Aziz Şah – 30/4/2024
2023 Temmuz’unda Leymosun’da uluslararası koro festivaline gittim. Sırtımı 1930’larda yapılmış Kahramanlar anıtına dayadım, ayaklarımı Rialto Tiyatrosu’na uzattım. Etrafımda çocuklar koşuşuyor, elimde bir kitap…
-Bu kadar Kıbrıslı çocuğu bir arada görmeyeli çok uzun zaman olmuştu, diye düşünüyorum…
Etrafta hiç bayrak yok, protokol yok, nutuk yok, kurdele kesimi yok, saygı duruşu da yok, “İstiklal Marşı” da yok!
Korolar sahneye bir çıkıyor bir iniyor, Afrika dilleri, Kuzey Avrupa dilleri, Fransızca, Rumca, Türkçe, İngilizce birbirine karışmış…
Bu ortamda insan ne kadar bölücü, ayrılıkçı, etnikçi, ırkçı olabilir ki?
Sonrasında olanları anlatayım size…
Leymosun’da evrensel korolar festivalinde KKTC’ci hamaset cephesini bulunca Rumca konuşan Kıbrıslı koro şeflerine kızdım. Epilogi Kültür Hareketi elinden KKTC bayrağı düşmeyenleri de davet edince festivale kendi ayaklarına kurşun sıktılar…
Kendine biçtiği misyon KKTC’yi tanıtmak olan Othello ile Mormenekşe kadınlarını davet etmişler önüne arkasına bakmadan Leymosun’a… Dünyada göremezsiniz işgal bölgesindeki kültür derneklerinde olanı: Kendilerini “milli bayrak”la kodlarlar!
İşgalin “kod”u bayraktır çünkü… Geçen sene Kıbrıs Cumhuriyeti Avrupa Parlamenteri Niyazi Kızılyürek de KKTC bayrağını çizen Emin Çizenel’i Brüksel’e götürerek “Kıbrıslıtürk sanatçılar adına” konuşturdu!
-Bayrak, bayrak, bayrak!
Epilogi Kültür Hareketi sonra bin pişman oldu tabii bayrakçıları davet ettiğine. Nasıl bir hata yaptıklarını sonradan anladılar…
KKTC’yi tanıtmayı ve bayrak sallamayı misyon edinen Othello’nun başkanı da CTP milletvekili Şifa Çolakoğlu!
Rumca konuşan Kıbrıslı şefler, her fırsatta, “Rumlar bize izolasyon ve ambargo uyguluyor” yalanını söyleyenlerin ayaklarının altına kırmızı halı serdiler. Peki, sonra ne oldu?
Kimsenin kendilerini anlamadığından emin bir şekilde Rumlar hakkında ileri geri konuşan bu iki koronun yetkililerinin arasına girdim konuşmaları dinliyorum…
Koronun bir yetkilisi, “Rumlar da artık KKTC gerçeğini kabul etsin” diyordu!
Peki, daha sonra ne oldu?
Leymosun’daki festivalden sonra Epilogi Kültür Hareketi işgal bölgesindeki korolara Avrupa Birliği Koro Derneği ile birlikte çalışma olanağı sundu…
Suç Kıbrıs Cumhuriyeti’nde! KKTC’yi tanıtma misyonunu üstlenmiş Othello gibi bir koroya KKTC’yi tanıtması için yeni olanaklar sundular…
Aldıkları cevap, “Biz Kıbrıs olarak değil, Kuzey Kıbrıs olarak ayrı gireceğiz AB Koro Derneği’ne” oldu.
Ayrılıkçılık, bölücülük, homojen bir etnikçilik, ırkçılık öyle işledi ki Kıbrıslı Türklerin içine, herkese normal gelir bu…
Bugün Niyazi Kızılyürek’in sanki de KKTC’nin 51’inci milletvekiliymiş gibi kışkırttığı “Kıbrıslı Türklerin insan hakları” şovenizmi nedir?
İnsan hakları tek bir koşulda etnik kökene iner: Azınlık olduğunuz zaman!
1955’te Kıbrıs Futbol Federasyonu’nu terk ettiği günden beridir “Kıbrıs Türkü”nün siyaseti hiç değişmedi. Tamamen yok olana kadar ayrılıkçı kafa böyle devam edecek…
Özel Harp Dairesi’nin Kıbrıs’ı istirdat projesinin adımları atılıyor “her şeyden etnik kökene göre iki tane” talebiyle!
Bir ülkede iki tane Şehir Planlama Dairesi, aynı şehirde iki ayrı belediye, iki ticaret odası olamaaazzz!
Yıl 1967, Beyrut’taki Amerikan Üniversitesi’nde uluslararası bir şehircilik konferansı düzenleniyor. Kongreye Kıbrıs Cumhuriyeti Planlama ve İskân Dairesi de katılıyor. Bunun üzerine Türk Liderliği Hakkı Atun’u gönderiyor ayrılıkçılığını göstermek için…
Yakasındaki “Kıbrıs Türk Planlama ve İnşaat Dairesi” kartıyla sahnede yerini alıyor Atun. 1974’ten sonra illegal Türkiyeli yerleşimcilerin çalıntı Rum evlerine yerleştirilmesinden sorumlu olan Atun…
Beyrut’ta bir Kıbrıs Cumhuriyeti Planlama ve İskân Dairesi, bir de “Kıbrıs Türk Planlama ve İnşaat Dairesi” olduğunu gören yabancılar soruyor:
-Bir ülkede iki ayrı planlama dairesi nasıl olur?
İnsan aklını zorlar Kıbrıs’ta normalleşen ırkçılık, Mandela gelse delirir bu apartheid’te, homojen etnikçilikte marştan başka bir şey söylenmez…
(30 Nisan 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)