Yerleşimci sömürgeci Albay’a karşı Raif Denktaş: ‘‘SANKİ TÜRKİYE’NİN TEMSİLCİSİDİR BURADA. HASTÜRK!’’

Aziz Şah – 22 Şubat 1985…

Baba Denktaş’ın darbesi ile ilan edilen KKTC ‘Kurucu Meclis’inde Alpay Durduran’ın ‘‘Vatandaşlıkları Bakanlar Kurulu değil Meclis onaylasın’’ önerisi üzerine yapılan tartışmanın oturumu…

Raif Denktaş’ın 35 sene sonra meşhur olan o konuşmayı yaptığı oturum.

‘‘Sayın Başkan; değerli arkadaşlar; hükümetimizin muhterem üyeleri;

76 seçimlerinden 81 seçimlerine, 81 seçimlerinden de 85 seçimlerine giderken daha önce de belirttiğimiz gibi seçmen sayılarında anormal artış görüldüğü takdirde dünya basınını Kıbrıs’a çağırıp ‘bu seçim maskaralıktır, Türkiye’den getirilmiş, ithal edilmiş seçmenlerle bu oyun oynanmaktadır’ diyeceğiz…’’ diye Raif’in söze girdiği o meşhur konuşmanın yapıldığı oturum…

Raif’ten sonra yerleşimci nüfustan iki Albay söz aldı. Oturumun en sert sözünü Raif, yerleşimci nüfusun YDP’den önceki faşist partisi Türk Birliği Partisi’nin başkanı emekli Albay İsmail Tezer’e söyledi:

-‘‘Sanki Türkiye’nin temsilcisidir burada. Hastürk!’’

Raif doğrudan Türkiye’yi karşısına aldı…

Türkiye’nin çıkarları ile Kıbrıslı Türklerin çıkarlarını birbirinden ayırdı bir cümle ile!

***

1974’ten sonra Türkiye buraya taşıdığı nüfusa Türkiye’deki siyasal eğilimlere paralel olarak partiler kurdurdu. 2016’da kurulan yerleşimci sömürgeci nüfusun partisi YDP’ye kadar başkanlar hep asker kökenliydi. 2016 Türkiye’sinde askerlerin yerini imamlar aldığı için YDP’nin başkanı da ilahiyatçı bir Türkçü-Ülkücü Erhan Arıklı oldu. 12 Eylül sonrasının ‘Türk-İslam sentezi Ülkücülüğü’dür bu!

Kronolojik olarak bakalım Türkiye’nin siyasal gelişimine ve eğilimlerine paralel olarak Kıbrıs’ta yerleşimci nüfusa kurdurduğu partilere:

1978’de emekli hava subayı Selahattin Öztokatlı’nın başkanlığında kurulan Demokratik Parti, İslamcıdır.

Gene İslamcı temelde 1979’da kurulan Islah ve Refah Partisi’nin başkanı da emekli subay Özer Ergene’dir. Ergene adaya önce asker olarak 1959’da gelir, 1974’ten sonra tayin yoluyla gelir. Emekliliğinde burada yaşamaya başlayınca parti kurar.

İslamcı temelde kurulan partiler hemşerilik bağlarını pas geçtikleri için etkisiz olurlar.

1979’da Türkçü faşist çizgide Türk Birliği Partisi kurulur emekli Albay İsmail Tezer tarafından. Kıbrıslıları aşağılayan bir üslubu vardır Türk Birliği Partisi’nin. Raif Denktaş’ın 1985’te ‘‘Sanki Türkiye’nin temsilcisidir burada. Hastürk!’’ dediği de Tezer’dir.

1960’larda emekli olan Albay Tezer, işgalden sonra Kıbrıs’a yerleşip otel işletmeye başlar. KTFD Sosyal Konut ihalesini kazanan Türkiyeli Saygun İnşaat Şirketi’nden Fesih Seyitoğlu ile ortaktır… CTP-TKP-DHP’nin kazandığı ancak Ankara’nın hükümet kurmalarına müsaade etmediği 1981 seçiminde kurulan azınlık hükümetinin Sosyal İşler Bakanı olarak atanır. Bakan Tezer, sosyal konut ihalesini kendisine kazandırması için İçişleri ve İskân Bakanı Eşber Serakıncı’ya rüşvet teklif eder. Bu da rahmetli Mustafa Çağatay tarafından açıklanır. (1 Şubat 1984, Yenidüzen)

Hem asker hem müteşebbis hem de miting meydanında ‘‘Kıbrıslıların donlarını başlarına geçirmekten’’ bahseden; Derviş Eroğlu’nu bile ‘Venedik bozuntuları’, ‘İngiliz piçleri’ diye Kıbrıslılara hakaret ettiği için rahatsız eden bir zat.

2000’lerin başında Kıbrıslıların dilinde sigara söndürmekten ve hadım etmekten bahseden Erhan Arıklı’nın 1970’lerdeki haliydi Albay Tezer. Bu da şunu gösterir ki, yerleşimci sömürgeci nüfusun Kıbrıslılara beslediği kin ve nefret zamanla azalmıyor, çoğalıyor!

1979’da Albay Tezer’in faşist Türk Birliği Partisi’nden sonra, TC Büyükelçisi İnal Batu’nun 1984’te Albay Aytaç Beşeşler’e kurdurduğu Yeni Doğuş Partisi çıkıyor karşımıza. Albay Beşeşler 20 Temmuz Harekâtı’nda ilk personel hizmet taburunda sefir subayı idi, 1979’a kadar yerleşimci nüfusla temas halinde Sivil Savunma (Özel Harp) uzmanı olarak çalıştı, 1984’te de TC Elçiliğinde kurulan YDP’nin başkanı oldu.

1978-79’da kurulan İslamcı partiler gibi 2003’te Annan Planı döneminde, Türkiye’deki ‘‘Kıbrıs’ı vermeyiz’’ cephesinden emekli Albay Oğuz Kalelioğlu tarafından kurulan Kıbrıs Adalet Partisi de var. Bu satırların yazarının ilk gençlik yıllarıydı o günler…

Temmuz 1974 Darbe ve İstilasından sonra ABD emperyalizminin Kıbrıslılara çektiği en büyük oyun olan, ‘3. Harekât’ Annan Planı karşısında, ne olup bittiğini anlamayan Türk milliyetçileri, ABD’nin Türkiye’yi verdiği Annan Planı lütfuna karşı ‘‘Kıbrıs’ı vermeyiz’’ cinneti geçirdiler. O günlerde ‘‘Tankları süreriz, Baf’ı da alırız’’ diyordu Albay Kalelioğlu. 28 Şubat sürecinde Türkiye’de diyanet işlerine danışmanlık yaptı.

2016’da ilahiyatçı, Türkçü-Ülkücü Erhan Arıklı, 1984’te TC Elçiliği’nde kurulan Yeni Doğuş Parti’sini ‘Yeniden Doğuş Partisi’ olarak kurdu. Sömürgeci yerleşimci nüfusun kurduğu partiler içerisinde ‘başkan’ı meslekten asker olmayan tek partidir.

Türkiye’nin soğuk savaş döneminde geçirdiği dönüşümün bir prototipi gibidir TC Devleti’nin Kıbrıs’ta yerleşimci nüfusa kurdurduğu partiler. Önce İslamcılık, sonra Türkçülük, Türkçülük-hemşericilik ve Türk-İslam sentezi Ülkücülüğü olarak bilinen günümüz faşist hareketi ile hemşericiliğin harmanlanması olarak çıkıyor karşımıza.

Kıbrıs’ta Cumhuriyetçi Türk Partisi bile kurulurken Türkiye’den izin aldı. Avukat Mithat Berberoğlu’nun partinin tüzük ve programını Ankara’ya gönderilmek üzere TC Büyükelçisi Ercüment Yavuzalp’a tevdi ettiğini biliyoruz. Kimse yerleşimci sömürgeci nüfusun ve onca komutanın Kıbrıs’ta parti kurarken ‘hür iradesi’yle hareket ettiğini söyleyemez.

***

İşte bu arka plan bilgisini ve kısa tarihçeyi anlattıktan sonra bizim Raif’in faşist Türk Birliği Partisi’nin başkanı emekli Albay İsmail Tezer’e ‘‘Sanki Türkiye’nin temsilcisidir burada. Hastürk!’’ sözüne dönebiliriz…

Raif’in bu sözü neden söylediği, daha da önemli kılıyor söyleneni…

İsmail Tezer şöyle diyor:

‘‘Bizde Türkiyeli Kıbrıslılık yok. Ve bugün muhakkak biliyorsunuz ki arkadaşlar, tekrar etmek istemiyorum. Türkiye’nin yardımı olmamış olsa Kıbrıs olmaz. Onun için biraz izahlı düşünelim’’…

Tezer’e cevaben Raif Denktaş şöyle diyor:

-‘‘Seni de çekeceğiz bunun karşılığı olarak ha!’’

Arada başkaları söze giriyor… Raif devam ediyor:

-‘‘Sanki Türkiye’nin temsilcisidir burada. Hastürk!’’

***

Bugün kendine ‘Kıbrıslı Türk solcusu’ ve ‘Kıbrıslı Türk devrimcisi’ diyenlerin, CTP, TDP, TKP, Bağımsızlık Yolu’nun ağzından düşürmediği ‘Türkiyeli-Kıbrıslı kardeştir’ lafını faşist bir yerleşimci Albay söylüyordu 1985’te; sağcılıktan ve Türk milliyetçiliğinden gelen ‘Denktaş’ soyadını taşıyan Raif veriyordu ona ağzının payını…

Bizim toplumun ‘sağ kökenli’ aydınları gerçekle yüzleştiklerinde öyle bir haykırırlar ki gerçeği şaşırırsınız:

Turancı Muzaffer Gürkan’ın Kıbrıs Cumhuriyeti’ni savunması, Atatürkçü Dr. İhsan Ali’nin ne taksim ne ilhak, Kıbrıslıların bir arada yaşamasını savunması; Denktaş’ın özel sekreteri Kutlu Adalı’nın Kıbrıslılığın bayrağını yükseltmesi, Denktaş’ın oğlu Raif’in yerleşimci nüfusa ilk karşı çıkanlardan biri olması tesadüf değildir. Ayhan Hikmet’in ilk günden üniter Kıbrıs Cumhuriyeti’ni savunması, Kutlu Adalı’nın önce taksim, sonra federasyon ve en sonunda çoğulcu demokratik üniter Kıbrıs’ı savunması tesadüf değildir.

‘Azınlık’ ve ‘küçük’ toplumların savunma refleksidir bu. Hangi ideolojiye ve eğilimlere mensup olursanız olun soykırımdan geçirilmiş, dünyanın dört bir tarafına dağılmış, göç ettirilmiş, yersiz yurtsuz köksüz bir toplumun evladıysanız ideolojik inançlarınızla maddi koşullarınız örtüşmez. Bu yüzden isimlerini saydığımız ‘sağ kökenli’ aydınlarımızın kimisi 1960’ta Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla, kimisi de 1974’ten sonra hayalini kurdukları Türkiye’nin gerçeği ile yüzleştiklerinde hakikati haykırdı. Sonucunda da hepsi Özel Harp Dairesi’nce öldürüldü!  

‘Azınlık’ın kendini koruma refleksiyle Raif, ‘‘Sanki Türkiye’nin temsilcisidir burada. Hastürk!’’ diyor Albay’a!

Türkiye karşısında ‘Kıbrıslı Türk azınlık toplumu’nu savunuyor Raif…

‘Sağcı’ Raif’in 1985’te itiraz ettiği Türkiyeli-Kıbrıslı demagojisine bugün ‘sol’ teslim oldu. ‘Türkiyeli-Kıbrıslı yok, hepimiz kardeşiz’ demagojisi bugün Kıbrıs’ta işgale karşı mücadelenin en büyük engelidir. 1985’te Albay’ın söylediğini bugün ‘KKTC solu’ söylüyor. CTP, TDP, TKP, Bağımsızlık Yolu’nun resmi söylemidir 1985’te Raif’in itiraz ettiği. Çünkü yerleşimci sömürgeciliği Kıbrıslı solu Türkleştirerek teslim aldı.

***

22 Şubat 1985’te Alpay Durduran’ın ‘‘vatandaşlıkları Bakanlar Kurulu değil Meclis onaylasın’’ önerisinin konuşulduğu oturumda Raif özetle şöyle diyordu:

-‘‘76 seçimlerinden 81 seçimlerine, 81 seçimlerinden de 85 seçimlerine giderken daha önce de belirttiğimiz gibi seçmen sayılarında anormal artış görüldüğü takdirde dünya basınını Kıbrıs’a çağırıp ‘bu seçim maskaralıktır, Türkiye’den getirilmiş, ithal edilmiş seçmenlerle bu oyun oynanmaktadır’ diyeceğiz…

Kıbrıs’ta seçim iddiasında bulunurken bir taraftan da bizi dünyaya karşı bu seçimin maskaralık bir seçim olduğunu söyletecek derecede önlerine gelen herkesi ha bire yurttaş yaparak seçmen ithal etmek yolu mutlak surette kesin olarak terkedilmelidir…

Çünkü bu memleketin sosyal dokusu değişmektedir kötüye doğru ve buna şu veya bu şekilde son verilecektir. Biz yasal ve barışçı yollardan son verilmesi gereğine inanıyoruz, çünkü bizim ne kaybedecek bir şeyimiz vardır ne de başka gidecek yerimiz. Bu memlekete sahip çıkacağız ve bizimdir diyeceğiz. Önüne gelen gelip bunun içerisinde vatandaş olamaz…

Bugünden seçmen listelerinin askıya çıktığı güne kadar yapılacak olan her yurttaş kasıtlı olarak, seçim maksadıyla yapılmış ve seçmen yapılmak için yurttaş yapılmış kişidir. Ve büyük tepki göstereceğiz, ikaz ediyoruz, çok büyük tepki göstereceğiz, dünya basınında tepki göstereceğiz ve hiç de hoş olmayacak…

Çaresi budur. Çünkü başka bir şekilde ikaz ediyoruz, durmuyorsunuz, uyarıyoruz, durmuyorsunuz, soru soruyoruz, yuvarlak cevaplar veriyorsunuz. Ama bu da böyle gidiyor. Bunu durduracağız beyler”…

***

Bu sözlerinden sonra Raif’e karşı söz alanlardan ikisi TC’nin kurdurduğu yerleşimci partilerinin liderleri olan Albaylardı. Faşist Türk Birliği Partisi başkanı Tezer ile TC Büyükelçisi İnal Batu’nun kurdurduğu YDP’nin başkanı Aytaç Beşeşler…

Senelerdir yerleşimci nüfus sömürgeciliği konusunda taşıma nüfusun ‘‘KENDİ GELEN’’  olmadığını anlatırım. Hatıratlardan ve belgelerden aktarırım. Kıbrıs’ın kuzeyi etnik olarak arındırıldıktan sonra planlı ve programlı bir şekilde TC Yardım Heyeti, TC Toprak ve İskân İşleri Genel Müdürlüğü ve TC Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü-Toprak Komisyonu tarafından taşındı Türkiye’den yerleşimci nüfus.

Hakkı Atun anılarında, ‘‘Türkiye’den deniz yolu ile ve bir program çerçevesinde getirilen işgücü niteliğindeki göçmenler, planlı biçimde ve önceden temizlenip tamir edilen boş köylere yerleştirildi’’ diye yazıyor.

YDP başkanı Albay Aytaç Beşeşler de Raif’e şöyle diyor:

-‘‘Buraya KENDİ GELEN olmamıştır. Buraya kimler nasıl, ne zaman getirildi, bunu herkes bilmektedir’’…

***

Raif’in konuşmasına en çok sinirlenen Albay Tezer oluyor. Özellikle, ‘‘dünya basınını Kıbrıs’a çağırıp ‘bu seçim maskaralıktır’…’’ diyeceğiz sözüne öfkelendi Albay:

-‘‘Sayın Başkan, Sayın Meclis üyeleri, biz bütün Türkler ister Rusya’dan gelsin isterse Amerika’dan gelsin, isterse Bulgaristan’dan gelsin, kapımız Türkiye’ye açıktır. Türk demek manasını bilmeyen bir insanın, saçma sapan konuştuğu bir insanın neyi düşündüğünü ve kimlerin duyduğunu bütün gizlilikle, efendim ‘Birleşmiş Milletler’in basınlarını getireceğinden bahsettiğini, daha biraz evvel gazetede Türkiye’nin barışı sağlayacağını söyleyen bu kimse bir de başkan olmuş. Nasıl başkandır bilemiyorum. Orda gördük. Parti Başkanı, Parti Başkanı değil bir bok olamaz’’…

Albay epey sinirlenmiş Raif’e… Devam ediyor:

-‘‘Denktaş’ı desteklemek için 1981 senesinde, kendisi de bilirler, saat 12.00’de Denktaş’a telefon ederek ‘kazandınız’ diyen benimdir. Köy köy dolaşarak hürmet ettiğim bu kimsenin oğlu olarak teessür ediyorum. Ve bu aileyi çökertmek için ne lazımsa yapmaktadır bu adamcağız’’…

Sonra lafı, Türkiyeli-Kıbrıslı ve sizi kurtardık demagojisinde getirdiği vakit, bizim Raif içinden çıkar…

Yerleşimci Albay devam eder:

‘‘Bizde Türkiyeli Kıbrıslılık yok. Ve bugün muhakkak biliyorsunuz ki arkadaşlar, tekrar etmek istemiyorum. Türkiye’nin yardımı olmamış olsa Kıbrıs olmaz. Onun için biraz izahlı düşünelim’’…

Raif Denktaş şöyle der karşılığında:

-‘‘Seni de çekeceğiz bunun karşılığı olarak ha!’’

-‘‘Sanki Türkiye’nin temsilcisidir burada. Hastürk!’’

Raif doğrudan Türkiye’yi karşısına aldı…

Türkiye’nin çıkarları ile Kıbrıslı Türklerin çıkarlarını birbirinden ayırdı bir cümle ile!

Raif’in karşısındaki yerleşimci Albay’ın söylediklerini söylüyor bugün ‘‘Kıbrıslı Türk solu’’… Çünkü yerleşimci sömürgeciliği Kıbrıslı solu Türkleştirerek teslim aldı.

(15 Mayıs 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author