Kıbrıs Cumhuriyeti benim için nedir?

Aziz Şah – 31/3/2024

Tahtagala futbol sahasının yanındaki belediye pazarına giderken ve dönerken düşünüyorum:

-Kıbrıs Cumhuriyeti benim için nedir?

Zebra geçidine geldiğimde, karşıdan karşıya geçeceğim sırada gelen arabanın duracağını bilmektir.

Zebra geçidinden geçerken araba tarafından ezilmeyeceğimi bilmektir Kıbrıs Cumhuriyeti…

Zebra geçidinde “güvensiz hissederek” bekliyorsam arabanın durup yol vermesidir. “Yol hakkı sendedir” dercesine eliyle işaret yapmasıdır…

Ne zaman hükümet kontrolündeki bölgede karşıdan karşıya geçsem bunu düşünürüm.

Kıbrıs Cumhuriyeti benim için zebra geçidinden güvenle geçmektir.

İşgal bölgesinde olmayacak bir şeydir bu. Hiç kimse gönül rahatlığı ile geçemez karşıdan karşıya. Kaldırımda yürürken üzerinize araba çıkabilir. Kaldırım mı var zaten? Ya zebra geçidi mi var? Olmayan kaldırımda çukura da düşebilirsiniz…

Çok şey midir istediğimiz, zebra geçidinden geçebilmek!

Bunun için gasp ettiğimiz Rum mallarını mı vermemiz gerekiyor, verelim!

Zebra geçidinden güvenle geçmek, çalıntı bir evde hırsız gibi yaşamaktan daha değerlidir ve güvenlidir.

Zebra geçidinde güvendesiniz, hırsızlık toprakta ise hiçbir güvenceniz yoktur…

Hırsızlık topraktaki evin içinde “evsiz”siniz!

“Normal bölge” diyorum artık özgür bölgeye. Normaldir çünkü…

Normal, özgürden daha anlamlıdır!

***

Normal bir devlettir Kıbrıs Cumhuriyeti. “Anormal” tarafları işgalden kaynaklıdır…

Yolsuzluk yapan bir belediye başkanını da, Cumhurbaşkanını da yargılayabilir Kıbrıs Cumhuriyeti!

Cumhurbaşkanı Anastasiadis hakkında soruşturma devam ediyor şu anda…

2011’de Mari-Zigi’de Evangelos Florakis Deniz Üssü’nde gerçekleşen cephanelik patlamasından sonra Başkan Hristofyas kendisi özel soruşturma talep etti ve yargılandı. Generaller ve bakanlar istifa etti. Rapor yazıldı, ceza kesildi. Halk sokağa döküldü.

İşgal bölgesinde halk sokağa döküldüğünde herhangi bir sonuç alınabilir mi? Sonuç alınması için karşınızda bir devlet olması lazım!

2013’te Telefon Dairesi CYTA’nın emekli sandığının parası kullanılarak yolsuzluk yapıldı. AKEL’e yakın işadamı Nikos Lillis yolsuzluğu örtbas etmek için 1 Milyon Euro rüşvet dağıttı. Bunun 234 bin Euro’su AKEL’in Larnaka örgütünün hesabına yatırıldı… Bazı AKEL’ciler tutuklandı, içlerinde 2 Politbüro üyesi de vardı!

Partinin Genel Sekreteri Andros Kiprianu kameraların önüne geçip, “Gün ışığına çıkan bu olaylar AKEL’in etik benliğine zarar vermiştir” dedi…

Her devlette “çıkar grupları” devleti içerden kemirebilir, hukukun çalışmasını engelleyebilir ve erteleyebilir, her devlette yolsuzluk ve usulsüzlük olabilir. Olağanüstü haller (darbe, işgal, iç savaş, diktatörlük) dışında her normal çalışan devlet bunun üstesinden gelir. Çünkü devletin varoluş amacı budur…

***

Kıbrıs Cumhuriyeti, Türkiye’nin işgali altındaki %37 toprağı dışarı çıkardığımız zaman normal bir devlettir. Her devletin sahip olduğu “normal” prensiplerle çalışır. “Anormal” tarafları işgalden kaynaklıdır…

Bugün ekip oluşturup Nikos Anastasiadis hakkında soruşturma yürüten devlet, Rum malı yağmalamaktan tutuklanan Avukat Akan Kürşat’ı soruşturma yapmadan “delil ve tanık yok” diye serbest bıraktı!

İşgal altında Rum malı yağmalayan bir müteahhide dokunamıyor Kıbrıs Cumhuriyeti ama yolsuzluk yapan bir Cumhurbaşkanı’nı yargılıyor.

5’inci kez evine giren hırsızı silahla vuran 80 yaşındaki adama “af” çıkaran Kıbrıs Cumhurbaşkanı’na, “hukuki süreç tamamlanmadı, yargıya müdahaledir af çıkarılması” diyor Başsavcı.

İşte o kadar normaldir devlet: Hukuki sürecin tamamlanmasını bekle, diyor Başsavcı Cumhurbaşkanı’na…

Bir yandan gördüğüm “normal devlet” manzarasına seviniyorum, diğer yandan aynı Başsavcı Rum malı yağmalayanlara “anormal” bir şekilde dokunamıyor!

***  

Bazı densizler sık sık kuzey ile güneyi kıyaslar…

Devlet ile devletsizliği kıyaslayamazsınız!

İşgal bölgesinde cephanelik patlaması oldu, işgal ordusu açıklama bile yapmadı.

Hükümet kontrolündeki normal bölgede cephanelik patladı. Cumhurbaşkanı Hristofyas “Beni yargılayın” dedi…

İşgal altında yolsuzlukla mücadele edemezsiniz. İşgalin kendisi yolsuzluktur…

Çalıntı toprakta gasp edilmiş evin içinde size satılan elektriğin ihalesiz yakıt alımının hesabını mı soracaksınız?

Saçmalamayın!

***

Zebra geçidinden geçerken arabaların durduğunu görmek istiyorum sadece…

Bu yüzden devlet istiyorum!

(31 Mart 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author