Yama değil ortaklık

Şener Levent – Bakın hiç beklemezdim doğrusu bunu…

Ümidimi kesmiştim…

Tam bir sürpriz oldu benim için…

Kıbrıs’ta çözüm var, başka çözüm aramayalım dedim…

Çözüm Kıbrıs Cumhuriyeti…

Rum-Türk ortaklığı…

Yaşayan Londra ve Zürih anlaşmaları…

Yama değil…

Ortaklık…

Kimse yanaşmadı buna…

Türk tarafı hep 1974 işgali temelinde bir çözümün peşinden koştu…

Rum tarafı ise ele geçirdiği ve tek başına kullandığı Kıbrıs Cumhuriyeti’ni Kıbrıslıtürklerle yeniden paylaşmak istemedi…

Türkler silah zoruyla gaspettikleri toprağı kaybetmek istemediler, Rumlar ise tek başlarına egemenliği…

Aslında Birleşmiş Milletler istese bir çözüm önerisi olarak getirirdi bunu masaya…

İstese Avrupa Birliği de yapardı bunu…

Ama Kıbrıs’ı bölenler bir daha onu birleştirmek istemedikleri için bunu yapmadılar…

***

Uzun söze gerek yok…

Rum tarafı bu çözüm kartını masaya sürdü işte…

58 yıl sonra…

Yani 1963’ten sonra ilk kez…

Nikos Anastasiadis Kıbrıslıtürklere tarihi bir çağrı yaptı…

-Gelin, cumhuriyetteki görevlerinize geri dönün, dedi…

Tarihi bir dönüm noktası işte bu…

Anastasiadis aynen şöyle dedi:

“Kıbrıs Helen toplumu, 1960 Anayasası hükümlerine göre Kıbrıslıtürklerin gerek yürütme ve yasama gücüne, gerekse diğer hizmetlere geri gelmeleri ile anayasal nizamın tesis edilmesinde ve buna eşzamanlı olarak BM kararları temelinde ve bu kararlara göre her toplumun idaresinin sorumluluğunda olacak bölgelerin belirlenmesi için görüşmelerin başlanmasında ısrar ediyor ve bu yüzden bunu kabul etmeye tam hazırdır”…

***

Bu ne demek bilir misiniz?

Şu anda 80 sandalyelik olan ve yalnız 56’sı Rum milletvekilleri tarafından doldurulan Kıbrıs Temsilciler Meclisi’ndeki 24 boş sandalyeye Kıbrıslıtürk milletvekilleri geri dönecek…

Ve en önemlisi, veto yetkisi de olan cumhurbaşkanı muavini Kıbrıslıtürk de bu makamına geri dönecek…

Ayrıca üç Kıbrıslıtürk bakan da…

Dışişleri ve Savunma Bakanı…

Tarım Bakanı…

Sağlık bakanı…

Kamu görevlileri de 70-30 oranında olacak…

Anastasiadis “Biz bunu kabul etmeye hazırız” diyor ve Ersin Tatar’a da soruyor:

-Siz de kabul etmeye hazır mısınız?

Ben Tatar’ın ne cevap vereceğini bildiğim için merak etmiyorum…

Ancak federalistlerle çözümcü ve barışçı kesimlerimizin tavrını merak ediyorum…

***

Aslında Kıbrıslıtürkler olarak Anastasiadis’in bu önerisini havada kapmamız gerekir değil mi?

Tükenmek ve yok olmak istemiyorsak…

Ve de Kıbrıs’ı yeniden birleştirmek istiyorsak…

İşte size bulunmaz bir fırsat…

Biliyorum, şimdi ne diyecekler size…

“Biz Ruma yama olmayız” diyecekler…

Hele bunca yıldır yedikleri ganimete doymayanlar…

Yama değil bu!

Ortaklık!

Rum tarafının gönlünde yatan aslan bu değildi aslında…

Kıbrıslıtürkleri bir daha ortak olarak kabul etmek istemiyordu…

Bizi toplum olarak değil, vatandaş olarak eşit kabul ediyordu…

Yani tüm Kıbrıslırumlarla eşit…

Ayrı seçim hakkı olmayan bir topluluk…

Anastasiadis yeni önerisi ile şimdilik bunun üstünü çizdi…

Ortaklık hakkını Kıbrıslıtürklere teslim etmeye hazır olduğunu söylüyor…

Bence ilk kez gerçekçi bir çözüm önerisi geldi önümüze…

Keşke Birleşmiş Milletler’e de sunsa bu teklifini…

Ve de Avrupa Birliği’ne…

***

Aslında Mustafa Akıncı da yapabilirdi karşı tarafa bu teklifi…

Ama o federalizme takılıp kaldı…

Rum tarafı federasyonu istemeyerek kabul etmişti…

Daha doğrusu kabul ettirildi ona bu…

1960 şartlarındaki cumhuriyete dönüşü de istemiyordu…

Şimdi buna razı olduysa, başka çare kalmadığı için razı oldu…

Türk tarafı taksimden başka çare bırakmadı ki…

Üstelik bir de ilhak var ucunda…

***

Kim ne derse desin…

Anastasiadis’in teklifi çözüm için büyük bir ümit ışığıdır…

Umarım toplumumuzdaki çözümcü ve ilerici güçler sahip çıkarlar buna…

(26 Ağustos 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author