2014-2022 Ukrayna İç Savaşı: Savaş içinde savaş!

Aziz Şah – 2014’te IŞİD Şengal Dağı’na yürüyordu Ezidilerin üstüne; aynı 2014’te NATO-AB-ABD destekli Ukrayna ordusu ve Neo-Nazilerden oluşan Gönüllü Taburları Doğu Ukrayna’nın üstüne yürüyordu.

Medya size sadece IŞİD’i gösterdi. IŞİD’in yaktığı insanları gösterdi; Ukrayna’da Neo-Nazilerin yaktığı insanları göstermedi…

Medya size Ezidilerin üstüne nasıl yürüdüklerini gösterdi, ancak ‘Hür Dünya’ Ezidi soykırımını durdurmak için kıpırdamadı!

Haziran 2014’te Musul düşene kadar IŞİD’i zevkle izledi Obama ve 79 ülkenin yer aldığı “IŞİD Karşıtı Koalisyon”. Haziran’dan Ağustos’a kadar izlemeye devam ettiler. Ne zaman ki IŞİD Musul’dan sonra Erbil ve Bağdat’a, yani petrol işine tehdit olmaya başladı, o zaman başladı bombardıman…

2014’te hem IŞİD’i silah olarak kullandılar, hem Ezidi soykırımına giden yolun taşlarını döşediler, hem de kendi canavarları kurulu düzenlerine tehdit olunca harekete geçtiler. Günün sonunda hem Ezidilerin barbarı oldu Batı, hem de Ezidiler üzerinden bir insan hakları şovu yürüttü!

İşte bunlar olurken Ukrayna İç Savaşı başlamıştı…

Bugün Ukrayna topraklarındaki Rusya-NATO savaşını izlerkenki şaşkınlığınız sadece kameranın gösterdiği yere bakmanızdan ileri geliyor.

Suriye savaşında sahte kimyasal saldırı, katliam ve bombardıman haberlerinin ‘Beyaz Baretliler’ grubunca nasıl Hollywood usulü fabrikasyon görüntülerle tezgâhlandığını ve pazarlandığını yaşadıktan sonra; size medyanın gösterdiği konusunda birazcık uyanık olun, önünüze düşen her video görüntüsü ve fotoğraf üzerinden kesin yargılara varmayın. Suriye’de kara propaganda videoları hazırlayan “Beyaz Baretliler”e hizmetlerinden dolayı Oscar’dan belgesel ödülü verdiler!

Suriye’de ‘‘Rus uçakları sivilleri bombaladı’’ diye haber geçiliyordu. Videonun kaydını izledik:

İnsansız Hava Aracı’nın kamerası ‘Rus bombardımanı’ olduğu söylenen o toz bulutuna doğru yaklaşır. Toz bulutunun içine girer. Aşağıya iner, iner, iner.

Görüntü şu: Duman makinesinin başında sakallı cihatçılar başlarında Beyaz Baret!

Kamera, motor, stop!

Bombardımandan kurtarıldığı iddia edilen çocukların yüzlerine ve gövdelerine yapılan plastik makyajın yapıldığı esnadaki kamera arkası görüntülerini izledik! Hem çocuklara makyaj yaptılar, hem makyaj yaparken videoya çektiler. Sonra da kamera arkası görüntüleri dışarı sızınca hiçbir şey olmamış gibi yeni mizansenler hazırladılar…

Aynı mizanseni defalarca hazırlayıp servis ettiler. Emperyalist kara propagandanın kurgu politikasıyla insanlığın vicdanını söktüler; Suriye savaşı bu yüzden kimsenin umurunda değil…

2014’ten 2022’ye kadar, Doğu Ukrayna ile Rus basını ve ABD-Alman-Fransız-İtalyan radikal sol medyası dışında kimsenin göstermediği Ukrayna İç Savaşı için farklı mı davrandılar?

Suriye’de mizansen görüntülerle, Ukrayna’yı da hiç göstermeyerek emperyalizm insanlığın vicdanını söktü!

Bugün de o insanlığın söktükleri vicdanını, Soğuk Savaş artığı anti-komünist propagandayla, sanki de oligarkların kapitalist Rusya’sı ‘komünist’miş gibi, NATO’nun avucunun içine almış stres topu gibi oynuyorlar.

Neden konuya buradan girdim derseniz; Rus ordusu Ukrayna’ya girer girmez servis edilen ‘enkazın içinde annesini arayan bebek’ fotoğrafı 2015’te Ukrayna ordusunun saldırılarından kalma! Kısa bir Google aramasıyla yaklaşabilirsiniz gerçeğe…

İşte bu manipülasyon deryası savaşın esas niteliği konuşulmasın diyedir…

Bu savaş, Ukrayna-Rusya savaşı değildir. Rusya-NATO savaşıdır. Savaşın gidişatı da ‘ekonomik savaş’la şekillenecek… Rusya’ya ‘emperyalist’ deniyor ya; bir emperyalist düşünün ki ‘ekonomik yaptırım’ tehdidi ile ekonomisinin çökme ihtimali olsun. ABD, Almanya, İngiltere, Fransa, Japonya ekonomileri tehditle çöker mi?

Ukrayna’yı NATO’ya üye yapmak için koşulları oluşturmak amacıyla 2014’te başlatılan Ukrayna İç Savaşı’na 2022’de Rusya müdahale etti.

Ukrayna’nın NATO üyesi olması, dahası ‘en ileri karakolu’ olması ne demektir insanlık için?

Ukrayna ile Rusya arasındaki mesafe taş atım mesafesidir.

Kuş lastiğini gerin, taşı savurun. Sizin durduğunuz yer Ukrayna, taşın düştüğü yer Rusya’dır. Sizin durduğunuz yer NATO’ya üye olursa oraya NÜKLEER SİLAH konuşlandırılacak. Bunun ne demek olduğunun farkında mısınız?

Kıtalar arası nükleer savaş riskini taş atım mesafesine çeker bu!

Ukrayna’nın NATO üyeliği meselesi de, Ukrayna İç Savaşı’nı kendinden önceki Afganistan, Yugoslavya, Irak, Suriye ve Libya gibi Batı emperyalizmi ile Rusya ve Çin arasındaki mücadelelerden farklı bir yere taşır.

Nükleer savaşta birinci kural ilk atan olmaktır. Olmaz demeyin, olur olur! Hiroşima ve Nagazaki’den ders alındı demeyin…

Beni siyaseten en çok şaşırtan şey Ukrayna ve Yunanistan’daki Neo-Nazi geleneği olmuştur. Naziler bu iki ülkeyi ayaklarının altında çiğnediler. Üççeyrek asır sonra Nazizmin tecavüzüne uğramış bu iki ülkede Neo-Naziler parlamentoya girdi, Ukrayna’da bakan oldu!

Bu yüzden nükleer savaş olmaz demeyin, olur olur! İnsanlık hiçbir hatasından ders almaz.

Hele ki Ukrayna ve Yunanistan’ın İkinci Dünya Savaşı işgalinden dolayı talep ettiği savaş tazminatını ödemeyi reddeden Almanya’yı gördükten sonra, faillerin de akıllanmadığını anlarsınız. Ki o Almanya’nın meclisine de girmiştir Neo-Nazilerle ilişkili AfD partisi!

Çünkü mesele ‘insanlığın akıllanması’ değil, sermaye ilişkileridir, tekelci sermayenin dünya hakimiyetidir, emperyalizmdir.

NATO’nun 2030 konseptinde Rusya askeri ve Çin ekonomik düşman ilan edildi. Sözde komünizme karşı kurulan NATO, Rusya ve Çin kapitalistleştikten sonra bile boyunlarında asılı duran düşman yaftasını indirmedi; aksine sabitledi!

2014’te bütün dünyaya IŞİD’i izletirken, Avrupa’nın ortasında AB-ABD-NATO Ukrayna İç Savaşı’nı başlattı.

Savaşın 8’inci senesinde AB ve NATO yetkililerinin çıkıp ‘‘Putin savaşı Avrupa’ya taşıdı’’ demesi sahtekârlıktan başka bir şey değildir. Hele ki Yugoslavya’yı bombalama konusunda birbiri ile yarışan Almanya ve ABD’yi hatırlayınca, savaş ilk kez Avrupa’ya gelmedi! Bu ikiyüzlülük aynı zamanda Avrupa-merkezci sömürgeciliğin de itirafıdır: Kendileri istedikleri ‘uzak coğrafyalar’a gidip savaş çıkaracaklar ama savaş Avrupa’dan uzakta olacak ve o ‘uzak coğrafyalar’dan gelen mültecileri ördükleri duvarlar, dikenli teller ve Akdeniz’de set çektikleri gemilerle durduracaklar!

Bununla da kalmıyor ikiyüzlülük; Ukrayna İç Savaşı’nın 8’inci senesinde Rusya müdahale eder etmez Ukraynalı mülteciler için ‘açık kapı politikası’na geçiyor, Suriyeli, Afganistanlı, Iraklı ve Afrikalılar için duvar inşa eden Avrupa Birliği!

O zaman Avrupa Birliği bundan sonra ‘mülteci istemeyiz’ demeyecek; ‘esmer ve siyah mülteci istemeyiz’ diyecek!

AB-ABD-NATO’nun 8 sene pamuklara sarıp halklardan sakladığı Ukrayna İç Savaşı’na Rusya müdahale eder etmez ortaya çıktı Batının ‘sarışın’ emperyalizmi!

Ukrayna İç Savaşı, Afganistan’da başlayan, Yugoslavya, Irak, Suriye, Libya, Yemen savaş zincirinin ve ABD’nin Güney Çin Denizi’nde yürüttüğü saldırgan politikanın bir parçasıdır. Rusya ve Çin’i çevreleme ve izole etme politikasıdır bu. Ukrayna’nın diğerlerinden ölümcül farkı, Rusya’nın kalbinin içinde bir NATO ülkesi olma potansiyelidir.

Doğu Avrupa ve Sovyetler’de yaşanan 1989-91 sürecinin devamı olarak 2000 yılında Sırbistan’da, 2004’te Ukrayna’da, 2005’te Gürcistan’da ‘renkli devrim’ler oldu. Kapitalizmin restorasyonu ve emperyalizmle bütünleşme (‘yutulma’ diye okuyun!) süreciydi bu.

Ukrayna’daki 2004 Turuncu Devrimi’nin yenilgisinin ‘yavrusu’ olarak 2014 Euro-Maidan Devrimi diye adlandırılan faşist Maidan Hareketi doğdu.

Burada ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland’ın sözünü anmamak olmaz:

-‘‘Ukrayna’da demokratik bir toplum düzeni yaratılması için ABD 1991’den beri 5 Milyar Dolar harcadı’’ demişti.

2013’ün sonunda başlayan AB ve NATO destekli eylemler 2014’te faşist Hükümet Darbesi ile iç savaşa dönüştü.

Rusya ile Batı arasında denge siyaseti yürüten Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç, 2013 Kasım-Aralık’ında Maidan’daki kitle hareketinin baskısı sonucunda dengesini kaybeder. Herşey Kasım 2013-Şubat 2014 arasında hızla olup biter!

Maidan üçlüsü diyebileceğimiz liderlik Amerikancı Arseniy Yatsenyuk (Batkivshchyna-“Anavatan” Partisi), faşist Oleg Tyagnibok (SVOBODA-‘‘Özgürlük’’) ve Almancı Vitali Kliçko’dan (UDAR-Yumruk Partisi) oluşmaktadır. Bu üç kişi, Ukrayna demokrasisi için 5 Milyar Dolar harcadık diyen ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland’la birlikte 22 Şubat Cuntası’nı oluşturan troykadır.

30 Kasım’da Batı ile Rusya arasında dengede durmaya çalışan Yanukoviç’e karşı yapılan eylemde polisin aşırı şiddet uygulaması, ertesi gün 20.000 kişinin Kiev’de miting yapmasına neden olur.

1 Aralık 2013 tarihi zincirlerle, iş araçlarıyla ve Molotof kokteylleriyle Yanukoviç’in Cumhurbaşkanlığını basmaya çalışan bir faşist ayaklanma olarak çıkar karşımıza. Aralık 2013, solcuların da yer almaya çalıştığı Maidan meydanında artık barınamadıkları ‘dönemeç’tir.

Sosyalistler kitlenin olduğu her yerde propaganda yapar. Maidan hareketinin faşist karakteri konusunda da kafa karışıklığı vardı. İşte, 1 Aralık 2013 faşist kalkışmasından sonra solcuların meydanda barınma olanağı da ortadan kalkar. 4 Aralık’ta sendikacı Denis Lewin, kürsüden yapılan ‘‘Komünistin biri bildiri dağıtıyor burada, bu herifi kovalayacak delikanlı yok mu’’ çağrısı üzerine 60 kişinin saldırısına uğrar. Ukrayna’nın en çok tanınan sosyalist örgütü Borotba (Mücadele) meydandan çekilir. AB ve NATO propagandası yapılan meydanda ücretsiz sağlık ve kamusal eğitim hakkı için bildiri dağıtacak koşul kalmamıştır.

Bugün 8 yılını tamamlayan savaş aslında 2013 Aralık’ıyla 2014 Şubat’ı arasında 3 ayda kotarıldı. İkinci Dünya Savaşı’ndaki Nazi işbirlikçisi Stepan Bandera’cı Pravyi Sektor (Sağ Sektör) isimli Nazi Partisi diğer faşist grupları çatısı altında toplar. Hükümet darbesine giden süreç böyle başlar…

‘Milli Devrim’i savunan Sağ Sektör, İkinci Dünya Savaşı’ndaki Nazi işbirlikçiliğinden Üçüncü Dünya Savaşı’nın ağlarının örüldüğü NATO işbirlikçiliğine yol bağlayan Ukrayna sağının omurgasıdır. 2004’te Turuncu Devrime katıldılar; paramiliter eğitim kampları düzenlediler. Doğu Ukraynalılarla savaşmaya giden Neo-Nazi ‘Gönüllü Taburları’ bunlardan oluşuyordu. Türkiye’de ve Kıbrıs’ta bedelli askerlik yapan sağcılara benzemez bunlar!

Sağ Sektör lideri Dimitri Yaroş, doğuda cephede yaralanıp Ocak 2015’te hastanede yatırken ‘Paralel Genelkurmay’ kurulacağını ilan etmişti. Yaroş, Ukrayna Genelkurmay Başkanı Danışmanı oldu; ardından, ‘tehcir ve etnik temizlik ile yumuşak Ukraynalaşma’yı savunan Yaroş, doğrudan yetkilendirme ile Rada’da yerini aldı.

Neo-Nazi Azov taburu komutanı Andriy Biletski Polis Yarbayı yapıldı; komutan yardımcısı Vadim Troyan Kiev Polis Şefi yapıldı. Faşist SVOBODA üyesi Oleg Machnitzki Başsavcı yapıldı…

Maidan devriminden bunlar çıktı işte!

O günlere dönüp hatırlayacak olursak; özellikle Avrupa solunun içerisindeki liberal kafa karışıklığından dolayı, Maidan’da AB ve NATO’nun servis ettiği ‘renkli devrim’ rağbet görüyordu.

Bu ‘maymun iştahlı’ solculuğun bir özelliği vardır: Chavez’i desteklerler, icraatlarını takip etmezler; Çipras’ı desteklerler, icraatlarını takip etmezler; Maidan Hareketi’ni desteklerler, 8 yıl süren Ukrayna İç Savaşı’nı takip etmezler; çıplaklık üzerinden siyaset yaparak gündem yaratan Ukraynalı kadınların örgütü FEMEN’e hayrandırlar, FEMEN üyelerinin 2 Mayıs 2014 Odessa Sendika Evi Katliamı’nın katilleri arasında yer aldıklarını bilmezler!

Bu ‘maymun iştahlı’ solculuk popüler olana sarılır, ama sonra neler yaptığını takip etmez!.. Bugün Rus ordusunun 8 yıllık Ukrayna İç Savaşı’na müdahale etmesinden sonra, Rusya’yı şeytanlaştıranlar da 8 sene önce faşist Maidan hareketinin ‘devrim’ine heyecanlanıyordu!

1 Aralık 2013 cumhurbaşkanlığının basılması denemesinden sonra 19-22 Ocak 2014’te polis ile eylemciler arasında sokak savaşı yaşandı sopalı, kalkanlı, maskeli ve uzun mesafe taş atan mancınıklarla!

18-19 Şubat 2014’te Lviv’de istihbarat binası ateşe verildi ve polis merkezi basılarak 1170 tabanca, kalaşnikof ve keskin nişancı tüfeği çalındı!

20-21 Şubat 2014’te Lviv’den çalınan tüfekler Kiev’in Maidan Meydanı’nda ‘ortaya çıktı’! Meçhul keskin nişancılar 80 kişiyi öldürdüler. Katliamın Sağ Sektör tarafından yapıldığına dair izler bulundu.

Ertesi gün 22 Şubat 2014’te de Faşist Hükümet Darbesi’nin yolu açıldı…

2 Mayıs 2014’te Odessa Sendika Evi Katliamı’nda 100’ü aşkın insan yakılarak diri diri öldürüldü…

AB-ABD’nin Ukrayna darbesinden sonra çekilmiş cunta fotoğrafında dört kişi var: Victoria Nuland, Yatysenyuk, Oleg Tjagnibok ve Klitschko.

Nuland ABD’nin Avrupa-Avrasya’dan sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı.

Yatsenyuk hükümet darbesinin başbakanı.

Oleg Tjagnibok Ukrayna Nazizmi’nin ana partisi Svoboda’nın şefi.

Klitschko ise Merkel’in partisinin vakfında Konrad Adenauer Stiftung’da yetiştirilmiş siyasetçi, Kiev belediye başkanı, meslekten eski boksör.

(27 Şubat 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author