Ciklos Geçilmezdir!

Aziz Şah – Ciklos dikilmiş karşımıza…
-Ciklos geçilmezdir, diyor…
30 senedir kangrene dönüştü Lefkoşa-Girne yolu…
Suudi Arabistan çift şerit gidiş, çift şerit dönüş yol inşasının parasını verdi. Boğaz’a kadar tek şerit yapıldı. Açılışa gelip sordular “Size verdiğimiz parayla bunu mu yaptınız?” diye. Sonra da bir daha da ayak basmadılar vaadedilmiş KKTC topraklarına!
30 senedir kangren olarak durur Lefkoşa-Girne yolu…
Nice canlar yitip gitti bu yol yüzünden…
Geçen sene 4 genci kaybettik bu yolda…
30 senedir sürekli inşaat halinde olan bu yolun ne projesi var ne mühendisi…
Bu kangrenin sebebi olan “damar tıkanıklığı”nı anlatalım bugün…
Yıl 1988, TC Karayolları Genel Müdürlüğü ile KKTC Bayındırlık Ulaştırma ve Turizm Bakanlığı bir protokol imzaladı…
Dikkat edin! TC Karayolları Genel Müdürü ile KKTC’li bakan eşitleniyor…
Ne zaman “Yavru değil, eşit olmak istiyoruz” dense, “Sus ulan densiz” diyorlar!
Eşitlik diyenlere “Ne eşitliği, saçmalamayın” demişti Ankara’nın sözcüsü olarak Tatar…
Ankara’ya giden “başbakan”ları bir süreden beridir “Ankara vali yardımcısı” karşılar, bunu da bilirsiniz…
İşte! TC-KKTC makamları arasındaki eşitsizlik ta başından beri vardı…
AKP değiştirmedi düzeni. Sömürge hep protokollerle yönetildi…
Ve Mümtaz Soysal’ın hazırladığı KKTC anayasasında 90. Madde’ye göre Türkiye ile imzalanan anlaşmalar / protokoller “KKTC anayasası”na aykırı olsa bile yasa hükmünde sayılarak Anayasa Mahkemesi’ne götürülemez…
1988 yılında imzalanan protokolde KKTC Başbakanlığı’nın ve Bakanlar Kurulu’nun bir yetkisi yok…
Bu protokolde “TC Karayolları Genel Müdürlüğü’nce KKTC’de yapılacak işler TC Bakanlar Kurulu’nun kararnamesi gereğince yürütülecektir” denir…
Protokol madde 4, fıkra 4 der ki:
“Bu PROJE Ankara kaynaklıdır. TC Karayolları Genel Müdürlüğü bu PROJE kapsamındaki yapım işlerini emaneten yapabileceği gibi ihale usulü ve taşeron eliyle de yaptırabilecektir. İhaleler Ankara’da yapılacaktır.”
İşte o gün bugündür “İhalelere Ankara’da çıkılır”…
İşte 1988 yılında “kader”imizi böyle yazdılar!
Bu protokole göre KKTC’deki yetkili bakanlık sadece “hırdavatçı” ve “ofis boy”dur.
Türkiye’den müteahhit ve taşeron iş yapmaya gelince KKTC’nin bakanının görevi onlara kalacakları yerleri, kullanacakları “binek”leri, depoları, ofisleri ayarlamak. Onlara ve ailelerine oturma-çalışma izinlerini çıkarmak. Getirdikleri malzemelerden vergi almamak ve kolaylık sağlamak. Malzemeyi Kıbrıs’tan alıyorlarsa vergiyi düşürmek…
Protokol madde 5, fıkra 4 der ki:
“Mali konularla ilgili hususlar TC Başbakanlık Kıbrıs İşleri Müşavirliği prensip ve talimatları doğrultusunda çözümlenecektir…”
Yollardaki çukurların kaderi bile protokolle belirlenmiştir. Yol bakım-onarım çalışmaları “TC Başbakanlık Kıbrıs İşleri Müşavirliği tarafından her yıl için tefrik edilecek ödeneğe bağlı olacaktır”…
Protokole göre KKTC tek başına “çukur yamama” işlemi yapamaz. Yıl 1988, Karayolları’nın Geçici 10. Maddesi’dir bu!
KKTC Karayolları’nın egemenliği TC Karayolları Genel Müdürlüğü’ne devredilmiştir…
Ciklos mu dediniz?
Ciklos geçilmezdir efendiler!

(4 Aralık 2019 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author