Kutlu Adalı cinayeti ve polis teşkilatındaki çürümüşlük

Şener Levent – Kutlu Adalı dosyası raftan indirilsin ve yeniden soruşturulsun diyorsun…

Öyle ya, bunu da bize açıklamasını Sedat Peker’den mi bekleyelim?

Ayıp değil mi bize?

Gelin dört elle sarılalım işe…

Kimden başlayalım?

Galip Mendi’den mi?

Ahmet Soyalan’dan mı?

Galip Mendi cinayet sırasında Sivil Savunma Teşkilatı Başkanıydı…

Albay…

Ahmet Soyalan ise cinayet tahkikatını yürüten polis subayı idi…

Galip Mendi 2003 Haziranında Lefkoşa’da Ledra Palace Oteli’nde kurulan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde ifade verdi…

Şöyle dedi:

“Kutlu Adalı Bey’in öldürülmesini St. Barnabas’taki faaliyet ile ilişkilendiren kişiler oldu. St. Barnabas o dönem Barış Kuvvetleri Komutanlığı’mızın yaptığı huzura yönelik, teröre yönelik faaliyetlerden bir tanesiydi”…

Mendi’nin ifadesi böyle…

Ya Ahmet Soyalan’ın?

Benzer şeyler mi söyledi o da?

Halen 70 yaşında olan Galip Mendi orgeneralliğe kadar yükseldikten sonra emekli oldu…

Ahmet Soyalan ise Polis Genel Müdürü…

Bu makama Lefkoşa Polis Müdürü Yardımcılığı’ndan yükseldi üstelik…

Polis tarihinde ilk kez görülen bir atama…

Kutlu Adalı cinayetinde nasıl bir tahkikat yaptı acaba?

Nasıl bir ifade verdi Ledra Palace’ta?..

Bilmek istemez misiniz?

***

Polis tarihimiz polisin sabıkaları ile dolu…

Sıradan bir teröristten daha tehlikeli de olabilir sırasında…

Biz yaşadık ve gördük…

Bize komplo kurdu…

Casus diye tutukladı…

Gazetemiz iki kere bombalandı…

Kimseyi tutuklamadı…

Linç için gazetemize saldıranlara çanak tuttu…

Saldırı günü hiçbir saldırganı tutuklamadı…

Daha sonra ilan edilen dokuz saldırganı hiç yakalamadı…

Polisin canımıza kastedenlerle birlikte hareket ettiği bir yerde hiç can güvenliği olur mu?

Şüphesiz tüm bunlardan Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nı sorumlu tutuyoruz…

Emirleri ondan alır polis…

Doğrudan suça teşvik eden emirleri de yerine getirir ne yazık…

GKK Komutanının emrine uymayanlar polis teşkilatında barınamazlar asla…

GKK Komutanı da, dönemin Polis Genel Müdürü Süleyman Manavoğlu da linç olayında birinci derecede sorumlu ve suçludur…

***

Ali Savaş Altan…

Adli Şube Amiri idi…

36 yıllık üç yıldızlı polis…

Üstten gelen ve suça teşvik eden emre uymadı…

Kan dökümünü önleyen tek polis komutanı oldu o gün ekibi ile…

Hayatımızı kurtardı…

Öldürülmemize izin vermediği için de cezalandırıldı…

Poliste açığa alındı…

Ve 1 Ağustos 2018’de hakkında soruşturma başlatıldı…

Asılsız iddialarla suçlandı, mahkemeye çıkarıldı…

Ön duruşmayı tamamlayan mahkeme davanın Ağır Ceza’ya havale edilmesine karar verdi dün…

36 yıllık polislik yaşamında hiçbir lekesi olmayan şerefli bir polisin, 22 Ocak 2018 olaylarından sonra başına örülen çoraplara bakın…

Bakın ve siz de utanın…

Nasıl bir yerde yaşadığınızı anlayın…

22 Ocak’ın rövanşçı yobazları ellerini ovuşturuyorlar…

Ali Savaş’a mesaj üstüne mesaj atıyorlar…

“Seni yakında kelepçeli kodeste göreceğiz” diyorlar…

Ve sen ey halk, görmüyor musun bunları?

Büsbütün mü kör ve sağırsın?

“Yüreklerin kulakları sağır” denilen o mahluk sen misin söyle bana?

***

Bak gör ne suçlar işliyor polisin…

Senin güvenliğini korumakla görevli olanların işledikleri suçlarla bak…

Ustasından korktukları için namlı bir dolandırıcının ifadesini bile alamıyorlar…

Başka bir namlı, ama torpilli dolandırıcı için mağdurların yaptıkları şikayetleri karakolda kaybediyorlar…

***

Bizi öldürmeye gelen linç saldırganlarını Ağır Ceza’da bile yargılamadılar…

36 yıllık şerefli bir polis komutanını ise Ağır Ceza’ya yolluyorlar…

Kokuşursa ancak bu kadar kokuşur bir polis teşkilatı…

Pezevengin memleketinde!

(22 Mayıs 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author