“Hristodulidis Real Estate” gururla sunar: 3 BİN 918 SATILIK RUM ARSASI

Aziz Şah – 02/03/2024

“Gıynık” emlakçıların gazetesidir. Tanığın ölmesiyle Akan Kürşat’a Rum malı yağmasından açılan davanın düşmesini sevinçle karşıladı…

-“EMLAK SEKTÖRÜ DERİN NEFES ALDI” diye manşet attı.

Kıbrıs Cumhuriyeti Başsavcılığının sorumsuzca yüzüne gözüne bulaştırdığı Kürşat davasının sonucu budur işte!

Loizidou davasından beridir tarihimizdeki her mülkiyet davası bir köşe taşı oldu. Kürşat davası ise mezar taşıdır: Rum mültecilerin mülkiyet hakkının mezar taşı…

Başkasını ezen asla özgür olamaz.

Başkasını rehin alan, kendisi de rehinedir.

Başkasının mülkiyet hakkını gasp eden, her zaman bir işgalci gibi yaşar.

Filistin’de ve Kıbrıs’ta yerleşimci kolonizasyonu bu yüzden birbirine ayna tutar.

Silah zoruyla gasp ettiğiniz, üzerine inşaat yaptığınız araziyi bedelini ödeyip toprak hırsızlığını yasallaştıramazsınız.

Kıbrıslı Türk federalistler ile İsrailli Siyonistlerin tek farkı budur: İsrailliler silah zoruyla gasp ettiği toprağı parayla satın almayı düşünmez. Kıbrıslı Türk federalistler ise işgal edilmiş toprağı parayla satın alınca adaletin sağlanacağını iddia eder.

“Emlak sektörü” denilen budur: Silah zoruyla gasp edilen toprağın beton dökülerek statüsünün değiştirilmesi: Cenevre Sözleşmesi’ne göre savaş suçu, size göre “emlak sektörü”…

Kıbrıs Cumhuriyeti Başsavcılığı ve Cumhurbaşkanı sorumsuzca yürüttüğü Kürşat davasıyla bunu başardı:

-“EMLAK SEKTÖRÜ DERİN NEFES ALDI” emlakçıların gazetesi Gıynık’ın dediği gibi…

***

2021 Aralık’ında “Gıynık” işgal bölgesinde 3 bin 218 adet satılık Rum arazisi olduğunu yazdı. En yüksek fiyat biçilen ise Çatalköy’de 20 milyon Sterlin’e satılan 50 dönümlük kumarhane izinli arazi.

16 Aralık 2021 itibarıyla emlak ilanlarıyla satışa çıkarılan 3 bin 973 adet arazi vardı. Arsa ve tarlaların %77.17’si Rum malıydı, %19.10’unu ise Türk malı.

Rum mallarının 66 bin 900 metrekaresi denize sıfır “eşdeğer koçanlı”…

Girne’de 1,501 (%35.84) adet satılık arazi vardı. 915 adetle İskele (Trikomo) ve 886 adetle Mağusa bölgeleri geliyordu sonra. Satılık arazilerin içerisinde Mağusa bölgesinde neredeyse Türk koçanlı yoktu. Bunlar satıldı…

***

2024 Ocak’ında Gıynık’ta Artun Çağa imzalı haberde “satılık arsa ve tarla” sayısının endişe verici boyuta çıktığı belirtiliyor.

Çağa’nın haberinde şöyle deniyor:

“Ocak 2024 itibarıyla emlak ilanlarıyla satışa çıkarılan 5 bin 045 adet arazi var. Bu sayı geçtiğimiz yılın aynı ayına kıyasla %17.82 oranında daha yüksek.

Satılık arazi sayısı Ocak 2023’te 4 bin 282 düzeyinde saptanmıştı”…

Peki, Kıbrıs Cumhurbaşkanı Hristodulidis’in diplomatik zekasıyla ve Başsavcılığın sorumsuzluğuyla rahat nefes aldırdığı “emlak sektörü”nde 2024 itibarıyla ne kadar satılık Rum arsası var?

Satılık arazilerin %77.63’ü Rumlara ait, 3 bin 918 adet.

Şimdi bu 3 bin 918 adet arsanın üzerine inşaat yapacaklar; o arsaların mal sahibi Rumlar ve onların mirasçıları da gidip arsaların kendilerine ait olduğunu ispat etmeye çalışarak Taşınmaz Mal Komisyonu’nda hak mı arayacak?

Federalistler de “Mülkiyet sorununun çözüm yeri müzakere masasıdır” mı diyecek?

Kıbrıslıların hak arayabileceği bir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Kıbrıs Cumhuriyeti mahkemeleri vardı. Artık yok…

-Olmayan müzakere zemini zarar görmesin, Guterres’e şirin görünelim, Cuellar küsmesin!

Kıbrıslıların da artık Filistinliler gibi gidebilecekleri bir mahkeme yoktur…

Şu an Kıbrıs’ın işgal bölgesinde 3 bin 918 Rum arsası satılıktır.

Satılacak ve üzerine inşaat yapılacak.

Silah zoruyla gasp edilmiş bu arazilere tecavüz etmek için dökülen betona “emlak sektörü” mü diyorsunuz?

Arsanın sahibine de “Git Taşınmaz Mal Komisyonu’na, sana 1974’teki değeri üzerinden 3-5 kuruş veririz” mi diyorsunuz?

Çünkü toprak hırsızlığının çözüm yeri mahkemeler değildir, müzakere masasıdır!

Bay Hristodulidis ve Başsavcı bravo size, rahat bir nefes aldırdınız “emlak sektörü”ne!

Kıbrıslı Rum mülteciler gidip “Hristodulidis Real Estate” merkezi “Cumhurbaşkanlığı”nın önüne çadır kursunlar. Esas düşman Saray’dadır!

(2 Mart 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author