Annan Planı: En büyük barış yalanı!

Aziz Şah – 26/4/2024

Savaş yalanları vardır, savaş çıkarmak için söylenen…

En ünlüsü Körfez’deki “Karabatak”tı.

1980’li yıllarda İskoçya açıklarında batan bir tankerden yayılan petrole bulanmış bir karabatağı “Saddam’ın ordusu petrol kuyularını patlattı” diye pazarladı CNN, Körfez savaşı için kamuoyu oluşturmak için…

ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell BM’de bir tüpcük gösterdi içinde Saddam’ın “kimyasal silahı” var diye…

Libya’da “viagralı toplu tecavüz” yalanı ile bir ülkeyi yerle bir ettiler. “15 Libya askeri tarafından tecavüze uğradığını” söyledi. İman El Ubeydi. Bu yalan sonucunda kadınlar köle pazarlarında satıldı…

***

Barış yalanları vardır, nefret tohumları ekmek için söylenen…

“Annan Planı kabul edilseydi…” ve “Crans Montana’da Anastasiadis masayı terk etmeseydi…” diye başlayan her barış yalanı nefret tohumu saçar.

Crans Montana’da Anastasiadis masayı terk etmedi. Türkiye hiçbir yazılı taahhütte bulunmayı kabul etmediği ve garantörlüğü 15 sene sonra görüşmeyi önerdiği için BM Genel Sekreteri Guterres konferansı sonlandırdı. Makarios Druşotis’in Crans Montana kitabının 333’üncü sayfasında gizli BM tutanağından ifade yayınlanmıştır!

Annan Planı ve Crans Montana üzerine bu yalanları sürekli tekrar ettiğiniz zaman sadece nefret tohumu ekersiniz…

***

Kıbrıs tarihinin en büyük barış yalanı Annan Planı’dır.

Annan Planı konusunda söylenen en büyük yalan “Kıbrıslı Türkler evet dedi” yalanıdır. “Evet” çıktı referandumdan ama kim “evet” dedi?

Rauf Denktaş versin cevabını:

-“Nüfus sayımı diyorsunuz… 1990’da yapılmıştır ve açıklanmamıştır. Niçin açıklanmamıştır? Çünkü herkes içerisinden, ’efendim kim nereden geldi’yi araştıracağı açıktır”…

Annan Planı’na Kıbrıslı Türkler “evet” demedi. Çünkü oy veren çoğunluk “KKTC vatandaşı” illegal yerleşimciler Kıbrıslı değildir.  Laakso raporuna göre 2001’de 87.600 Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşı Kıbrıslı Türk vardı, Annan Planı’na göre de 56.000 yerleşimci vatandaş olacaktı. İçlerinde Türkiye’nin kapıkulu gazetecilerinden “evet”çi Nazlı Ilıcak da vardı.

Tasos Isaak, Solomos Solomou ve Kutlu Adalı’nın ölümlerinden sorumlu Türk generalleri Galip Mendi ve Hasan Kundakçı’nın “KKTC vatandaşı” yapılan akrabaları da “federal Kıbrıs” vatandaşı olacaktı…

Nazlı Ilıcak referandumda “evet” dedi, çünkü AB vatandaşı olacaktı!

Ve bu bizim irademizi mi temsil ediyor?

Papadopulos’un en önemli hatası budur: Savaş suçu Türkiyeli illegal yerleşimcilerin oy kullanmasını kabul etmeyecekti!

Yerleşimcilerin oylarıyla “kabul edilen” Annan Planı’yla irademiz gasp edildi. 20 sene sonra en azından bunu itiraf edin!

Sadece Kıbrıslı Türkler oy verseydi, “evet” çıkar mıydı?

Annan Planı her şart ve olasılıkta çalışması imkânsız bir plandı. Gasp ettiği insan hakları ve yasallaştırdığı savaş suçları bir yana, AB müktesebatına aykırı olan etnik kota sistemine ve “Türkiye’nin AB’ye üye olacağı gün”e ayarlı bölünmüş bir yapı çalışmaz. Kalıcı ayrılığa giden bir aşamadır…

Her olasılıkta da, evet-evet, hayır-hayır- evet-hayır ve hayır-evet olasılıklarında Kıbrıs halkını bir kez daha parçalamak üzerine kurgulandı. Kırmızı-turuncu-maviden oluşan abuk sabuk bir bayrakla dünyanın en güzel bayrağı olan Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağı çöpe atıldı…

Evet-evet çıksaydı, Türkiye’nin yerine getirmediği taahhütler için ne yapılabilirdi? “Türkiye’nin AB’ye üye olacağı gün”e ayarlı bir “çözüm” planlayamazsınız Kıbrıs’ta, çünkü Türkiye hiçbir zaman AB’ye üye olmayacak. TC Devleti, Gümrük Birliği’ne üyedir. Gümrük Birliği’ne üye olurken Garanti Anlaşması’ndaki “garantörlerin üye olmadığı bir birliğe Kıbrıs üye olamaz” şartından feragat etti.

Annan Planı referandumundaki her olasılık Kıbrıs’ı yeniden bölecekti, böldü de!

Yetmedi, barış yalanları dinliyoruz 20 senedir. Annan Planı ve Crans Montana yalanları…

Barış yalanları Kıbrıslılar arasına nefret tohumu saçar sadece…

Kıbrıslı Türk toplumunun bugünkü yok oluşundan Türk işgali ve yerleşimci kolonyalizmi sorumludur. Annan Planı’na hayır diyen Kıbrıs halkının ezici çoğunluğu değil…

Annan ve Crans Montana yalanları ile sadece şovenizm üretirsiniz!

Aklınızı başınıza alın…

(26 Nisan 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author