” ya da “Afgan” Türkleştirilemez. İşte Türk eliti bundan korkar…

“Seçimin sonucunu devşirme oylar belirledi” diyen Kemalistler çok büyük bir hata yaptılar bu sebepten.

AKP’li Yasin Aktay’ın gerekirse mülteciler TÜRKLEŞTİRİLİR, Türkiye’nin bir parçası haline gelir sözü üzerine sosyal medyada verilen tepkilere baktım: “Kanlarını mı değiştireceksiniz, DNA’larını mı?” diyen kalabalık bir güruh gördüm…

Bugüne kadar “Kürdüm” diyenleri “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı herkes Türk’tür” diye susturdular ama Suriyeli-Afgan mülteciler “Türk vatandaşı” olunca otomatik olarak Türk sayılmıyorlar…  

AKP’li Yasin efendinin çıkıp “gerekirse mülteciler Türkleştirilir” demesi, 100 yılı aşkındır yeniden ve yeniden üretilen TÜRKLEŞTİRME politikasının iflasıdır.

Bırakın halklar var oldukları gibi kendi memleketlerinde yaşasınlar. Ne yabancı ülkeleri istila edin ne de başka ülkelerin demografisi ile uğraşın…

Kıbrıs’ın yarısını işgal edip Kıbrıslının kökünü kuruttunuz ama Suriye ve Afganistan halkları Kıbrıslılara benzemez…

(8 Haziran 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayıbnlanmıştır)

About the author