Vız gelir bize koronanız, vız!

Aziz Şah – Korona virüs tam içine doğduğu çağın hastalığıdır…

Milliyetçiliği, faşizmi ve duvarları besleyecek…

Herkes tıp doktoru gibi ahkam kesiyor, haddimi aşarak Korona hakkında tabip gibi yorum yapacak halim yok. Ben meslekten sosyoloğum, sağlık sosyolojisi yaparım ama tıptan anlamam. Dünyayı Marksizm ile okurum, sınıfın anatomisini bilirim, Korona’nın anatomisini bilmem. Bütün virüslerin çaresinin enternasyonalizm olduğuna inanırım, Korona’nın yaydığı milliyetçiliğin de! Tıbbi olarak kendimi enternasyonalist doktorlara emanet ederim, gerisine karışmam…

Şimdi gelelim Korona’nın sosyolojisine…

2008 yılında Üçüncü Büyük Depresyon başladı. Depresyonun birinci anlamı “küreselleşmenin ölümü”ydü. Küreselleşme olarak adlandırılan süreç 2008’de bitti…

Ardından Brexit yaşandı. İngiltere AB’den çıktı. Bu da küreselleşmenin mezarı üzerinde tepinmekten başka birşey değildi. Trump’ın seçilmesiyle ABD dünyaya “ticaret savaşı” ilan etti. En başta Çin ve Avrupa olmak üzere ABD savaş ilan etti, serbest ticareti ortadan kaldırdığını açıkladı…

Can çekişen ABD kapitalizmini kurtarmak için başta çelik ve alüminyum olmak üzere ithalata ağır vergiler getirildi: Amerika’da “yerli ve milli” işçi, sermaye, hammadde, fabrika dönemi başladı…

Üretim yapan fabrikalar gerisin geri ABD topraklarına çağrıldı. ABD Alman otomobil endüstrisine savaş açtı…

2008’de küreselleşme öldü. Korumacılık başladı. Başlayan korumacılık “faşist korumacılık”tı. Diğer uluslara savaş açarak…

Kendine sol, hatta “sosyalist” diyen liberallerin büyük kısmı küreselleşmenin öldüğünü kabullenmek istemedi. Birçok sol parti dünya çapında küreselci sermaye ile korumacı sermayenin kavgasında küreselleşmeyi savunmayı ilericilik saydı…

Küreselleşme sermayenin çıkarları için vardı. ABD sermayesinin ciddi bir kısmı 2008 iflasından sonra korumacılığa ihtiyaç duyunca yeni dönem başladı…

1980’lerden beridir “küreselleşme”nin amentüsünü ezberlendiği için solun ciddi bir kesimi yeni koşullara adapte olamadı. 2008 depresyonunu bile olabildiğince inkar ettiler…

Depresyonun gereği olarak Trump doğdu. Sermayenin korumacı milliyetçi-faşist önderliği İtalya’dan, Avusturya’ya, Macaristan’dan, ABD’ye, Hindistan’dan Brezilya’ya iktidara geldi. Almanya ve Fransa’da oy patlaması yaşadı…

Çünkü depresyon demek faşizmin ve devrimin koşulları oluştu demektir. Kim kimi yerse…  

2008’den beridir süren depresyonun sonucunda son kırılma da bu hafta yaşandı. Pazartesi günü dünya kapitalizminin (emperyalizmin) kalbi Wall Street kepenk indirdi…

Borsa kapandı!

Petrol fiyatının ani düşmesi ve Korona paniği neden olarak gösteriliyor. Bunlar sadece bahanedir. Kırılma eninde sonunda yaşanacaktı…

2008’de küreselleşme defteri kapandı. Korumacılık yani “duvarlar” dönemi başladı. Sadece mültecilere karşı değil, yabancı sermayeye karşı da duvar ördü ABD…

Korona 2008’den beridir ağır bir depresyon geçiren kapitalizmin şimdiden üretim ve tüketim sürecini etkilemiş durumda.

Korona yeni duvarların inşa edilmesine, yeni milliyetçiliklerin türemesine neden olacak. “Korumacılık” ve “ticaret savaşı”nın sembolü ABD-Meksika sınırına yapılan duvardır. O duvar kapitalizmin girdiği yeni aşamanın “anıtı”dır. O duvar “Korona”nın ta kendisidir…

(14 Mart 2020 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author