Toroslar’a karşı ‘yef’ çekmek

Aziz Şah – Ankara bir adım geliyor üstümüze, Kıbrıslı sözde toplumsal muhalefet üç adım geri çekiliyor…

Ankara bir adım daha geliyor, Kıbrıslı bir sözünü, bir tezini, bir kutsalını daha inkâr ediyor…

Ankara’nın bir adımına karşı üç adım geri çekile çekile çekilecek yer kalmadı. Uçurumun ağzına geldik çoktan…

Ne 10 sene önce söyleyebildiklerinizi söyleyebiliyorsunuz artık, ne 20 sene önce doldurabildiğiniz meydanları doldurabiliyorsunuz…

10 sene önce açabiliyordunuz; şimdi de açın meydanlarda ‘NE PARANI, NE ASKERİNİ, NE PAKETİNİ, NE UŞAĞINI’ pankartını…

20 sene önce ‘‘General Urfa’ya!’’ diyordunuz meydan dolusu, şimdi gidiyorsunuz Bu Memleket ‘Kimin’ Platformu olarak TC Elçiliği’nin kapısına:

-‘Bizim TC Devleti ile hiçbir sorunumuz yok’, diyorsunuz…

Kurtulmak istemeyen kurtulamaz!

Siz esareti seviyorsunuz, özgürlüğü ve bağımsızlığı hayal edemiyorsunuz…

Alttan aldıkça, yediğiniz tekmeyi tokadı linçi küfrü öğrenemediyseniz, vatansız kalmaktan şikayet etmeyeceksiniz!

Sizin yüzünüzden hikâyesi, kökü ve vatanı olmayacak bir sonraki neslin!

Köksüzlük en büyük yaradır…

Batıya kapağı atacaklar diye sevinmeyin, -çünkü vardır öyle Pollyannalığınız-, hep yaralı kalacaklar!

Bir Cumhuriyetiniz vardı, altın tepside hediye ettiniz Rumlara; tutturdunuz ne ‘‘Ruma yama ne Türkiye’ye vilayet’’ diye. Merak etmeyin vilayet bile yapmaz sizi Türkiye, tekme tokat atacak bu diyardan…

Ortak kaygıları, acıları ve değerleri kalmamış bir ahali toplum falan değildir.

Öyle, ‘‘Kıbrıs Türkü biat etmez’’ diyerek kimseyi gofa getirebileceğinizi zannetmeyin, kendinizi sosyal medyanın yalan deryasında avutmayın…

Bir ahali toplum olmak isterse olur(du), bir toplum kurtulmak isterse kurtulur(du)…

1950’lerden beridir tersine aktı bu nehir!

Bu ahali üzerine giydirilen deligömleğini kabullendi. Bu ‘deligömleği’ Türk askerini Kıbrıs’a getirmek, Türkiye’ye Kıbrıs’ın kapısını açmak ve TC Devleti’nin Kıbrıs’ı İstirdat Projesi’nin anahtarı olmaktı. ‘Kıbrıs Türkü’ dediğiniz ahaliye biçilen misyon buydu! Görev tamamlandı…

Biraz zorla, biraz rızayla, bazımız çok suçluydu, bazımız tamamen masum…

En masumumuzun suçu aynı şeyleri yapıp farklı sonuç beklemektir; aynı yolu yürüyüp farklı bir yere varacağını zannetmektir!

Geri çekile çekile uçurumun ağzına gelen muhalefetin sözü bitti…

-‘UBP içki zammını geri çek’ demekten fazlasını söyleyemiyor!

Zammı çeksin ki ‘yef’ çekin Toroslara karşı…

1981’de muhalefet seçimi Türkiye’ye karşı kazandı. Ankara izin vermedi hükümet kurmasını. Bütün sömürge düzenini baştan yapılandırdı. Siz hâlâ KKTC’yi reforme etmekten bahsediyorsunuz!

1981’de seçimi kazanıp Ankara’dan tokat yiyen muhalefet 2022’de hâlâ erken seçim çağrısı yapıyor…

1981’de almanız gereken dersi almadınız, ne mutlu sizin gibi Pollyannalara!

***

Şener Levent’e ve Avrupa-Afrika gazetesine ‘Yabancı Devlet Büyüklerine Hakaret’ten TC Elçiliği’nin ‘Kıbrıs Türk halkı’ adına şikayetçi olmasıyla Lefkoşa’da dava açıldı. Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nde yargıç tarihi bir ifade özgürlüğü kararına imza atarak beraat ettirdi.

Buna karşın Ankara’da ‘Cumhurbaşkanına Hakaret’ten karşı-dava açıldı. Şener Levent Lefkoşa’da beraat ettiği davadan Ankara’da bir yıl hapis cezasına mahkum oldu.

Bu Ankara’daki mahkemenin Lefkoşa’daki mahkemeye ültimatomudur!

Kurtulmak isteyen kurtulur, her zaman çare vardır. Kurtulmak istemeyen ise en büyük yarayı, köksüzlüğü bırakır gelecek kuşaklara!

UBP içki zammını geri çekmiş, şimdi ‘yef’ çekebilirsiniz Toroslar’a karşı…

(27 Nisan 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author