Aziz Şah– 2002 Kasım’ında 12 Eylül Cuntası’nın başı Kenan Evren CNN Türk’te Mehmet Ali Birand’ın sorularını yanıtladı…
Evren, BM’nin Kıbrıs planıyla Ada’da çözüm için tarihi fırsat yakalandığını söyledi. O sıralar Nelson Mandela’yı bile koysanız aynı şeyi söylerdi…
Sam Amca’nın “bizim çocuk” dediği Kenan Paşa Yankee’nin istediğini söylemeyecek da ne söyleyecek?
Kenan Evren Zorlu Töre’nin aksine “kanla aldık vermeyiz” demedi…
Tam aksini söyledi: Fazla fazla toprak aldık ki verelim…
1974 Harekâtı sırasında Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı’ydı Evren. Çıkarma kuvvetlerinin “önceden saptanan sınırdan daha ileri gittiğini” açıkladı…
Diyoruz ya 15-20 Temmuz aynı karargâhta tezgâhlandı ve ısrarla “Ya 20 Temmuz olmasaydı?” diye soranlar çıkıyor. Olmasaydı diye bir şey yok. ABD “en az kanı dökerek, çizilen yere kadar alın” dedi…
“Önceden saptanan sınır” diyor Kenan Evren!
1974’ten ileriye atlayalım biraz. Turgut Özal Kenan Evren’den sonra cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturur. Emperyalizmin adab-ı muhaşeret kurallarını tam bilmediğinden dangalakça “Efendim biz Kıbrıs’tan asker çeksek mi?” der Baba Bush’a…
Amerikan Başkanı Bush buna çok sinirlenir ve ona Türkiye’nin görevini hatırlatır:
“Türkiye Kıbrıs’ta NATO görevi ifa ediyor, asker çekecekseniz söyleyin yerinize başkası geçsin…”
2005 yılında Lübnan’da gerçekleşen Hariri suikastından sonra ABD Suriye’ye sinirlenir. “Ordunu Lübnan’dan çek” der. Akşamına orduyu çeker Esad…
O günleri hiç unutmam… Rum Dışişleri “Suriye gibi Türkiye de çıkacak” diyordu. ABD Dışişleri Rum Dışişleri’ne öyle bir cevap verdi ki, hiç unutmam!
“Türkiye Suriye değildir!”
Siz istediğiniz kadar “kanla aldık vermeyiz” deyin. ABD vizesi ile seyahat ettiniz Kıbrıs’a…
Dönelim 2002 yılına. Birand’ın karşısında oturur Kenan Evren…
‘‘Hatta bizim planımızda Maraş yoktu, ama Maraş da boşalmış bir vaziyetteydi. ‘Ne yapalım Maraş’ı?’ dediler. ‘Girin’ dendi. Hatta yanlışlıkla İngilizlerin üssüne de girdiler, sonra geri çekildiler” dedi Evren Paşa…
Anladınız mı Maraş nasıl “Evkaf malı” oldu?
“ ‘İlerde masaya oturulduğu zaman toprak tavizleri vermek zorunda kalabiliriz, işte burada da tavizi verebiliriz’ denildi. O zamanın hükümetinin kararı buydu. Sayın Ecevit başbakan olduğu bir dönemde, bu karar, bize Başbakanlık’tan intikal etti. Onun için ben toprak konusunda katı değilim…”
Devamında ise Denktaş’la olan konuşmasını aktarıyor Evren:
“Ben birkaç defa Sayın Denktaş ile bu müzakereler sırasında görüştüm. ‘Sayın Denktaş sizin için önemli olan toprak mı yoksa Kuzey Kıbrıs Türk halkının anayasal güvenceleri mi? Herhalde anayasal güvence topraktan daha mühim olması gerek’ dedim. ‘Evet, O halde topraktan feragat edelim mi?’ dedi. 1982 senesiydi zannediyorum…”
Bir tarafta Kenan Evren gibi eli kanlı bir işkenceci “Ben toprak konusunda fazla ısrarlı değilim” diyor, diğer tarafta yere çatal düşse mehteran çalıyor zannedip oynayan lilliciler “kanla aldık vermeyiz” diyor…
Kudret’i bırakın Trump’a bakın!
(8 Ağustos 2019 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlandı)
