Aziz Şah – Futbolda son Avrupa Şampiyonu Portekiz…
Bizim Guterres de Portekizli…
Christiano Ronaldo’nun hemşerisi…
Yolda karşılaşsalar, Ronaldo “Antonio amca” der Guterres’e…
Quaresma’nın da hemşerisi…
Araya Beşiktaş’ın hatırını koyarlarsa Çavuşoğlu’yla iyi geçinebilir Guterres…
Beşiktaş’ın meşhur taraftar grubu Çarşı, çıkar da “Çarşı Çavuşoğlu’na karşı” derse, durum değişebilir…
Çarşı diplomasiye dahil olursa vay Kıbrıs sorununun haline…
Bu yüzden Kıbrıs maçında Beşiktaşlı Quaresma oyun kurucu olabilir…
2016 Avrupa Şampiyonası’nın yıldızı getto çocuğu Renato Sanches ve Gine-Bissau’lu sömürge çocuğu Eder’i de unutmamak gerek…
Bu kadroyla çıksaydı Guterres Kıbrıs maçına, maçı kesin alırdı…
Ronaldo Akıncı ile Anastasiadis arasında koşardı…
90 dakika sprint atan Ronaldo bakarsınız iki masa arasında tık diye kalpten giderdi…
Ronaldo bile çatlar bu kadar koşmaktan…
O yüzden yavaşçık yavaşçık Karpaz eşeği üzerinde seyahat ediyor Kıbrıslı…
Eder Çavuşoğlu’nu alırdı, adam adama savunma yapardı…
Sömürge çocuğu ne de olsa, anti-sömürgeci mücadele Eder’e emanet…
Quaresma Yunan dışişleri bakanı Koças’ı alırdı…
Bunca yıl Beşiktaş’ın ekmeğini yemiş, Türk-Yunan ilişkilerini öğrenmiştir…
Renato Sanches de İngilizleri alırdı. Agresif savunma yapardı…
Hem suç dünyasından hem gettolardan, hem sömürgecilikten hem de kara derisinden sıyrılarak gelmiş Sanches…
İngiliz’le ancak o baş edebilir…
Baldıra baldıra çalış Sanches…
Kemik sesi istiyoruz…
Kır İngiliz’in ayağını…
Bu maçta kart yok sonuçta, kural hiç yok…
Bu maçta fair play aramayın…
Kıbrıs sorunu bir dövüş sporudur çünkü…
Maçı oynayanlar değil, bahisleri oynatanlar kazanır…
Yine de Ronaldo, Quaresma, Eder ve Renato Sanches oynasaydı bahisçilerin oyununu bozabilirdi…
Avrupa Şampiyonluğu’nu Alman’ın elinden söke söke almışlar Kıbrıs’ı mı bırakırlar?
Guterres bu kadroyla çıkmadı madem maça işi zor…
Ronaldo gibi 90 dakika sprint atacak adamı almamışsa takıma, bu maçı nasıl tamamlayacak?
Hangi kalp Kıbrıs sorununa dayanabilir ki…
Yoksa Guterres kendini Salazar mı sanıyor?
Ronaldo’nun zarif çalımlarının yerine Salazar’ın demir yumruğunu mu tercih ediyor?
Salazar da Guterres’in hemşerisi…
Portekiz’in yüzyıla damgasını vuran faşist diktatörü…
İktidarı Franco’dan bile önce ele geçirdi…
Felç geçirdikten sonra bile iktidarını korudu…
Avrupa’da, “Özgür Dünya”nın tam ortasında NATO destekli bir faşist diktatörlük…
İktidardan devrimle düştü…
1974 Portekiz devrimi…
1974’te hep kötü şeyler olmadı, Karanfil Devrimi de oldu…
Düşük rütbeli subayların ve erlerin başlattığı bir devrim…
Askeri darbe karşısında sokağa dökülen halk askerlerin üniformalarına ve namlularının ucuna karanfil takar ve devrim başlar…
Namludaki karanfilin sırrı işte budur…
Bugün Portekiz Milli Takımı’nı oluşturan eski sömürge halkları sebep olur aslında bu devrime…
Portekiz ordusu yıllar yılı Marksizm’den etkilenen sömürgecilik karşıtı gerilla hareketleriyle savaşmaktan yorgun düşer…
Sonunda sömürgelerle savaşmak yerine diktatörlüğü yıkmaya karar verir…
Karanfil Devrimi tarihte ender görülür bir biçimde ulusların kendi kaderini tayin hakkını tanıdı ve bütün Portekiz sömürgeleri bir anda bağımsızlığına kavuştu…
Guterres de aynı Salazar gibi bembeyaz…
Ronaldo, Quaresma, Eder ve Renato Sanches öyle mi? Onlar Karanfil Devrimi’ni tetikleyen sömürge halklarının çocukları…
Bize Salazar değil, “Karanfil Devrimi” lazım…
(2 Temmuz 2017 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)