Aziz Şah – 10/02/2024
Halil Falyalı öldürüldükten sonra gazeteci Bahadır Özgür Birgün’de 13 Şubat 2022’de şöyle diyordu:
-“Mesela; Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile yakın ilişkisi bulunan, MHP ve AKP’den Malatya milletvekili adayı olmuş Alanyalı turizmci Kolitaş Grubu’nun sahibi Kemal Atlı, KKTC’ye taşınarak ‘Alanya modeli’ turizm bölgesi ilan edilen BAFRA’da 50 milyon dolarlık otel yatırımı yapıyor. Aynı bölgede Akfen ve Akol’un da arazileri bulunuyor. Zafer İnşaat 80 milyon dolarlık yeni yatırımıyla toplam yatırımını 250 milyon dolara çıkarıyor”…
BAFRA ne zaman peşkeş çekildi Türkiye sermayesine?
2003’te Derviş Eroğlu Hükümeti’nin ilan ettiği “Bafra Turizm Bölgesi”ni hayata geçirmek 2004 sonrasındaki CTP hükümetlerine kaldı. Bafra 13 parsele ayrılarak Türkiyeli şirketlere tahsis edildi…
Nereden geldi şimdi BAFRA aklıma?
Akan Kürşat İtalya’da tutuklandıktan yaklaşık bir ay sonra Ulusal Konsey ve Kıbrıs Cumhuriyeti meclisinde Mülteciler Komitesi toplantıları oldu.
Bu toplantılarda konuşulması gereken temel konu Kürşat davası ve sonrasında izlenecek politika olmalıydı değil mi? Konuşmayı bırakın, kaçtılar konuşmamak için…
Yeşiller Partisi bir açıklama yaparak şöyle dedi:
“Yeşiller, Ulusal Konsey’in son toplantısında bu konuyu gündeme getirmiştir. Bunun ardından Hareket Başkanı Yorgos Perdikis bir mektup göndererek diğer konuların yanı sıra hükümetin konuyu ele alışındaki bazı eksiklikleri de dile getirmiştir. Sayın Hristodulidis’ten şu ana kadar bir yanıt gelmemiştir.
Mülteciler Komitesi’nin toplantısına katılmaktan, yasal mal sahiplerinin endişelerini dinlemekten ve onları niyetleri konusunda bilgilendirmekten kaçınan hükümetin tutumunu kınıyoruz.”
Malları yağmalanan vatandaşları dinlemek için bile toplantıya katılmadı Hristodulidis hükümeti…
Yeşiller Hristodulidis’e “saklanmayı bırak” dedi.
Kıbrıslı Türk elitler ise tamamen Kıbrıslı Rumlardan ve Cumhuriyet’ten çalınmış bir servet üzerinde yalan bir hayat yaşadıkları için nefret besliyorlar.
Bir İsrailli yerleşimci toprağını çaldığı Filistinliden nasıl nefret ediyorsa bir “federalist Kıbrıslı Türk” de toprağını çaldığı bir Kıbrıslı Rumdan öyle nefret eder…
İsrailli yerleşimci sömürgecilerin sembolü olan bir Yakup vardır. 2021’de New York’tan gelip Kudüs’lü Muna el Kurd’un evini gasp eder…
New York’tan gelir ve eve el koyar.
Muna ona der ki, “Sen benim evimi çalıyorsun”…
Yakup ise şöyle cevap verir:
-“Ben çalmazsam bir başka yerleşimci gelip çalacak”…
Toprağın ve üzerindeki herşeyin kendisine emlakçı Tanrı tarafından verildiğine inanmıştır Yakup!
-“Ben çalmazsam bir başka yerleşimci gelip çalacak” derken o kadar içtendir ki Yakup! (İnternette videoları var, izleyebilirsiniz.)
Kıbrıslı Türk hukukçular da Muna’nın evini çalan Yakup kadar içtendir “Rum malı yağmalamak KKTC yasalarına göre yasaldır” derken…
Yakup emlakçı tanrıya inanır, Kıbrıslı Türk avukatlar da KKTC’ye inanır.
Çünkü başkasından çaldığınız bir servetin üzerinde “kiracı”sınız. Ev sahibi değilsiniz. Hiçbir kiracı mal sahibini sevmez…
Siz hem “kiracı”sınız, hem “kira” ödemiyorsunuz, hem de kiracısı olduğunuz malı sahte koçanla başkalarına satıyorsunuz. Bu yüzünüze vurulduğunda da nefret kusuyorsunuz!
Bu yüzden Kıbrıs Cumhuriyeti “Akan Kürşat’ın gözünün üstünde kaşı var” dese,
-Gördünüz Rumlar bize ırkçılık yapar, diyeceksiniz.
Ama ırkçı sizsiniz: “Türkleştirme” tabirinin tarihsel manasının farkında bile olmadan “Rum mallarını Türkleştirelim” telaşı içindesiniz. Irkçılık içinize işlemiş!
Servetini gasp ettiğiniz Kıbrıs Cumhuriyeti ve Kıbrıslı Rumlar size ne dese ne yapsa, haklı olan sizsiniz!
Kıbrıs Cumhuriyeti meclisinde Hristodulidis hükümetinin katılmaya tenezzül etmediği Mülteciler Komitesi toplantısında 3 bölgedeki Rum arazileri hakkında konuşuldu: Trikomo (İskele), Vokalida (Bafra) ve Ammohostos (Maraş).
İşte bu yüzden Bafra yani Vokalida geldi aklıma…
Bafra’daki arazileri 2004 sonrasında 13 parsele ayırarak Türkiyeli şirketlere CTP hükümetleri dağıttı.
20 sene sonra Vokalida’lı Kıbrıslı Rumlar CTP’nin Türkiyeli şirketlere beleşe dağıttığı arazileri için dert çekiyor.
Kimi tutuklasınlar: Ferdi Sabit Soyer’i mi, Mehmet Ali Talat’ı mı?
(10 Şubat 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)