Gafletin gayya kuyusu*

İsmail Işılsoy – Kıbrıs Cumhuriyeti’nde işleyen “Güney Emekçileri”nin hak arayışı!

Dianellos sigara fabrikasının gancellisi önündeyiz.

Sigara fabrikası valiliğe bakıyor, valilik de bize.

Sıcakta buz kesiyor sırtımız.

Sırıtıyor asıl adres.

Gancellinin bir tarafı gat gıravad, bir tarafı aylardır aç.

Birbirinden renkli maskeleriyle arzı endam ediyor hanımlar beyler.

Geleneksel görevini ifa ediyor “sahte sol”, bıçak kemikte diye haykıran emekçiyi itidale çağırıyor.

Arkamızda, tepeden bakıyor valilik.

Güvenlik ve garanti içinde at oynatıyor kâselis takımı. (1)

Yanlış yere yuh çekerken biz, işgalci bir rahat nefes daha alıyor.

***

“Hain!”

“Rum yanlısı”

“Gâvur sevdalısı”

“Gidip kalın oyanda!”

“Oh iyi gelsin size, kim dedi Ruma gidesiniz…”

Mesele, sahibinin sesiyle uluyan tarih öncesi köpeklerin pervasızlığında değil arkadaş.

Mesele biziz, sorun bizdedir.

Boş atıp dolu tutma naifliğimizdedir işgal altında.

Mizah güçlü bir silahtır diyerek, kurusıkı atmamızdadır.

Her saldırının diliyle olur olmaz dalga geçme tavırsızlığımızdadır.

Yüzümüze yağdırılan balgamlı tükürüğü yağmur sanmasak da, kımıldanmayışımızdadır.

Mizah dediğin, hep aynı nakaratları terennüm etmek değil.

Kahkahalarla karşılama aşağılayan faşist sağanakları!

Onuru kırılmış ayağa kalkışların içini boşaltma.

Kullanamayacağın silahı tutma, elinde patlar.

Saklanacak başka bir delik bul kendine!

Ustaca omuzlayanlara bırak mizahı.

Ne bu yana sevdalıyız biz.

Ne de öte yana.

Ne de hain.

*** 

Söz bizim.

Sorun da bizim.

Meselenin aslı biziz.

Derin uykulardayız refik.

Gerçekten gaflet içindeyiz çünkü.

Faşistlerin kustuğu lâf kalabalığında değil.

Kendi gafletimizin dipsiz gayya kuyusundayız!

Görmek isteyenler için çoktan çıkmadı mı iplikler pazara?

Solda durmadıklarını bile bile oyalanıp durma şu malûm döneklerle.

22 Ocak Madımak provasından bu yana şerefsize yazdık adlarını.

Maaşları, ödenekleri ve ara bölge eylemleriyle mutlu onlar.

Talancılıkla talim ve terbiye edilmişle işin ne?

Kanlı ganimetten tatmadıysan eğer!

Neden tek söz çıkmaz ağzından?

Dilini mi yuttun yoksa?

Konuş be insan!

***

Haykır:

Uyan ey!

Tut, çek kolumdan:

Yeni bir yol lâzım bize.

Kaldır beni, koş beraber:

Birleşik kavgayı vermek için.

De ki düşsün bizim peşimizden:

Yüreğinin kabuğunda yaşayanlar.

Gel haydi, unutmadan dayanışmayı:

Kendini koyma merkeze, sıra neferi ol.

Gel, gir kol kola barikatta, şiirler kuşanalım:

Mizahın, sanatın ve -artık- her tür silahın kabzasını al eline.

Öner:

Sivil itaatsizlik!

Grev, direniş, sokak!

Doğru adreste sürekli eylem!

Demelisin ki:

Yenilelim yenileceksek, ekmek, özgürlük ve bağımsızlık uğruna.

Dövüşerek ölelim, diyebilme cesaretini göster:

Onur duyarak serpsinler küllerimizi Akdeniz’e çocuklarımız.

Ya da ölelim, ölelim artık:

İnsanın onurlu adını taşıyamadığımızdan!(2)

(*)”Çık Gafletin Gayya Kuyusundan” isimli yazıdan, 26.10.2019

(1)Kâse yalayan, grassocu.

(2)”İnsan, insanın onurlu adını, insanın yanındaysa hak eder”- Ali Şîr Nevaî (1441-1501)

(6 Haziran 2020 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author