Korona günlerinde milli dava

Aziz Şah – Küresel salgının ortasında Lefkoşa’da bilgisayarın başında yazı yazarken elektrik kesiliyor…

Leptopumda 3 saat 27 dakikalık bateri kaldı. Pil bitene kadar yazımı yazmam gerek…

KKTC her şekilde bir gecekondudur!

Bir gecekondunun ne kadar altyapısı varsa o kadar altyapısı var…

Kanalizasyon taşar, elektrik kesilir, suyu ise hiç sormayın…

Elektrik kesilir jeneratör-santral alınmaz, hastane yanar, uzun ince bir yol 40 senede inşa edilemez…

Son 17 senede 46 cami yapıldı, bir hastane yapılmadı; varolan hastanemiz de 46 camiyi yapanlar tarafından özelleştirilmeye çalışılıyor…

Şimdi bütün camiler kapalı, yanmış hastane için de yardım topluyor gariban halk kendi arasında salgının tam göbeğinde…

Elektrik kesilince hemen aklıma hastane geliyor. Zırt pırt elektriğin kesildiği yerde küresel salgınla nasıl mücadele edilir ki?

Hastanenin jeneratörü mü var? Ne belli onun da bozulmayacağı?

Neden elektrik kesildi sahi? 2010 yılında imzalanan mali protokol ile TC KKTC’ye şöyle dedi: “Ne jeneratör ne santral alabilirsin benden izin almadan!” O yüzden 10 senedir ne jeneratör ne santral alabildiler…

Burası KKTC, TC’nin altyönetimi, milli davası, vatan millet gecekondusu…

1964’te terk ettiğimiz Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dünyadan yardım yağıyor…

Çin Büyükelçisi kaçıncıdır dayanışmasını bildiriyor, tıbbi destek geleceğini söylüyor…

Geçmiş senelerde arabölgede bir konferans vardı Goethe Enstitüsü’nde “Kıbrıs-Çin işbirliği ve Çin’in yeni İpek Yolu” hakkında…

Sabahtan akşama Çin’in ekonomisi ve ticaret stratejisini dinlemiştik, güzel kahve de vardı, o geldi nedense birden aklıma…

Çin Halk Cumhuriyeti İran, Irak, İtalya, Pakistan, Güney Kore, Japonya, Yunanistan’a tonlarca tıbbi malzeme ve tabip gönderdi. Belki bin ton!

Korona salgını ile çarpışıyor İran… “Özgür” Batı ülkeleri İran’a uyguladıkları ambargoyu kaldırmadılar. Zaten yokluk, yoksulluk, yoksunluk vardı; bir yandan AB-ABD emperyalizmi sıkıyor İran’ın boğazını, diğer yandan Korona sıkıyor…

Batı İran’a ambargo uyguluyor, Çin tıbbi yardım gönderiyor; yeni bir dünya kuruluyor…

İran Korona ile savaşırken, tam o sırada Irak’ta bulunan Şii milisleri ABD vuruyor. ABD’nin kaç Şii direnişçi öldürdüğü yazmıyor haberlerde, sadece Şiilerin öldürdüğü emperyalist askerlerin sayısı var (İki ABD’li, bir İngiliz)…

Suudi Arabistan’ın haber ajansında bir yorum: “Korona İran-ABD savaşını sonsuza kadar öteleyemeyecek”…

Bir yandan Korona saldırıyor, diğer yandan Amerika…

Çin ise dayanışma paketi gönderiyor. Üzerine “aid”, yani “hibe” yazmıyorlar yardımı alanı aşağılamamak için…

Sonra İtalya’ya “özgür” Batı’lı müttefikleri değil; Uzak Asyalı “düşmanı” Çin yardım gönderiyor, adına “aid” (hibe) demiyor ama…

Şöyle yazıyor Çin’den İtalya’ya giden paketin üzerinde:

Siamo onde dello stresso mare,

Foglie dello stresso abero,

Fiori dello stresso giardino…

Türkçesi;

Biz aynı denizin dalgaları,

Aynı ağacın yaprakları,

Aynı bahçenin çiçekleriyiz.

ABD emperyalistlerinin yaptığı gibi “Bu bir Amerikan hibesidir” yazıp aşağılamadılar, şiir yazdılar…

Tam ben yazının sonuna gelince elektrik geliyor. Çevredeki jeneratör seslerinin kesilmesinden anlıyorum, sigortayı kaldırıyorum, ilk buzluğun sesi geliyor… 

Küresel Korona salgınında dünya ülkelerinde 24 saat hastaneler, laboratuvarlar, sağlık mühimmatı üreten fabrikalar kesintisiz gece gündüz çalışıyor, Lefkoşa’da elektrik kesiliyor…

1955’ten bugüne süren “milli dava”nın kısa özetidir bu elektrik kesintisi…

(20 Mart 2020 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author