‘Basiretsizler, beceriksizler, işbilmezler’ safsatası

Aziz Şah – Ankara müdahale etmiş de bakan değişmiş…

TC Devleti Sucuoğlu’nu Ankara’ya çağırmış…

-Bu kadar onursuzluk da olmaz-mış!

Ne kadar onursuzluk olur mesela?

Sizinki kadar mı?

İşinize geldiğinde burada devlet varmış gibi yapıp, işinize gelmediğinde ‘‘Ankara bizi rehin tutuyorsa ödesin’’ diyecek kadar mı?

İşinize geldiğinde -seçimden önce- MİT ajanları tarafından tehdit edildiğinizi anlatırsınız, işinize gelmediğinde burada ‘demokratik bir hukuk devleti’ varmış gibi yaparsınız…

Yeter artık bu yüzsüzlüğünüzden!

Öfkelenen insanların sokağa çıkmamasının sebebi bu ikiyüzlülüğünüzdür, sokağa çıkanların da kafasının çorba olmasının sebebi gene sizsiniz!

Böyle baş olunca, kuyruk başı kesik tavuğa döner!

İşinize geldiğinde işgal olduğunu söyleyip, işinize gelmediğinde Cumhurbaşkanı-Başbakan-Meclis varmış gibi yapamazsınız…

İşgal Rejimi varsa, yasama da işgalciye tabidir! 

İşgal Rejimi’nin kuklaları ile kurduğu ilişkiyi anlamazdan geldiğiniz sürece ve burada bir ‘devlet’ varmış gibi oyuncuk oynadığınız müddetçe bir adım ileri iki adım geri mehterandan farkınız yoktur!

Bu da zaten Ankara’nın sizden beklediği muhalefet şeklidir…

Duyduğumda karşımdakinin ne kadar korkak olduğunu anladığım üç kelimedir ‘basiretsizler’, ‘beceriksizler’ ve ‘işbilmezler’!

Bütün kararların Ankara’da alındığını ve yasaların, paketlerin, protokollerin Ankara’dan geldiğini bile bile çıkıp buradaki işbirlikçilere basiretsizler, beceriksizler ve işbilmezler demek korkaklıktır.

Para ve ekonomi politikası ile faiz kararları Ankara’da alınırken Kıbrıs’ın kuzeyine enflasyon ve devalüasyonun çarpan etkisi vurur. Buradakilerin hiçbir yetkisi olmadığını bile bile bağırıyorsunuz anlamsızca!

Tacan Reynar, Kıdemli Yargıçlıktan istifa ederken ‘‘KKTC sosyal bir hukuk devletidir yalanını daha fazla söylemeyeceğim’’ dedi. Noktayı koydu…

En azından o günden sonra muhalif olanların yeni bir cümle kurması gerekiyordu.

Tacan o dersi verene kadar, onlarca kez deneyimledik 70’lerde, 80’lerde, 90’larda, 2000’lerin başında…

Hiçbirinden ders almadıysanız 22 Ocak’ın yargı sürecinde ders alsaydınız!

Hiçbir şey olmamış gibi Tacan’dan sonra aynı nakarata devam etti muhalefeti, sendikaları, ‘devrimciler’i…

-KKTC sosyal bir hukuk devletidir, deyu!

‘Düzenin bekçisi’ olması beklenen bir yargıç perdeyi söküyor, siz çıkıp yerine geri takıyorsunuz…

Tarih ve mücadele öğretiyor, siz öğrenmemek için diretiyorsunuz, çaresizliğin ustası oldunuz, sizden ala basiretsiz var mı?

Bağırıyorlar:

-Basiretsizler!

Ankara Kıbrıs’tan uşaklarını çağırmış…

Bağırıyorlar:

-Onursuzlar!

Ankara çağırmış da ‘hayır’ dememişler…

Bağırıyorlar Türk Lirası eridiği için yapılan zamlara:

-İşbilmezler ve beceriksizler!

Sömürge ilişkisini sorgulamıyorsunuz…

Türk Lirası kullanımı üzerinden süren soyguna itirazınız yok…

Göbek bağından gayet memnunsunuz…

Tek sorun demokrasicilik oynarken Ankara’nın uşaklarını ayağına çağırmış olması…

Ankara demokrasi oyununuzu mu bozdu?

İşgal Rejimi varsa, yasama da işgal rejiminin mevzuatını çıkararak işgali meşrulaştırmak için vardır. KKTC Meclisi bunun için var…

‘KKTC Meclisi işgalin perdesidir’ derken bunu kastediyoruz!..

Gündemimiz Belediyelerin Birleştirilmesi Yasası…

2010 TC-KKTC Protokolü kapsamında yapılan bir çalışma sonucu TC Büyükelçiliği belediyelerin birleştirilmesi için rapor hazırladı. 12 sene sonra da o yasa masaya kondu.

Sizin hafızanız iki dakikalık, sömürgecinin ilhak politikaları ise yarım asırlıktır!

KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil açıkladı:

Faiz Sucuoğlu sendikalarla yaptığı görüşmede ‘Belediyelerin Birleştirilmesi Yasası’nın Ankara’dan dayatıldığını söyledi.

Elcil Cuma günü bunu açıkladı, cumartesi manşetimizdeydi. Günler geçti yahu üzerinden, hiç böyle bir açıklama yapılmamış gibi yattınız kulağınızın üzerine…

Ta ki uşaklar Ankara’ya çağrılsın!

(13 Nisan 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author