Şener Levent – Avrupa Birliği’nin iki en üst düzey yöneticisi Erdoğan’ın huzuruna gitti…
İslamofaşist diktatör önünde diz çöktü…
Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel…
Ve AB Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen…
Diz çöküş sırasında Bayan Leyen’in ayakta kalması, yani oturacak yer bulamaması görüşmenin ilgi odağı oldu basında…
E, Osmanlı sarayı bu…
Kadınlara nezaket bu kadar…
Diktatöre yalvarıp yakarmaya gelen Avrupa istese de, istemese de buna katlanacak…
Ondan tek isteği kapıları sıkı tutması…
Avrupa’ya mülteci uçurmaması…
Mültecilerin Avrupa’nın huzurunu bozmasına izin vermemesi…
Bunun için de keseyi açacak…
Bedava bekçilik olmaz!
Erdoğan rehine gibi kullanıyor Türkiye’deki Suriyeli mültecileri…
Onların sayesinde para koparıyor Avrupa’dan…
Paracıklar zamanında gelmezse basıyor tehdidi hemen:
-Kapıları açar ve hepsini de size gönderirim!
Türkiye’de yerlerde sürünen insan hakları umurunda değil Avrupa’nın!
Hatta bu gibi ziyaret ve pazarlıklarla Erdoğan’ı daha da cesaretlendiriyorlar…
Böylelikle Türkiye’deki siyasi tutuklulara en büyük kötülüğü yapıyorlar…
Kendi ilkelerini sıfırla çarpmış olan bir Avrupa Birliği…
Faşizmin koltuk değneği olmuş…
Bunun için dağılırsa hiç üzülmem!
***
AB’nin üst düzey yetkilileri 2015’te de buluşmuş Erdoğan’la…
Antalya’da…
Seçimden önce…
Tutanakları gizli tutulan bu görüşmede konuşulanlar ortaya dökülmüş sonra…
Bir mülteci pazarlığı yapılmış yine…
Erdoğan’a 2 yıl içinde 3 milyar Euro önermişler…
Kızmış köpürmüş Erdoğan…
Demiş ki:
“2 yıl için 3 milyar verecekseniz, konuşmaya gerek yok. AB’nin parasına muhtaç değiliz. Mültecileri otobüslere doldurur, Yunanistan ve Bulgaristan sınırlarını açarız. AB, Türkiye kıyılarında boğulan bir çocuktan fazlasıyla karşılaşır. 10-15 bini bulur. Bununla nasıl başa çıkacaksınız? Anlaşma olmazsa mültecileri nasıl durduracaksınız? Öldürecek misiniz? Bunlar cahil insanlar, Avrupa’da terörist olmayı sürdürecekler”…
Bunun üzerine AB Komisyonu Başkanı Juncker’in yanıtı şöyle olmuş Erdoğan’a:
“Siz istediniz diye ilerleme raporunu erteledik. Avrupa’yla uzlaşmak istediğinizi sanmıştım. Kendimi kandırılmış hissediyorum”…
***
Avrupa’nın faşist rejimlerle işbirliği yeni değil…
Hitler ve Mussolini ile de işbirliği yaptılar ve anlaşmalar imzaladılar…
İkinci Dünya Savaşı’nın arifesinde…
Hitler Çekoslovakya’daki önemli bir bölgenin Almanya’ya bırakılmasını istiyordu…
İngiltere ve Fransa hayır demedi…
Hitler’in talebinin altına imza attılar…
İşte şimdi Avrupa bir kere daha faşist bir rejimin arkasında duruyor…
Erdoğan yalnız mültecilerle tehdit etmekle kalmıyor onları…
Terörle de tehdit ediyor…
Elinde gözü kara bir cihatçı ordusu var…
Cihatçılar bugüne dek Avrupa’da çok kanlı eylemler yaptılar…
Ve hala bu tehdidin altında yaşıyorlar…
Ama ektiklerini biçiyorlar…
Suriye, Libya ve Irak’taki cihatçıları en çok besleyenler onlar oldu…
Libya’da Kaddafi’yi çok kanlı bir şekilde devirmeyi ve ortadan kaldırmayı başardılar…
Aynı başarıyı Suriye’de de sürdürmek istediler…
Ancak orada Rusya engeline tosladılar…
Suriye savaşı 21. yüzyılın şu ana kadarki en kanlı savaşı oldu…
Sözle tarif edilemeyecek korkunç bir yıkım…
Trajedinin dibi…
Kafa kesmeler…
Diri diri yakmalar…
Tecavüzler…
Kadın pazarları…
Hepsi bu savaşın içinde…
Avrupa’nın Esad’a karşı desteklediği cihatçılar Avrupa’ya da çevirdiler silahlarını memnun kalmadıkları zamanlar…
Ya da birilerinin talimatı ile Avrupa kentlerinde terör eylemleri yaptılar…
4 milyon Suriyeli cehenneme çevrilen ülkelerinden canlarını kurtarmak için kaçtı…
Binlerce göçmen boğularak can verdi Akdeniz’de…
Ve bu savaşın baş sorumlularından biri olan Avrupa kapattı kapılarını onlara…
Hem suçlu…
Hem güçlü…
Bizim Kıbrıslıların çok şey bekledikleri Avrupa bu işte…
Türkiye’de korkunç insan hakları ihlallerini umursamazsa, Kıbrıs’takileri mi umursayacak?
Faşizmle kolkola girenlerden yardım ummayın!
Kurtulursanız siz kurtulun!
Kurtarıcı aramayın!
(10 Nisan 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)
