Aziz Şah – ABD’li bir Cumhuriyetçi’nin ve Dışişleri Bakan Yardımcısı’nın yabancı bir ülkede meydanda ekmek dağıttığını ve mitingde coşkulu konuşma yaptığını hayal edin…
Sonra da ‘isyancılar’ın gerçekleştirdiği bir katliamdan sonra iki batılı ülkenin Büyükelçilerinin ‘isyancılar’ın mitinglerine katılarak onları desteklediğini düşünün…
Birinci örnek Ukrayna’dan, ikincisi Suriye’den!
8 senelik savaşı görmezden gelen ikiyüzlü ‘savaş karşıtlığı’yla Ukrayna savaşını anlayamazsınız!
İç savaşın fitilini yakan şiddette iki dönüm noktasıdır Suriye’de Cisr El Şuğur katliamı ile Ukrayna’da Maidan katliamı…
İdlib’in ilçesi Cisr El Şuğur’da 123 güvenlik görevlisi o günlerde Batı’nın ‘Suriye muhalefeti’ diye allayıp pulladığı cihatçılar tarafından katledildi. Uzuvları kesilip nehre atıldı ve toplu mezara gömüldüler!
Nisan’da İstanbul’da ve Mayıs-Haziran’da Antalya’da Türkiye’nin ‘büyük abiliği’nin gölgesinde yapılan ‘Suriye muhalefeti’ toplantılarının sonunda, 2011 yazına Cisr El Şuğur katliamı damga vurdu. Bir ‘devrim’ başlamadan toplu mezara gömüldü…
Bu katliamdan sonra Esad 20 Haziran’da, muhaliflerin derdinin reform olmadığını, ancak ulusal diyaloğu ve reformları sürdüreceklerini, genel seçime gidileceğini ve özgürlüklerin genişletileceğini vurguladı. Genel af çıkardı, ‘Baas partisi toplumun ve devletin yöneticisidir’ diyen Anayasa’nın 8. Maddesi’nin kaldırılması gündeme alındı…
Bugün artık 2011’den 2022’ye 11 yılda iyice tanıdığımız ‘Suriye muhalefeti’ ise, Esad’ın diyalog ve reform çağrısına ‘Diyaloğa Hayır Cuması’ adı verilen eylemlerle karşılık verdi.
8 Temmuz 2011’de Hama’da yapılan ‘Diyaloğa Hayır Cuması’na ABD ve Fransa’nın Şam Büyükelçileri Robert Ford ile Eric Chevallier katılarak destek vermişlerdi. ABD Büyükelçisi Ford güllerle karşılanmıştı!
Dönelim Ukrayna’ya…
Eylemcilere ekmek dağıtan bir ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı hayal edebiliyor musunuz?
Suriye’de cihatçılar ABD Büyükelçisi’ni güllerle karşılamıştı, Ukrayna’da ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Maidan ahalisine ekmek dağıtıyordu…
Tarihin böyle bir anında yan yana gelmekten utanır ekmek ve güller!
Suriye’de ABD ve Fransa Büyükelçileri Cisr El Şuğur katliamından sonra Hama’daki ‘Diyaloğa Hayır Cuması’nda ortaya çıkmıştı. Peki, Ukrayna’da ABD’li senatör ve Dışişleri Bakan Yardımcısı ne zaman ortaya çıktı?
Rusya ile Batı arasında dengede durmaya çalışan Yanukoviç’in AB ile Katılım Ortaklığı Belgesi’ni imzalamayacağını belirtmesi üzerine, 30 Kasım’da patlak veren eylemlerde polis kitleyi kışkırtmak istercesine ‘anlamsızca’ saldırır; keskin nişancılarla yapılan Maidan katliamına giden süreç, ertesi gün 20.000 kişinin Kiev’de miting yapmasıyla başlar…
Sonradan Neo-Nazi Azak Taburuna ve Neo-Nazi Sağ Sektör partisine katılacak olan Bratstwo (Kardeşlik) örgütü öncülüğünde 1 Aralık 2013 tarihinde zincirlerle, iş araçlarıyla ve Molotof kokteylleriyle Yanukoviç’in Cumhurbaşkanlığını basmak için faşist bir kalkışma gerçekleştirilir.
ABD’li üst düzey politikacılar da bu ayaklanmadan sonra Maidan’da yerini alır…
Ukrayna’nın iki kadın celladı var: Angela Merkel ve Victoria Nuland!
2014’e gelen süreçte bizzat faşist, aşırı sağcı, muhafazakâr liderlerin ve kadroların yetiştirilmesinde Merkel’in partisinin vakfı Konrad Adenauer Stiftung başat rol oynar. Hiçbir Alman düşünce kuruluşu bu süreçte masum değildir; Heinrich Böll, Friedrich Ebert, Rosa Luxemburg, Friedrich Naumann vakıfları sol-sosyal demokrat-yeşil-liberal-muhafazakâr ayırt etmeksizin Alman emperyalizminin Ukrayna politikasına ateş taşıdı. Maidan faşist hareketinin arkasındaki üç figürden biri olan Kiev Belediye Başkanı Klitschko Merkel’in manevi oğludur!
Ukrayna’ya müdahil olan Alman politikacıların Yankeelerden farkı kürsüye çıkıp konuşma yapmak yerine, kapalı kapılar ardında iş görmeleridir.
Ukrayna savaşı Afganistan’dan başlayan Avrasya kuşatmasının bir mevziisidir. Savaşlar, darbeler ve ‘renkli devrim’ler bu kuşatmanın parçasıdır. 2000’de Sırbistan, 2004’te Ukrayna ve 2005’te Gürcistan’da yaşanan olaylar bu ‘fason devrimler’e örnektir. Dahası biri Kafkasya’da, diğeri Doğu Avrupa’da Rusya’nın sınırında olan Gürcistan ile Ukrayna’da ABD aynı maşaları kullandı.
2003’te Amerikan hayaleti eski Sovyet cumhuriyetlerinin üzerinde dolaşmaya başladığında Gürcistan’da yaşanan “gül devrimi”nden sonra cumhurbaşkanı olan ve Rusya’nın Kafkasya sınırına NATO’yu yerleştirmek için canhıraş çalışa Mihail Saakaşvili işsiz kalınca 2013 Aralık’ında Maidan meydanında ateşli konuşmalar yaparken bulundu!
Saakaşvili ile birlikte Maidan’da konuşma yapan diğer bir isim ABD’li Cumhuriyetçi John McCain’di. Şöyle diyordu:
-‘‘Özgür dünya sizinle… Amerika sizinle… Ben sizinleyim!’’
Onlar konuşma yaparken koca Amerika Birleşik Devletleri’nin Dışişleri Bakan Yardımcısı Maidan’da eylemcilere ve polise ekmek dağıtmaktaydı!
Tam da o günlerde -2013 Aralık’ında- 1991’den beri ABD’nin Ukrayna’da demokratik bir toplum düzeni yaratmak için 5 Milyar Dolar harcadığını söylüyordu ‘ekmek dağıtan’ Nuland!
Suriye’de ise cihatçılar –Ukrayna’daki provokasyonlardan üç sene önce- İdlib’in ilçesi Cisr El Şuğur’da 123 güvenlik görevlisi öldürüldükten sonra Hama’da ABD Büyükelçisine güller sunuyordu…
Ekmek ve güller demişken, ‘ekmek ve gül’ 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün sembolüdür. 8 Mart’ı kutlamaya kalktı dünyanın en büyük terör örgütü ve savaş tanrısı NATO!
NATO 8 Mart’ı kutlamak için resmi üniformalı Ukraynalı bir kadın askerin fotoğrafını paylaştı. Kadın askerin üniformasının üzerinde ‘Kara Güneş’ diye bilinen NAZİ sembolü olduğunu fark edince fotoğrafı hemen sildiler. 2014’ten beridir Ukrayna İç Savaşı’nı takip edenlerin Naziler üzerine genel kültürü çok gelişti! Benzer bir ‘kaza’ Alman ZDF kanalının da başına gelmişti. Yayınladıkları görüntülerde Ukraynalı askerlerin kasklarının üzerinde SS ve Swastika (Gamalı Haç) sembolleri vardı. Almanlar da inkâr ettikleri Ukrayna gerçeğinde yan bastı. Ukrayna Nazizmin normalleştiği bir saha oldu son 8 senede.
Almanya’da Neo-Nazi partisi NPD üyelerini nerede görseniz tanırsınız: Dazlak, dövmeli, iriyarı yaratıklardırlar… Ancak faşist retoriği yumuşatan ve parlamentoda oturan proto-faşist AfD partisi dazlak, dövmeli ve iriyarı yaratıklardan oluşmaz; şık giyimli, akademik ve liberal görünümlü elitlerdirler. Faşist söylemi nakış gibi kitlelerin bilincine işlerler. NPD’nin Neo-Nazizmi marjinaldir, AfD ise Nazi retoriğinin normalleşmesidir. İşte Ukrayna meselesi tam da budur bugün: Nazizmin Avrupa çapında normalleşmesi!
Batı basınının ‘Rusya’ bile demeden, sadece şeytanlaştırılmış Putin imgesi arkasında yürüttüğü propaganda işte Ukrayna’da marjinal grupların tekelinden çıkıp normalleşen Nazizme kalkan yapılıyor.
Afganistan savaşından Sovyetlerin dağılmasına, oradan Gürcistan ve Ukrayna’nın NATO’ya alınması için yapılan üç renkli devrime uzanan süreçte tesadüflere yer yok: Gürcistan’daki renkli devrimden sonra Cumhurbaşkanı olan, sonra işsiz kalan Saakaşvili 2013’te ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuland’ın ekmek dağıttığı meydanda konuşma yapıyordu.
Sonra ne mi oldu? Emekli Gürcistan Cumhurbaşkanı Saakaşvili Ukrayna’daki darbeden sonra Odessa’ya vali atandı. Odessa gibi tarihi bir şehre daha büyük bir hakaret yapılamazdı…
Gürcistan’daki renkli devrimden Ukrayna’daki renkli devrime yatay geçiş geçti Saakaşvili!
Sonradan Neo-Nazi Azak Taburuna ve Neo-Nazi Sağ Sektör partisine katılan; 1 Aralık 2013 tarihinde Kiev’de cumhurbaşkanlığını basmaya çalışan Bratstwo (Kardeşlik) örgütünün 1999’dan itibaren lideri olan Dimitro Korçinski silah arkadaşlarıyla birlikte 1992-94 arası Moldova merkezi hükümetine karşı, 1996’dan 2003’e Çeçenistan’da Rusya’ya karşı, 2008 yılında da Gürcistan’da Rusya’ya karşı savaştılar!
Gürcistan’ın NATO’cu renkli devrim cumhurbaşkanı Ukrayna’ya vali olarak atanıyor, Ukrayna’nın namlı faşistleri Gürcistan’da Rusya’ya karşı savaşıyor!
Sizi detaya boğmak istemiyorum, ancak Rusya’ya karşı kuşatma savaşı yürütülüyor derken çok boyutlu planlı bir süreçten bahsediyoruz. ‘Hooop, savaş çıkmış, ben gönüllü savaşmaya gidiyorum’ diyemezsiniz; Kıbrıs’a kim geldi 1974’ten önce? NATO’nun Özel Harpçileri! Ukrayna’ya kim gidiyor bugün? Suriye’deki cihatçılar! Nasıl bir cihatsa bu ne İsrail’e karşı ne ABD’ye karşı cihat edildiğini duyduk; cihat hep Avrasya’da!
Avrasya demişken, dönelim ‘dünya adasının kalbi’ Doğu Avrupa’ya, Kiev’e, darbe sürecine…
Tesadüf bu ki ‘Suriyeli muhalifler’in toparlanmak için toplantılar yaptığı Antalya’da geçtiğimiz günlerde TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun aracılığında Ukrayna Dışişleri Bakanı Dimitro Kuleba ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov bir araya geldi. Ukrayna ABD ve Türkiye’nin garantörlüğünü talep etti.
Peki, Ukrayna’da 21 Şubat’ta kimliği belirsiz keskin nişancılar tarafından gerçekleştirilen Maidan katliamından sonra Cumhurbaşkanı Yanukoviç ile 3’lü Maidan muhalefeti arasında imzalanan Altı Maddelik Anlaşma’nın garantörleri kimlerdi?
-Almanya, Fransa ve Polonya Dışişleri Bakanları!
Cumhurbaşkanı Yanukoviç ile muhalefet arasında 2004 Anayasası’nın 48 saat içinde yürürlüğe konulması, Aralık 2014’te Cumhurbaşkanlığı seçiminin yinelenmesi, göstericilerin silahlarını teslim etmesi ve silahların teslim edilmesi karşılığında Olağanüstü Halin kaldırılması için anlaşma imzalandı.
Anlaşmaya imza koyanlar Maidan 3’lüsü Amerikancı Arseniy Yatsenyuk (Batkivshchyna-“Anavatan” Partisi), faşist Oleg Tyagnibok (SVOBODA-‘‘Özgürlük’’) ve Almancı Vitali Kliçko’dan (UDAR-Yumruk Partisi) ile ‘garantörler’ Almanya, Fransa ve Polonya Dışişleri Bakanları.
Yanukoviç ile Maidan muhalefeti arasında anlaşma 21 Şubat’ta imzalandı, darbe 22 Şubat’ta oldu. Cuntada ise anlaşmaya imza koyan Yatysenyuk, Tjagnibok ve Klitschko ile ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland vardı!
21 Şubat’ta anlaşma imzalandı 22 Şubat’ta Rada yasadışı bir şekilde Yanukoviç’i görevden alarak yerine Oleksandr Turçinov’u atadı. Bu zat-ı muhterem de Amerikancı Turuncu Devrim’den sonra İstihbarat Daire Başkanı olan bir zat. Tarihsel süreci bıçakla kesemiyorsunuz işte; 2014 Darbesi’ni konuşurken 2005 Turuncu Devrim’e gidiyorsunuz…
22 Şubat Cuntasının başbakanı ise Ukrayna demokrasisi için 5 Milyar Dolar harcadık diyen Nuland’ın manevi oğlu Arseniy Yatsenyuk oluyor. Almanya ile ABD’nin Ukrayna’daki o günkü kavgası, Merkel’in oğlu Klitschko mu, yoksa Nuland’ın oğlu Yatsenyuk mu oturacak koltuğa kavgasıydı!
7 Şubat 2014’te, yani darbeden önce, Nuland ile ABD’nin Ukrayna Büyükelçisi Geoffrey Pyatt arasında geçen telefon konuşması Youtube’a düşmüştü. Darbe taktiklerini konuşuyorlardı…
-“Bizim adamımız Yats” diyor Nuland Anavatan Partisi lideri Yatsenyuk için…
Büyükelçi ile konuşmasının bir yerinde, AB’nin Ukrayna politikası konusunda Victoria Nuland şöyle diyor: “Fuck the EU!”
Tercüme etmeye gerek yok sanırım: İşte Ukrayna meselesi tam da budur!
Bugün kahramanlaştırılan Zelenskiy seçildikten sonra ABD’den ekonomik yardım isteyince Donald Trump, Biden ve oğlu Hunter Biden hakkında soruşturma açılmasını sağlayacak deliller istedi kendisinden!
Biden’ın Ukrayna ile ne alakası var derseniz; Maidan faşist ayaklanması sırasında Biden ABD Başkan Yardımcısı idi. Detaya girmeden anlatalım: Ukrayna’nın en büyük doğalgaz şirketlerinden biri olan Burizma’ya çökmüş olan oligark Zloçevskiy hakkında Britanya’da kara para aklama davası açılınca Biden’ın oğlundan yardım ister. Ukrayna’nın yeni atanmış Başsavcısı Şokin, Burizma şirketi ile Zloçevskiy’i soruşturmaya girişince ABD Başkan Yardımcısı Biden Ukrayna Başsavcısı Şokin’e savaş açar!
Biden Ukrayna ziyaretinde hükümet yetkililerine verdiği talimatı 2018’de ABD’de bir düşünce kuruluşunun toplantısında şöyle anlatıyor:
-“Bakın ben altı saat sonra yola çıkıyorum. Başsavcıyı görevden almazsanız o bir milyar dolarlık yardımı unutun!”
Sonra Biden devam ediyor: “O… çocuğunu derhal görevden aldılar!”
ABD Başkan Yardımcısı Biden, Ukrayna Başsavcısı ‘‘O…çocuğunu’’ görevden aldırmakla övünüyor; ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuland da ‘‘Fuck the EU’’ diyor!
Sonra da Ukrayna’da 2014’te Euro-Maidan Devrimi olduğunu anlatıyorlar…
Devrim olan ülkede böyle mi olur?
(13 Mart 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)