Mezar yerimiz bile olmayacak!

Aziz Şah – 3/4/2024

Şubat ve Mart aylarının son günlerinde Rumca basında yer alan iki habere dikkat çekeceğim. Kıbrıs Cumhuriyeti hükümetinin idaresindeki bölgede Türkçe konuşan Kıbrıslıların başvurusuyla iki mal davası gerçekleşti. İkisi de Baf’ta…

Baflılar mal satmayı çok mu sever?

Benim da bir tarafım Baflıdır ama “Toprak satmak utanılacak şeydir” diye öğrendim…

İşgal bölgesinde Rum mallarını gasp eden Kıbrıslı Türkler, Baf’taki mallarını da satmaya kalktılar, mahkeme de “satamazsınız” dedi.

Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın 28 Nisan 2009’da kendisine verdiği yetkiye ve 2006’da çıkarılan 303A Ceza Yasası’na rağmen, işgal bölgesindeki herhangi bir mal yağması için tek bir dava dahi açmamış olan Kıbrıs Cumhuriyeti mahkemeleri, güneyde kalan Türk mallarını Kıbrıslıtürklerden koruyor!

Kıbrıs Cumhuriyeti yargısı Türkçe konuşan Kıbrıslıların ata toprağını mirasyedilerden koruyor.

Türk mallarının Rumlaşmasını engelleyerek de 1960 üniter Kıbrıs Cumhuriyeti’nin varlığını koruyor.

Bunun iki nedeni var:

-Hem kuzeyde Rum malı tutup/ yağmalayıp/ satıp hem de güneydeki malınızı satamazsınız.

-1960 Kıbrıs Cumhuriyeti üniter bir devlettir. Kıbrıslı Türklerin güneydeki mallarını satmasının engellenmesindeki amaç “üniter devlet”in varlığını korumaktır. Bu yüzden “Kıbrıs Türk Malları Vasiliği” altında korunuyor güneydeki mallar. Bütün Kıbrıslı Türk malları satılırsa güney “Rumlaşır”. Bu da Türk işgalinin 1974’ten beridir amaçladığıdır.

Yoksa Yeroşibo’da 180 dönüm, Mutallo, Lemba ve Dimi’de 46 arsanın Rumlara satılmasını neden engellesin Kıbrıs Cumhuriyeti?

Rumca konuşan bir Kıbrıslı, 180 dönüm “Türk malı” satın almak istiyor. Kıbrıs Cumhuriyeti mahkemesi “alamazsın” diyor. Bunun temel motivasyonlarından biri “Üniter devleti koruma” çabasıdır.

Etnik homojen bölgelere dayalı ırkçı bir apartheid Türk işgalinin, NATO’nun ve BM’nin dayatmasıdır. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yıkılması demektir bu!

Kuzeyde gasp edilen Rum malları yabancılara satıldığı gibi, güneydeki Türk malları da Rumlara satılınca ne olacak? Kıbrıs Cumhuriyeti iki toplumlu anayasal kimliğini kaybedecek. 50 senelik işgalin amacı budur…

Kıbrıslı Türkleri kendi ahmaklıklarından da koruyor Kıbrıs Cumhuriyeti. Bir defa devletsiz kaldık, bir defa daha devletsiz kalmayalım diye uğraşıyor…  

Kendi kafasına kurşun sıkarak kendi ata topraklarını satmaya çalışan Kıbrıslı Türkleri engelliyor Kıbrıs Cumhuriyeti. Çünkü güneydeki malların satılması, işgalin dayattığı homojenleştirilmiş etnik coğrafi bölgelere dayalı projeye hizmet eder.

Ne kadar garip değil mi?

En federalistten en faşiste Kıbrıslıtürkler “Rum mallarını Taşınmaz Mal Komisyonu aracılığıyla Türkleştirelim” derken…

Kıbrıs Cumhuriyeti yargısı Türk mallarının Rumlaştırılmasını engellemeye çalışıyor.

İşin küstah tarafı ise, hem kuzeydeki gasp edilmiş malları satacaksınız, hem güneydeki ata mirası malları satacaksınız. Alemin akıllısı siz…

Kıbrıslı Türklerin güneydeki malları üzerinde bazı adaletsizlikler olmuştur, haksız istimlaklar da olmuştur (benim atalarımın bazı malları da istimlak edildi), istismar da edilmiştir, kuzeyden kovulan mültecilere çok ucuza da kiralanmıştır bu mallar. Ama Kıbrıs Cumhuriyeti devleti eninde sonunda bir hukuk devletidir. Yargı kapısı açıktır. Bunun için işgalin sona ermesi gerekir.

Baf’ta mal satmak için başvuranların biri Girne’de diğeri Aysergi’de mal tutar. Kendimizi alemin akıllısı zannettik, Birleşmiş Milletleri de kandıracağımızı zannettik, 1964’te devleti terk edince ayrı devlet olacağımızı zannettik.

60 sene sonra aynı açıkgözlüğe devam, zannetmeye devam, hem Türk malını hem de gasp edilmiş Rum malını satıp kendi kafamıza sıkıyoruz, sonra da cinayete kurban gittik diye mağduru oynuyoruz.

İntihar etmekten vazgeçin da Kıbrıslı Türk toplumunun cesedini gömecek toprak da kalmadı…

Kıbrıs Cumhuriyeti  “Kıbrıs Türk Malları Vasiliği”ne başvurmak zorunda kalacağız cesedimizi gömmeleri için…

Toprak satmak ayıptı eskiden. Ben öyle öğrendim atadan. Ne güzeldi o Kıbrıslılar…

(3 Nisan 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author