Oz Karahan – Geçtiğimiz günlerde bir sosyal medya kanalının kısa bir videosuna denk geldim.
Federalist boykotçulardan Birleşik Kıbrıs Partisi genel başkanı İzzet İzcan konuşuyordu.
Normalde açıp izlediğim şeyler ve kişiler olmamasına rağmen video sadece 34 saniye olunca bir bakmak istedim belki boykotu tercih etmiş federalistlerin düşünceleri biraz yere basmıştır diye.
Ama tabii ki yanılmışım…
İzcan kısaca “Akıncı eve kapandı, seçimden sonra bu müdahaleleri uluslararası alana taşımalıydık, yüzde 48 olarak aldığımız oy bugün yüzde 60 olurdu” diyor.
Sonra şöyle bir oturdum ve düşündüm.
Gözlerimi kapatarak Mustafa Akıncı’nın o zamanlar yanında olan ve şu anda boykot kararı almış Birleşik Kıbrıs Partisi gibi particiklerin başkanlarını yan yana koydum.
Kafalarındaki “uluslararası alan”ın ne demek olduğunu tam anlayamasam da hepsini uluslararası hukukun kabul edildiği bir platforma, uluslararası toplumun temsilcilerinin olduğu bir yere koydum.
Ve orada bugünkü söylemlerini alt alta dile getirdiklerini hayal ettim:
– Kıbrıs’ta uluslararası hukuka göre bir “işgal” var.
– Ve Türkiye “işgal” bölgesindeki “demokrasimize” müdahale ediyor.
Baş döndürücü bir argüman…
– Türkiye’nin demografi mühendisliği sebebiyle Kıbrıslılar işgal bölgesinde azınlık durumundadır.
– Ama Türkiye son seçimlere müdahale ettikten sonra sizin yardımlarınızla yüzde 60 oy alabiliriz.
Enteresan…
– Türkiye garantörü olduğu üniter Kıbrıs Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğüne saldırmıştır.
– Ama biz de üniter Kıbrıs Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünü ya da 1960 anayasasını savunmuyor, onun yerine Kıbrıs’ın yüzde 82’sini oluşturan Rumca konuşan Kıbrıslıların reddettiği ve Türkiye’nin de çiğnediği uluslararası anlaşmalara da aykırı olan iki bölgeli federasyon istiyoruz.
İlginç…
– Bugün “işgal” bölgesindeki “demokratik” seçimlere “müdahale” yapıldı ve “seçmenlere” para ile beyaz eşya dağıtılarak oyları satın alındı.
– Ama bizlerin uğruna mücadele verdiğimiz iki bölgeli federasyon kurulduğunda ve Türkiyeli illegal yerleşikler kuzeydeki federal devletin vatandaşı olarak adada kaldığında Türkiye’nin Kıbrıs’a hiç müdahalesi olamayacak, bundan emin olabilirsiniz.
Muhteşem!
Federalistlerin peşine takılmış insanlarımızın “neden uluslararası platformlara gidilip derdimizi anlatmıyorlar” diye yakınmadığı gün yok gibi…
Sizce bu insanlar “uluslararası alan” dedikleri yerin yolunu bulursalar bugün bu mantık ve tutarlılık yoksunu argümanlarını birine anlatabilirler mi?
Sadece bir düşünün…
Kıbrıs için ve iradenizi elinize geri almamız için tek çözüm, uluslararası hukuka göre varlıkları “insanlığa karşı işlenmiş birer suç” olan Türkiyeli illegal yerleşiklerin ait oldukları yere gönderilmesi ve işgal altındaki üniter Kıbrıs Cumhuriyeti ile onun meşru 1960 anayasasına dönüştür!
Geri kalan herşey tutarsız ve uluslararası hukuka aykırı olan hezeyanlardan başka bir şey değildir.
İnanmayın!
(26 Aralık 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)