Raif ile Arif

Aziz Şah – Tarihi bir fotoğraftır YDP’nin UBP’ye muhtıra verdiği ‘an’ın fotoğrafı…

Türkiye’nin Kıbrıs’a yerleşimci nüfus taşımasına maşa olan UBP’ye yerleşimci sömürgeci nüfusun partisi YDP muhtıra veriyor.

UBP’nin oyu azaldıkça nüfus taşındı, Denktaş seçimi kaybedince yerleşiklere parti kurduruldu.

İşte sonuç…

Kendi yarattığı zindanın esiri bir gardiyan! 

Ankara adına yerleşimci nüfusun partisinden iki ilahiyatçı UBP’ye muhtıra veriyor…

Sadece UBP’ye değil, CTP’ye, HP’ye, DP’ye, TDP’ye, TKP’ye, BY’ye… KKTC’ye kayıtlı olup yerleşimci nüfusu savunan bütün partiler kendi yarattıkları zindanın esiridir.

UBP gibi nüfus taşımamış olabilirsiniz ama suçunu sahiplendiniz. Dağıtılan işgal ‘vatandaşlık’larını normalleştirdiniz. Demografi mühendisliği ile siyasal mücadelenin sosyal zeminini yok ederek elinizi kolunuzu bağlamalarına alkış tuttunuz. İşgal rejimini ve demografi mühendisliğini oy kaygısıyla sahiplendiniz. ‘An’ı düşündünüz, yarını değil!

Kıbrıslı Türk olmayı ‘KKTC vatandaşlığı’na indirgediniz. Kendi kimliğinizi kendi elinizle yok ettiniz…

YDP’nin UBP’ye muhtıra verdiği fotoğrafta iki kişi var: Din İşleri eski Başkanı Talip Atalay ile ilahiyatçı Erhan Arıklı…

İki imam bir UBP’ye bedeldir!

Ecevit’in taşıdığı nüfus Erdoğan’ın imamı olmuş işte…

Kansız Soykırım’da süreklilik esastır!

İki yerleşimci ilahiyatçı parmağında oynatıyor koca UBP’yi!

1958’de kurulan TMT’nin siyasi kolu olduğunu söyleyen UBP’ye 1985’te TC Büyükelçiliği’nde kurulan YDP muhtıra veriyor…

TMT’yi de TC’den atanan komutanlar yönetirdi, UBP’yi de TC’den atanan YDP yönetiyor işte…

***

YDP’nin UBP’ye verdiği muhtıradan önce Serdar Denktaş, Raif’i ve Arif’i hatırladı…

“Kendi vatanında vatansızlığa mahkum edilmek istenen dünyadaki ender halklardan biri olma durumundan kurtulmalıyız” demişti Raif Denktaş 13 Mayıs 1983’te…

Henüz Baba Denktaş sonumuzu getirmek için KKTC’yi kurmadan önce…

TC Büyükelçisi İnal Batu tarafından YDP kurulmadan önce…

Son yaşananlarda Raif’in sözünü hatırladı Serdar Denktaş.

Raif “Kendi vatanında vatansızlığa mahkum edilmek istenen dünyadaki ender halklardan biri olma durumundan kurtulmalıyız” dediği zaman, Baba Denktaş henüz “Gelen de Türk giden de, beğenmeyen çeksin gitsin” dememişti…

Raif 1983’te uyardı, Baba Denktaş 1994’te kovdu Kıbrıslı gençleri kendi öz yurdundan!

Dünyada kaç lider vardır kendi yurdundan gençleri kovan?

Denktaş’ın Kıbrıslı gençleri öz yurdundan kovduğu günlerde YDP DP’ye katıldı…

Herşey göstere göstere geldi, direnmemek için direndiniz!

***

Son yaşananlarda önce Raif’i, sonra Arif’i hatırladı Serdar Denktaş:

-‘‘Tatar Hükümet kurma görevini iki gün önce istifasını kabul ettiği kişiye aynı hükümeti kurmak için görev verdi. Bu maskaralık değil de nedir? Arif Hasan Tahsin rahmet istedi’’ dedi.

Serdar Denktaş da ‘Arif hocanın dediğinden’ dedi…

Maskaralık nedir bilir misiniz?

1974’ten beridir toplumu yok edilirken, ahalisi vatansızlaştırılırken, ülkesi altından çekilip alınırken sesini çıkarmayıp, yaşanan Kansız Soykırım’ı başka başka maskelerle örtmektir maskaralık!

Maskaralık, gerçeği gizlemek için yüzünüze geçirdiğiniz maskelerle yaptığınız soytarılıktır.

21 Haziran 1989’da Arif Hasan Tahsin şöyle diyordu:

‘‘1974 sonrasının Kıbrıslı Türkler üzerinde yaptığı tahribat, Makarios-Grivas ikilisinin yaptığı tahribatın çok üstündedir. Kıbrıslı Türkler tarihin hiçbir döneminde, bu denli yüksek sayıda ülkelerini terketmek zorunda bırakılmamışlardır. (…) Kıbrıs’ta bugüne dek varolan iddialı Kıbrıs Türkü ortadan kaldırılmış olacaktır. Bu mu Türkiye’nin Kıbrıs’ta istediği? Buysa, 1974 sonrasında başlatılıp günümüze dek sürdürülenler doğrudur, sürdürülsün’’…

Maskara, kendi toplumu Türkiye tarafından yok edilirken ‘Türkiye düşmanı’ yaftası yememek için kılıktan kılığa girip suratına maske geçiren aydın ve politikacı şarlatanlardır!

(5 Mayıs 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author