Aziz Şah – 22/4/2024
CTP Annan Planı’nın 20’nci yılını kutluyor…
Mehmet Ali Talat gazeteci Erdal Güven’e anlatıyor:
-“Bir gün Dipkarpaz’da Türkiye kökenlilerin yaşadığı bir köyde konuşurken, yaşlıca bir adam söz alıp, hani benim o ana kadar söylediklerimi hiç dinlememiş ya da anlamamış gibi, ‘Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan ne diyor?’ diye sordu… ‘Evet diyor’ dedim… ‘Evet öyleyse’ dedi”…
***
Kıbrıs’taki yerleşimci sömürgeciliğinin özetidir bu hikâye.
Dipkarpaz’daki bir yerleşimci için Mehmet Ali Talat bir hiçtir.
Dipkarpaz’da Annan Planı’nı anlatırken Talat “başbakan” değildi, Başbakan Tayyip Erdoğan’dı…
Aynen 22 Ocak 2018’de TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla Avrupa-Afrika gazetesini taşlarla linç eden yerleşimci teröristlerin Mustafa Akıncı’ya söylediği gibi…
Gazetemizi taşlarla linç eden güruha doğru yürüyen Mustafa Akıncı’ya saldırma teşebbüsünde bulunanlar şöyle demişti:
-“Sen bizim Cumhurbaşkanımız değilsin”…
Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır, Akıncı ise hiçtir yerleşimci için.
***
Annan Planı referandumundan önce Dipkarpaz’da basit bir yerleşimcinin Talat’a verdiği ders ile 22 Ocak linçi sırasında yerleşimci teröristlerin Mustafa Akıncı’ya verdiği ders aynıydı:
-Siz birer hiçsiniz! Ne başbakansınız, ne cumhurbaşkanı…
***
Erdal Güven soruyor Talat’a:
-“AKP Türkiye’nin Kıbrıs politikasını değiştirmeseydi siz bugün bu koltukta oturuyor olur muydunuz?”
Talat cevap veriyor:
-“Hayır. Ne ben bu koltukta oturuyor olurdum ne de Annan Planı’nı bırakın kabul edilmeyi, oya bile sunulabilirdi”…
Talat diyor ki:
Ankara’daki AKP iktidarı olmasa ben “başbakan” olamazdım.
Ankara’daki AKP iktidarı olmasa Annan Planı işgal bölgesindeki oylamada “evet” ile geçmezdi.
O zaman neden kutluyorsunuz Annan Planı’nın 20’nci yılını?
Ankara’nın talimatıyla Türkiyeli illegal yerleşimcilerin “evet” dediği plan kimin iradesini temsil eder?
***
AKEL lideri Dimitris Hristofyas anılarında şöyle yazar:
-“(2010 Nisan’ında yapılacak sözde seçimlerde) Aslında, zaferine kesin gözüyle bakıyordu Talat. Çünkü bana Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisini destekleyeceğini söylüyordu”…
Çünkü Erdal Güven’e dediği gibi, Ankara desteklemezse o koltukta oturamazdı…
Çünkü Kıbrıs’ın işgal bölgesinde hiçbir seçim Türkiye’ye rağmen kazanılmadı…
1970’te 63.500 seçmen vardı toplumumuzda.
1974’ten sonraki ilk seçim olan 1976 seçiminde seçmen sayısı 75.781’e çıktı.
63 bin 500’den 75 bin 781’e çıktı seçmen sayısı 6 senede. Tavşan olsa böyle çoğalamaz, ancak yerleşimci sömürgeciliği böyle çoğalır…
***
Her kritik dönemde seçmen patlaması yaşandı:
Denktaş’ın Ziya Rızkı’ya karşı kaybettiği ama kazandırıldığı 1981 seçiminde 84.721’e fırladı seçmen sayısı.
“KKTC Anayasası oylaması, meclis ve cumhurbaşkanlığı”nın bir arada olduğu 1985 senesinde seçmen sayısı 95.124’e fırladı…
Her seçimde 10.000’lik çiftleşiyor yerleşimci sömürgeciliği “tavşan”ı!
1985’te 3 seçimin yapıldığı bir buçuk ayda (5 Mayıs’tan 9 Haziran’a) 3314 kişi arttı seçmen sayısı…
1995’te 113.398’di seçmen sayısı.
2000’de 126.675 oldu…
Her seçim dönemi 10-15 bin arası arttı seçmen sayısı!
Talat ve CTP’nin Denktaş’ın ve UBP’nin yerine geçirildiği, Annan Planı referandumu öncesi bir patlama daha yaşandı:
2000’de 126.675 olan seçmen 2003’te 141.596 oldu.
2004’te ise 143.639’a fırladı!
2005’te 147.823 oldu seçmen…
CTP kimin oylarıyla cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve meclis çoğunluğunu aldı?
Şimdi durun düşünün bakalım: Annan Planı’na kim “evet” dedi?
***
Yerleşimci sömürgeciliği tavşanının son patlaması Mustafa Akıncı’nın götürülüp Ersin Tatar’ın getirilmesinde oldu:
2015’ten 2020’ye 176.916’dan 199.029’a çıktı seçmen sayısı.
Tek seferde 23 bin artış…
Ne yaman tavşanmış şu yerleşimci sömürgeciliği tavşanı!
***
İllegal yerleşimcilerin oy kullandığı hiçbir seçim Kıbrıslıların iradesini yansıtmaz.
Yerleşimcilerin oy kullandığı her seçim irade gaspı ve tecavüzdür!
(22 Nisan 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)
