Niyazi Kızılyürek’in dili kül tablası mı?

Aziz Şah – 03/02/2020

20 sene önce Erhan Arıklı işkence fantezilerini seri olarak yazdı. “İşgal var” diyenlerin dilinde sigara söndüreceğim dedi…

Avrupa-Afrika dışında kimseden ses çıkmadı…

Arıklı o yazıları yazarken “Yes be annem”ci tayfa kafasını kuma gömdü…

Bugün aydınların dilini “kül tablası” olarak gören bir faşist sahte de olsa “meclis” denilen yerde oturuyor…

“Sayın” diye hitap ediyorsunuz ona…

Sayın faşist!

O sahte mecliste bir taneniz de çıkıp, “nedir be dediğin” diyemiyor…

Tufan Erhürman “YDP ile ben çalışabilirim” diyor…

Erhan Arıklı “Niyazi Kızılyürek’in dilinde sigara söndüreceğim” dedi…

Pardon, tam öyle demedi, “Kızılyürek işgal altında dediği KKTC’nin vatandaşı mı?

Tufan Erhürman ise “YDP ile çalışabilirim” dedi…

Kızılyürek Avrupa Parlamentosu’na girdiğinden beridir mülteciler için ses çıkardı, Türkiye’de tutuklu olan Osman Kavala için dayanışma bildirdi, Türkçe’nin resmi AB dili olması için girişim başlattı, Kıbrıs Türk burjuvazisinin-çarşısının ihtiyacı için “Yeşil Hat Tüzüğü”nü gündeme getirdi ve “Kıbrıslı Türklere karşı Türkiye asimilasyon uyguluyor” dedi…

Kızılyürek aslında fazla kullanışlı Türkiye için…

Ne şiş yansın ne kebap dediği için etler kurtlanacak!

Yeşil Hat Tüzüğü’nü gündeme getiriyor. Kıbrıs Türk burjuvazisinin güneyle daha yüksek tonajlı tırlarla ticaret yapmasını savunuyor…

Kıbrıs’ı kim böldü sahi?

Kıbrıs Türk burjuvazisi değil mi? Bütün kavga “çarşı” kavgası değil miydi?

Türk’ten Türk’e kampanyası ile yaratılmadı mı Türk çarşısı ve Kıbrıs Türk burjuvazisi?

Kıbrıs’ı bölen sermaye erbabının sözcülüğünü yapıyor bay Kızılyürek!

ma faşistlere gene de yaranamıyor. Çünkü akıllarında sadece “kül tablası” var…

Kıbrıs’ı bölen Kıbrıs Türk burjuvazisinin sözcüsü olarak “7,5 tonun üzerindeki araçların geçiş noktalarından geçmesine Kıbrıs Cumhuriyeti makamlarının izin vermemesinden şikayetçi” oldu Kızılyürek…

Biz de 7,5 tonun üzerindeki ehliyetsiz şoförlerin sürdüğü, hiçbir güvenlik önlemi almadan yola çıkan denetimsiz kamyonların insanlarımızı ezmesinden şikayetçiyiz adanın kuzeyinde…

O kamyonlardan bir tanesi bir okul servisini ezince liseliler ayaklanmıştı…

Kıbrıs Cumhuriyeti makamları değil ama asker müsaade etmediği için kaç kez tırlarca badadez çürüdü? Kaç kez Türkiye’ye gönderilen tırlarca badadez Türkiye gümrüğünde çürüyene kadar bekletildi? Tırlar geri geldiğinde de ovalara döküldü…

Yani Kıbrıs’ta bütün meselemiz 7,5 tonun üzerinde kamyonların güneye geçebilmesi mi?

Kızılyürek ne şiş yansın ne kebap dediği için esas konuya giremiyor…

Hem Kıbrıs Türk burjuvazisine, hem Türkçeyi AB dili yaparak Türkiye’ye, hem asimilasyon var diyerek Kıbrıslı yurtseverlere, hem de mülteciler diyerek hümanistlere yaranacak; herkes onu sevecek…

Sevmiyorlar işte. Mesela Arıklı’ya ne yaparsa yapsın yaranamayacak. Tufan Erhürman’ın birlikte çalışmaya hazır olduğu “sayın faşist” Kızılyürek’in dilini “kül tablası” olarak görüyor!

Almanların basit bir matematik formülü vardır. Masada bir Nazi ve ona ses çıkarmayan 10 Alman varsa, o masada 11 Nazi vardır…

KKTC meclisinde bir faşist ve ona sen çıkarmayan 49 vekil varsa, o mecliste 50 faşist vardır.

Seçimlerde Kızılyürek’i sırtlayan CTP zor zamanda sırtını dönecektir; bunu bilsin 7,5 tonun üzerindeki kamyonların sözcülüğünü yaparken!

(3 Şubat 2020 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author