DİSK’in Kutlu Adalı bildirisinin anlamı

Aziz Şah – Kutlu Adalı cinayeti gündeme geldiğinden beridir çok insandan aynı serzenişi duydum…

-Adalı’ya adalet için sokağa çıkmayacak mıyız?

-25 sene sonra bir daha gömdük Adalı’yı bu suskunluğumuzla!

-Susmayacağız ve korkmayacağız diyenler bir daha sustu ve korktu!

25 sene cinayeti örtenlere emanet edilemez adalet, kamuoyu baskısı gerek. Gazeteciler kaç gün konuyu gündemde tutacak? Sokağın da ses vermesi gerekti…

Namık Kemal’in “İnsan mı neyiz, seçilmez, / Bir zehirdir ki içilmez, / Tavrımızdan da geçilmez, / Ne utanmaz köpekleriz!” dediği yerdeyiz…

Aslında her kritik dönemeçte yaptığım gibi “Sendikalara açık çağrı” diye yazı yazacaktım. Ancak tabanı ile bağı kalmayan, kadrolarını eğitmeyen bürokrasi sendikal aygıtı kıpırdayamaz hale getirdi.

Adalı cinayeti gündeme oturduğunda “tüpgaz zammı” bildirisi yazanlar Özel Harp Dairesi’nin patlayan kanalizasyonunu görmediler!

Kıbrıs’ta sendikalar tüpgaz zammını protesto ederken, Türkiye’den Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) 28 Mayıs’ta bir bildiri yayınladı. Yoğun gündemde arada kaynadı…

Kutlu Adalı’ya adalet için DİSK’in bildiri yayınlaması kıymetlidir…

Ancak bazı gerçekleri hatırlatalım: DİSK 1974 harekâtını destekledi. Grevleri iptal etti, gönüllü askerlik ve bağış kampanyası yaptı. 1974 işgali sırasında TÜSİAD ile DİSK aynı cephedeydi!

İkinci önemli husus şudur DİSK’in Kıbrıs’taki sorumluluğu konusunda: DİSK üyesi Birleşik Metal’in senelerdir kıyasıya mücadele ettiği Türk Metal Sen 90’lardan Ergenekon davasına kadar geçen zamanda Kıbrıs’taki tüm pis işlerin göbeğindedir.

Adalı cinayetinin kıyısında köşesinde ama muhakkak bir yerinde Türk Metal’in parmak izi var. O dönem Kıbrıs’taki kontrgerillanın üslerinden biri -Denktaş’ın mal zengini ettiği- Türk Metal ile başkanı Mustafa Özbek’tir. Türk Metal’in Kıbrıs’taki kanalı Avrasya TV’den senelerce faşist propaganda yapıldı…

Bildirisinde şöyle diyor DİSK: “Özel Harp Dairesi’nden Susurluk’a bu ilişkiler daha önceki dönemlerde de açığa çıkmış ancak çeşitli biçimlerde kontrgerilla gerçeğini ortaya koyan tüm dosyalar kapatılmıştır. Faili meçhul cinayetler aydınlatılmamıştır. 1977 1 Mayıs katliamı, Kurucu Genel Başkanımız Kemal Türkler’in öldürülmesi ve 10 Ekim 2015 katliamı ile Konfederasyonumuz da karanlıkta bırakılmak istenen bu saldırıların hedefi olmuştur. Kutlu Adalı cinayeti de söz konusu itirafların parçası olmuştur”…

DİSK’in 1 Mayıs 1977 katliamı ile Adalı cinayetini birlikte görmesi kıymetlidir. Biz de bunu yazıyoruz ısrarla: Bütün suçlar emir-komuta zinciri içerisinde Devlet’in bilgisinde işlendi.

DİSK bildirisinde şöyle diyor: “Mafyanın, çetelerin, darbelerin, kontrgerillanın panzehiri demokrasi ve adalettir”… İşte bu koca bir yanılgıdır! Kontrgerillanın panzehiri soyut demokrasi değildir; örgütlü işçi sınıfı ve sınıf mücadelesidir. Kontrgerilla sorunu faşizmin paramiliter şiddet sorunudur, demokrasiden anlamaz!

Türkiye’de 2015’te “metal fırtına” olarak anılan fiili grev ve fabrika işgalleri ile işçi sınıfının fabrikalardan kovduğu Türk Metal Sen, Kutlu Adalı cinayetinin arkasındaki ilişki ağının tam göbeğindedir. 90’larda Kıbrıs’ta nerede bir pis iş varsa altından Türk Metal çıkıyordu. Türkiye işçi sınıfının bir kanser gibi içinden temizlediği pislik sarı sendika Türk Metal Sen kontrgerillanın Kıbrıs’taki kanalizasyonunun faresidir.

Hele ki Kıbrıs’ın kuzeyi işgal edilmiş, TC devletinin kolonisi halindeyken DİSK’in sorumluluğu Kıbrıs’ta farklı bir boyut kazanır. Yani DİSK, soyut bir demokrasi söylemi yerine kontrgerillanın sendikal ayağını mücadele ile çökertsin, Kutlu Adalı cinayetinin çözülmesine katkısı çok büyük olur!

(8 Haziran 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author