Rumların insan haklarının Türkleştirilmesi

Aziz Şah – 30/01/2024

Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD) 28 Nisan 2009’da Kıbrıs’ın kuzeyindeki sivil ve ticari konularda Kıbrıs Cumhuriyeti mahkemelerinin yargı yetkisi olduğunu hükme bağladı.

ABAD bu kararı verirken Kıbrıs Cumhuriyeti’nin AB’ye katılım sözleşmesine ek 10’uncu Protokole dayanarak verdi. AB’ye katılım sözleşmeleri AB’nin birincil hukukudur. ABAD kararı da birincil hukuktur dolayısıyla…

Memlekette hukukçu geçinenler emlakçı olunca ABAD kararlarını da, Orams davasını da, AİHM kararlarını da yazmak bize kaldı. Çünkü hep bir ağızdan yağmayı savunarak “KKTC hukukuna göre yasaldır” diyor Kıbrıslı Türk avukatlar!

-“Akan Kürşat KKTC hukukuna uygun olarak Rumlara ait olan taşınmaz malların satılmasına aracılık etmektedir” dedi hukuk profesörü Tufan Erhürman…

-“KKTC kanunlarına uygun hareket eden bir insandan bahsediyoruz” dedi Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı… 

KKTC kanunlarına göre insan haklarını gasp etmek yasal mıdır?

Kürtlerde hukuk, Filistinlilerde mühendislik “siyasi” mesleklerdir. Sömürgeciliğe karşı varoluş mücadelesinin ve insan hakları mücadelesinin parçasıdır avukatlık ve mühendislik.

Kürt avukatlar bombaların, kurşunların, faili meçhullerin ortasında insan haklarını savunur. Filistinli mühendisler ise borudan roket yapıp işgal tanklarını patlatır…

Kürtlerde avukatlık, Filistinlilerde mühendislik bir direniş aracıdır. Kıbrıs’ta ise işgal edilmiş toprakları yağmalama ve bu yağmaya “yasal” kılıflar uydurma aracıdır.

Kürt avukatlar ve Filistinli mühendisler insan hakları için mücadele eder…

Kıbrıslı Türk avukatlar ise evlerinden ve topraklarında silah zoruyla kovulan 200.000 Kıbrıslı Rumun gasp edilmiş insan haklarını “KKTC hukuku” adı altında savunur.

Başkasının gasp edilmiş insan hakları üzerinde “demokratik bir düzen”e sahip olamazsınız.

Çalınmış ve yağmalanmış Rum arazileri üzerinde “temiz toplum”, “hukuk devleti”, “şeffaf bir kurumsal yapı” mı kurabileceğinizi zannedersiniz?

50’inci senede çirkef ortada!

Marksizm’in desturudur: Başkasını ezen asla özgür olamaz.

“Çok vicdanlı” ve “romantik bir Kıbrıslı” olduğum için Kıbrıslı Rumların 50 senedir gasp edilmiş insan haklarını savunmuyorum. Kendi insan haklarımı da savunduğum için Kıbrıslı Rumların insan haklarını savunuyorum.

Çünkü Kıbrıslı Rumların insan haklarının gaspı üzerine kurulu bir düzende kimse kendisi için insan haklarından bahsedemez. İnsan hakları karpuz değil ki seçesiniz…

İnsan hakları bir deste güldür, deste dağıldı mı hepsi dağılır.

Başkasını ezen asla özgür olamayacağı için savunuyorum Kıbrıslı Rumların insan haklarını, kendi özgürlüğüm için de…

Bugün içinde yaşadığımız çirkef düzenin kaynağı 50 sene önce Türk ordusunun 200.000 Rumu silah zoruyla bu topraklardan sürmesidir.

50 sene geçmiş aradan, Kıbrıslı Türk bir avukat tutuklanıyor Rumların insan haklarını gasptan…

Aklınıza geliyor 50 sene sonra: İşgal ettiğimiz toprakları parasını verip satın alarak “Türkleştirelim”…

Topyekün aklınızı kaçırdınız!

“Türkleştirme” kavramının ağırlığının farkında mısınız?

Naziler Almanlaştırma diyordu, siz Türkleştirme diyorsunuz. Faşist bir metodu liberal bir “mülkiyet düzeni” gibi sunuyorsunuz…

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin “iç hukuk” olarak tanıdığı Taşınmaz Mal Komisyonu bir Türkleştirme komisyonu mudur?

Kıbrıslı Türk avukatların ağzından o kadar kolay çıkıyor ki “Türkleştirme” kavramı.

-“Taşınmaz Mal Komisyonu aracılığıyla Rum mallarını Türkleştirelim”…

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Taşınmaz Mal Komisyonu’nu Türkçü ideoloji çerçevesinde mi tanıdı, yoksa Türkiye’nin işgali altında gasp edilen insan haklarının tazmini için mi?

AİHM’in “tazmin” dediği, sizin ağzınızda Türkleştirme oldu.

Avukatlarımız Kıbrıslı Rumların insan hakları kaybını tazmin etmeyi “Türkleştirme” olarak tanımlıyor…

Ağzınızdan çıkanı kulağınız duymuyor. Çünkü Kıbrıs’ın işgal bölgesinde paralel bir dünyada yaşıyorsunuz.

İşgal edilen toprağı satın alarak gasp edilen insan haklarını mı satın alacaksınız?

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, “Taşınmaz Mal Komisyonu”nu Türkleştirme hedefiyle “dilde, kanda, kültürde birlik” için mi tanıdı?

Almanya’da 1930’larda Nazilerin söylediklerini bizde liberaller söylüyor: Rum mallarının Türkleştirilmesi…

Kıbrıslı Türk hukukçuların dediği gibi, “KKTC hukukunda yasal”…

(30 Ocak 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author