Gürkan ve Hikmet’in resimlerinin çocukların yakalarına asıldığı bir 23 Nisan

Aziz Şah – 21/4/2024

Hazır 23 Nisan Türkiye’nin egemenlik ve çocuk bayramı gelirken bir “çocuk” yazısı yazalım…

23 Nisan Türkiye’nin egemenliğini kazandığı, Türkçe konuşan Kıbrıslı ahalisinin ise egemenliğini yitirdiği gündür.

23 Nisan’da Kıbrıs Cumhuriyeti’nin savunucuları Ahmet Muzaffer Gürkan ve Ayhan Hikmet’in öldürülmesiyle yitirdik biz egemenliğimizi!

23 Nisan 1962’de Gürkan ve Hikmet öldürüldü…

Bu saha temizliğinden sonra bölücü Türk liderliğine direnecek kimse kalmayınca 23 Nisan 1964’te Türkiye’nin egemenlik bayramını Özel Harp Dairesi’nden atanan komutanların idaresinde kutladık!

60 senedir de bu psikolojik harp devam eder…

Bu psikolojik harbin en önemli silahları da –sözde rejim karşıtı- öğretmen sendikaları oldu her zaman!

23 Nisan’a saygı duymak başka bir şeydir, 23 Nisan’ı bir Türkleştirme aparatı olarak kullanmak ise bambaşka bir şey.

1908 Hürriyet Devrimi ve 1923’ü selamlarım, 1821 Yunan İhtilali’ni selamladığım gibi…

Başkalarının bayramlarını kutlamak kendi yasımız oldu bizim.

Öğretmenlerimiz birer Türkleştirme aparatı olarak kullanılan yabancı milli bayramları üzerimize boca ettiler…

1974 sonrası doğanlar “Türkleştirilmiş Kıbrıslılar” olduruldu. Az ya da çok hepimiz Türkleştirildik. Sözde barışçı ve rejim karşıtı öğretmenler de bu psikolojik harbin maşaları oldular…

Son zamanlarda KTÖS ve KTOEÖS yöneticileri dillerine “Türkçe bilmeyen yabancı öğrencileri” doladılar.

Kıbrıslıları Türkleştirdiniz, mamur ettiniz, sıra yabancı öğrencilere geldi?

Sınıfa girdiğinde karşısındaki öğrenci ile temas kuramayan öğretmenlerin kaygısını anlayabiliyorum. Kıbrıs’ın işgal bölgesinde meselemiz bambaşkadır…

Öğretmenlerin yabancılara Türkçe öğretilmesi talebini anlıyorum. Bu kaygının “insani” olduğunu da düşünüyorum, ancak insan haklarına aykırıdır…

Türkçe eğitim dayatması çocukların insan haklarına aykırıdır ve aleni Türkleştirme çığırtkanlığıdır.

Diyeceksiniz ki, “O zaman bu yabancıların Kıbrıs’ın kuzeyinde ne işleri var? Buradaysalar Türkçe öğrenecekler! Vatandaş Türkçe konuş, çok konuş!”

Yani, 60 sene önce Özel Harp Dairesi’nin Kıbrıslılara yaptığını biz üçüncü ülkelerden gelenlere mi yapıyoruz?

-O zaman burada ne işleri var, diyebilirsiniz…

Kıbrıs’ın işgal bölgesindeki nüfus mühendisliği insanı insan olmaktan çıkarır, çıkardı da…

İşgal bölgesindeki yabancı çocukların da ANADİLDE EĞİTİM HAKKI vardır. Türkçe eğitim ile Türkleştirme dayatması BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne aykırıdır.

Kıbrıs’ın kuzeyinde normal bir rejim olmadığı için hiçbir şeyi evrensel değerler çerçevesinde tartışamıyoruz. Çünkü işgal insanlıktan çıkarır…

“İnsani durum” ile insan haklarını birbirinden ayırın.

İnsani bir durumdur yabancıların burada Türkçe öğrenmesi ama Türkleştirme dayatması insan haklarına aykırıdır. Afrikalı bir çocuğa “Türküm doğruyum çalışkanım” dedirtmek, aynı Kıbrıslı bir çocuğa olduğu gibi bir insan hakları ihlalidir. O çocuğun bunu bilmemesi, ona bunu söyleten öğretmenin farkında olmaması bu durumu değiştirmez.

Türkiye’nin kontrolü altında Kıbrıs’ın kuzeyine boca edilen anadili Türkçe olan ve olmayan nüfus 1975’ten beridir sorundur: Yerleşimci sömürgeciliğidir bunun adı!

Silah zoruyla evlerinden kovulan Kıbrıslı Rumların yerine Türkiye’den savaş suçu olarak iskân edilen Türkiyeli yerleşimciler 1934 İskân Kanunu çerçevesinde Kıbrıs’a yerleştirildi.

2 Mayıs 1975’te Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’nın yayınladığı yönetmenlikte 21.06.1934 tarihli “İskân Kanunu”na atıfta bulunulur. 1934 Kanunu’nun amacı DİLDE, KANDA, KÜLTÜRDE BİRLİK’tir.

Bu sebepten yönetmenliğe göre Kıbrıs’a yerleştirilen “AİLELERİN TÜRK VATANDAŞI OLMASI VE ANADİLLERİNİN TÜRKÇE OLMASI” şartı var. Amaç Kıbrıs topraklarının Türkleştirilmesidir.

Anadili Türkçe olan yerleşimciler ile Kıbrıslılar Türkleştirildi, şimdi sıra Türkleştirilmiş Kıbrıslı öğretmenler aracılığıyla üçüncü ülkelerden gelen yabancıların Türkleştirilmesinde. Sendikalarımız da bunu talep ederek yerleşimci sömürgeciliğinin bir aygıtına dönüşüyor farkında olmadan…

Türk işgali hem Kıbrıslıların insan haklarını hem de yabancıların insan haklarını gasp ederek bir KOLONİ yaratıyor. 

Öğretmenlerin Türkçe bilmeyen yabancı öğrenciler karşısındaki durumu “insani”dir ama Türkleştirme insan haklarına aykırıdır!

Çocukların yakalarına Ahmet Muzaffer Gürkan ile Ayhan Hikmet’in fotoğraflarının asıldığı 23 Nisan’da başlayacak bayram!

(21 Nisan 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author